BUYURUN DOSTLAR,BUYURUN...İŞTE TÜRK MATBUAT TARİHİNE GEÇECEK 'CEMEL VAKASI'NIN ÇARPICI FOTOĞRAFI!..

Ahmet Hakan yazı dizisini sarakaya alanlara bir katkı sağlamak için 'etli butlu,dişe dokunur,sarakaya gelir,daha muazzam bir malzeme sunalım da çarşı karışsın,şenlik çıksın' dedi ve Özkök'ün bu fotoğrafını köşesine koydu.


Cemel vakası


MADEM bizim "yazı dizisi" bitti...


Madem en ağır abi yazarlarımızdan (örnek: Haşmet B.), en ek yazarı kızlarımıza (örnek: Ayşe Ö.) kadar herkes, "Ertuğrul Özkök ile Ahmet Hakan´ın kutsal topraklar macerası"nı sarakaya almak için yarışa girmiş durumda...



O zaman...


Bu dostlarımıza şöyle daha etli butlu, daha dişe dokunur, daha sarakaya gelir, daha muazzam bir malzeme sunalım da çarşı karışsın, şenlik çıksın...


Buyurun dostlar, buyurun...


İşte Türk matbuat tarihine geçecek olan "Cemel Vakası"nın çarpıcı fotoğrafı...


Bu elektrikli, gerilimli, en az 20 makale ve 15 internet sitesi haberini hak eden fotoğrafın öyküsü şudur:


* * *


Medine´de Peygamber´in Veda Hutbesi´ni verdiği alana geliyoruz.


Alan, sarıçiçeklerle süslenmiş develer ve devecilerle dolu...


Deveyle gezintinin yarım saati 10 riyal...


Özkök´le bana "yolu Sultanahmet´e düşmüş İngiliz turist muamelesi" çeken deveciler, bir anda etrafımızı sarıyorlar...


Hücum altındayız.


Meydan "Tefaddal ya hacı..." sesleriyle inliyor...


Ertuğrul Özkök´le birbirimize "Hangimiz deveye binecek?" bakışı fırlatıyoruz...


İslam tarihinin ünlü hilekârı Amr İbni As tavrı koyan Özkök, hemen şu teklifte bulunuyor:


"Yazı tura atalım, kaybeden deveye binsin... Kazanan devenin ipini tutsun..."


Daha ben teklifin ne olduğunu anlamadan Ertuğrul Özkök, devecilerin şaşkın bakışları altında cebindeki parayı yukarı fırlatıyor...


Ve bingo!


Ertuğrul Özkök kaybederek, deveye binmeye hak kazanıyor.


Allah cümlemize böyle kaybetmeler ihsan eylesin...


* * *


Tam bu sırada deveciler, kendilerinden beklenmeyecek bir atakla hem Özkök´ün, hem de benim başıma geleneksel Arap başlığı "kefiye"yi koymasınlar mı? Aman Tanrım!


Şu andan itibaren her ikimiz de feci şekilde oryantalistiz...


"Ne kadar da turistik" deyip Venedik´te gondola binmeyi bile reddetmiş bir adam olarak ben, durumdan feci şekilde rahatsız iken...


Ertuğrul Özkök, kaybetmenin derin hazzı ve heyecanı içinde, deve üstünde oryantalistliğinin keyfini çıkarıyor.


Özkök´ün gezi boyunca "Lawrence of Arabia"ya en yaklaştığı anlar...


* * *


Zavallı ben...


Önce elimdeki devenin ipine bakıyorum...


Ardından da devenin üstünde keyiften dört köşe olmuş Ertuğrul Özkök´e...


Aldatılmış olmanın insanda yol açtığı acımasızlıkla, devenin üstünde lunapark çocuğu gibi eğlenceye dalmış olan Özkök´e doğru bağırıyorum:


"Ertuğrul Bey... Hatırlatmak isterim: Burası Veda Hutbesi´nin verildiği alan... Veda, veda..."


Ve işte planım tutuyor.


"Veda" kelimesini duyan Özkök´ün yüzü asılıyor, morali bozuluyor ve deveden iniyor.


* * *


Vallaha benden bu kadar...


Ama eğer...


Bu öykü ile bu fotoğraf da kesmezse...


Bir bakmışsınız, ekonomi yazarlarının bile kayıtsız kalamayacağı "ihram fotoğrafları"nı yayınlamışım...


Maksat:


Mavraya mütevazı bir katkı...


Ahmet Hakan/HÜRRİYET