Bugün bir değişiklik yapacağım.
Konuya doğrudan dalacağım sırdaşlar.
Ne şiir, ne şarkı, ne özlü söz.
Çünkü yazımın başlığından da anlayacağınız üzerine, bir dağ (yani bir medya patronu) öyle bir fare doğurdu ki…
Bu durumu anlatacak ne bir söz, ne bir şiir bulabildim.
O nedenle buyurun mevzuya…
Fakaaaaaaaaatttttt önceeeeee konuyu anlatabilmem için, siz can yoldaşlarımı zaman makinasına koyup yakın geçmişe götürmem gerek.
13 Mayıs 2024 tarihli bir Medyaradar haberine.
Medya aleminin en etkili ve yetkili sitesi ve onun editörü, Halk TV patronu Cafer Mahiroğlu’nun zam sözü verdiği bir tweetini zamanında işte böyle haberleştirmiş:
Linke tıklamaya üşenenler için bir kez de ben buraya iliştireyim, bakalım Mahiroğlu hangi ifadelerle çalışanlarına zam sözü vermiş:
"Halk TV, çalışanlarının, zorlaşan hayat şartları altında daha fazla ezilmemesi için haziran ayında aylıklarda imkanların elverdiği ölçüde yeni bir düzeltme daha yapılacaktır. Devletin topladığı vergiler adil bölüştürülmek zorundadır. Kamu reklamlarını planlayan ajans sahiplerine çağrımızdır: Devletin size verdiği bütçeyi doğru planlayın. Kamu reklamlarını adil paylaştırmak zorundasınız. Tarafgirlikten vazgeçin. Zira bu vergiler Halk TV çalışanları ve izleyicilerinden de toplanıyor."
Eveet keskin kulaklarıma gelen bilgilere göre, patronun bu tweeti Halk TV çalışanları arasında büyük bir zam beklentisine neden oldu.
Hatta bazı çalışanlar tatil planlarını yapılacak zam üzerine kurdu.
Kimi borç yükü altına girdi.
Ammaaaaaa bilin bakalım ne oldu?
Patronun zam vaadi sadakadan hallice çıktı!
Hazır mısınız rakamı duymaya?
Halk TV çalışanlarına, 500 ila 1000 lira arasında değişen bir zam yapıldı!
Evet yanlış duymadınız.
Dört kişilik bir ailenin tek seferlik market alışverişini bile karşılamayacak bir rakam…
Zaten Mahiroğlu’nın tweetinde kullandığı bir ifade, zam oranının komik bir rakam olacağının sinyalini vermiş:
İMKANLAR EL VERDİĞİ ÖLÇÜDE.
Tweetin kalanında da, suçu kamu reklamlarını dağıtan ajans sahiplerine atması, perşembenin geleceğini çarşambadan göstermiş.
Elbette muhalif medyaya uygulanan ekonomik bir abluka olduğunu hepimiz biliyoruz.
Bendeniz de defalarca iktidara seslendim.
Bu ayrımcılığa son verin dedim.
Dedim ammaaaaa…
500 lira zammın da sorumluluğunu hiçbir patron kimseye atamaz.
Mahiroğlu’nun kendi kişisel serveti, şirketleri göz önünde bulundurulduğunda,
bu rakamın hiçbir izahı olamaz.
Hele ki İsmail Küçükkaya, İsmail Saymaz, Ece Üner gibi ekran yüzlerine çuvalla para dökerken…
Müsaadenizle, bu konuya ayrı bir başlıkta değinmek istiyorum yoldaşlar.
EMEKÇİDEN ALINIYOR, EKRAN YÜZÜNE VERİLİYOR
Bu arada kulisimi verirken önemli bir mevzunun altını çizmem gerek:
Halk TV’deki bu zam garabeti, haber merkezi çalışanları için geçerli.
Yani bu sadakaya layık görülenler sadece emekçiler.
Zaten yüklü maaşlar alan bir grup ekran yüzü, yine ballı zamlardan da nasibini aldı.
Sırdaşlarım medyada gelirin azalmasıyla birlikte yeni bir furya başladı.
Robin Hood hikayesinin tersi bir furya.
Nasıl ki Robin Hood zenginden alıp fakire veriyorsa, bizdeki medya patronları da fakirden alıp zengine veriyor.
Daha önce yine defalarca İsmail Küçükkaya’nın Halk TV’den nasıl ballı maaş aldığını yazdım, çizdim.
Fatih Portakal’ın Sözcü TV’yi karıştıran 14 milyonluk anlaşmasını da ben duyurdum.
Bu anlaşma nedeniyle İsmail Saymaz ve Ece Üner’in Sözcü TV’den Halk TV’ye geçtiğini de siz yoldaşlarımla paylaştım.
E hem Saymaz hem Üner ne için Halk TV’ye gitti?
Sözcü TV’den daha iyi para aldıkları için.
O nedenle Halk TV koridorlarının yeni gündemi, emekçiye yapılan 500-1000 liralık zam ve buna karşın, ekran yüzlerine yazılan yüklü maaş çekleri.
Keskin radarıma takılan kulislere göre, Halk TV yönetimine yakın olanlar bile, aradaki maaş uçurumuna itiraz eder hale gelmiş.
Pahalı ekran yüzlerinin maaşlarının ödenebilmesi için, hem emekçilerin maaşlarından hem de başka kalemlerden tasarruf yapıldığı kulislerde konuşuluyor.
O nedenle Küçükkaya, Saymaz ve Üner’in maaşlarının Halk TV’de büyük rahatsızlık yarattığı ve
bu rahatsızlığın her geçen gün daha da büyüdüğü belirtiliyor.
Bu mesele patlamaya hazır bir bomba olduğundan,
gelişmeleri hep beraber takip edeceğiz yoldaşlar.
DHA’DAKİ DEPREMİN ARKA PLANI: KORKUT’U KİM YEDİ?
Medya aleminin en derin kulislerini duyuran Medyaradar, dün yeni bir bomba patlattı.
DHA Genel Müdürü Celal Korkut ve yardımcısı Bülent Ovacık’ın ani bir kararla görevden alındığını herkese duyurdu.
Hürriyet ve DHA’nın sembol isimlerinden Korkut’la yolların ayrılmasının arka planını tüm detaylarıyla sizlere ulaştırdı.
Haberi şuraya iliştiriyorum okumayanlar için:
Bu güzel habere, naçizane ekleyecek birkaç kulisim var.
Keskin kulaklarıma gelen kulislere göre, Korkut görevden alınmasının sorumlusu olarak CNN Türk İstanbul haber müdürü Nihat Uludağ’ı görüyormuş.
Uludağ’ın uzun süredir yerine geçmek istediğini, bunın içinde, çok yakın olduğu Demirören Medya TV Grup Başkanı Murat Yancı’ya telkinde bulunduğu iddia edildi.
Ve hatta Korkut’un yerine geçeceği…
Ancak bendenize gelen son kulisler tam aksi bir duruma işaret ediyor.
İddia o ki, Uludağ, muhabir Rojda Altıntaş’la yaşanan kriz sürecinde Korkut’a destek oldu.
Dahası sorunun çözümü için patronajla Korkut arasında yürütülen iletişimde de aktif olarak rol aldı.
Korkut’un gönderilme sürecinde, daha çok Murat Yancı’nın etkili olduğu, yine kendisine çok yakın bir ismi, DHA’nın tepe koltuğuna oturtmaya hazırlandığı da yine koridorlarda konuşulan bilgilerden.
Bendenize gelen son bilgi, Korkut’un yerine geçecek ismin Uludağ olmayacağı yönünde.
Bakalım, bu kritik göreve kim getirilecek…
Hep beraber takip edeceğiz sırdaşlarım.