Büyümek İçin Küçüldü, O Şimdi En Mutlu Medya Patronu!

VAROL ERSOY varol.ersoy@medyaradar.com
Başlıkta söz ettiğimizi kişinin kim olduğunu anlamışsınızdır herhalde…
Hürriyet’in, Milliyet’in, Posta’nın CNNTürk’ün, Kanal-D’nin ve ayrıca çok sayıda televizyonun, radyonun internet sitesinin sahibi olan Aydın Doğan elbette kast ettiğimiz kişi…

Yıllardır mutsuzdu…
Mutsuzluk da ne kelime; belki de dünyanın en dertli medya patronuydu o…
Çünkü Türkiye’nin en büyük medya patronuydu ama iktidarla gazetelerinin okurları, yazarları ve yöneticileri arasında kalmıştı.

Gazetelerinin yazarlarına, yöneticilerine söz geçiremiyordu… Bazıları “ille de gazetecilik” diye tutturuyordu…
Zaten okur da öyle düşünüyordu. İktidarla en küçük bir yakınlıkta, tiraj kaybı olarak kesiyordu faturayı…
Ve gazetelerinden herhangi birinde çıkan herhangi bir iktidar eleştirisi; ona “vergi cezası” olarak dönüyordu…
Dünyada en çok vergi cezasına çarptırılan medya patronu olma unvanı da ona aitti…

“BAŞBAKAN BANA ABİ DERDİ!”
Hükümetin kurulduğu ilk yıllarda her şey güllük gülistanlıktı aslında…
Hatta 5 Mart 2009’da Taraf Gazetesi’nden Amberin Zaman’a verdiği tam sayfa Röportajda da belirttiği gibi, Başbakan; Aydın Doğan’a “Abi” diye hitap ediyordu.
En son 2006’da görüşmüştü Başbakan’la…
“Çok gençsiniz, çok başarılı gidiyorsunuz. Yerinizde olsam övünürüm” demişti…
Ama daha sonraki aylarda rüzgar tersten esmeye, hükümet-Doğan Grubu ilişkileri her gün biraz daha kötüye gitmeye başlamıştı.

Şirketlerinde neredeyse personel kadar müfettiş çalışıyor, cezalar sağanak gibi yağıyordu.
Aleyhteki her haberden, her köşe yazısından sonra biraz daha ağırlaşıyordu cezalar…
Ve Başbakan; partisinin il başkanları toplantısında, miting meydanlarında açık açık hedef göstermeye başlamıştı kendisini…

BARIŞMAK İÇİN KÜÇÜLDÜ!
Bir taraftan iktidardan gelen bu baskı, diğer taraftan okurların bitip tükenmek bilmeyen tepkisi; çok önemli bir karar aldırttı Aydın Doğan’a…
“Küçülecekti…”
Bu ağır krizden kurtulmanın tek yolu, küçülmekti.
Önce Milliyet ve Vatan’ı çıkardı elden, sonra da Star Televizyonu’nu…
Böylece onlarca muhalif yazardan ve Star TV’nin anchormeni Uğur Dündar’dan bir çırpıda kurtuluverdi.
Sonra Hürriyet’teki “muhalifleri” ayıkladı tek tek…

İktidarı rahatsız eden muhalif olarak bir tek Yılmaz Özdil kaldı gazetelerinde…
Onu da “vitrin süsü” olarak kabul etmelerini rica etti iktidar sahiplerinden…
“Bakın; sizinle iyi geçinmeyi ne kadar istediğimi göstermek için elimden geleni yaptım. Artık barışalım” mesajı gönderdi aracılarla…
Yurtdışındaki ve yurtiçindeki depremlerde hükümetin açtığı kampanyalara milyonlarca dolarlık bağışlarda bulundu.

İLK ADIM EMİNE HANIM’LA
Başbakan da kayıtsız kalmadı Doğan Grubu’ nun attığı bu adımlara…
Önce Emine Erdoğan’ı, Hürriyet’in yurtdışındaki bir yardım kampanyasına gönderdi, sonra bakanlarının bu grubun düzenlediği etkinliklere katılmasına izin verdi.
Ve nihayet tam 6 yıl sonra ilk kez dün kendisi de Aydın Doğan’la bir araya gelip, el sıkıştı.
Doğan Grubu’nun sahibi olduğu Trump Towers İstanbul’un alışveriş merkezi Trump Towers Mall’un açılışında gerçekleşti bu tarihi (!) buluşma…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, küskünlüğe son vermekteki samimiyetini vurgulamak istercesine eşi Emine Erdoğan’la birlikte katıldı açılışa…
Tabii Doğan Ailesi de tam kadro…
Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan ve eşi Sema Doğan, kızları Arzuhan Doğan Yalçındağ ve eşi Mehmet Ali Yalçındağ, Vuslat Doğan Sabancı ve eşi Ali Sabancı, Hanzade Doğan Boyner ve eşi Osman F. Boyner, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı ve eşi Ahmet Faralyalı…
Ve hatta çocukları!
Sanki onca kıyamet hiç kopmamış, o soğuk savaş hiç yaşanmamıştı…
Yüzler güldü, limonatalar içildi, kurabiyeler yenildi…
Ve Aydın Doğan açılış öncesindeki sohbet sırasında, hükümetin başarılarından övgüyle söz etti.

“HERŞEY BİTMEDİ” MESAJI!
Tam her şey yolunda gidiyordu ki; Başbakan açış töreninde yaptığı konuşmada, “Henüz her şey bitmedi” mesajı vermek istercesine açılışını yaptığı alışveriş merkezinin ismine itiraz etti:
“Towers gibi mall gibi kelime ve kavramların tamamının Türkçe’de aslında çok güzel karşılıkları var. Türkçe dünya üzerinde 100 milyonlarca insan tarafından konuşuluyor. Türkiye Türkçesi hele hele özellikle de İstanbul Türkçesi de Türkiye’nin artan gücüne, büyüyen ekonomisine, artan dış ticaretine paralel olarak artık uluslararası bir boyut kazanıyor. Türkçe marka ve isimlerin dünya markasına dönüşmesi için gayret gösterilmesi gerekir.”

BİR DÖNEM KAPANDI!
Bu “ince” bir politikaydı elbette…
Başbakan, adeta Aydın Doğan’a, “Bak ben bir adım attım ve buraya geldim. Sen de bir adım at ve benim isim değişikliği isteğimi de yerine getir” diyordu.
Ne yalan söyleyeyim; Başbakan’la bir araya gelmek ve ilişkileri düzeltmek için aklın almayacağı tavizler veren ve şirketlerini yarı yarıya budayan Aydın Doğan’ın bu küçük isteği havada bırakacağına ihtimal bile vermiyorum.
Eğer birkaç gün içinde ”tower”lı “Mall”lu o ismin değiştirildiği haberini okursanız; sakın şaşırmayın!
Çünkü önceki gün Türk medyasında bir dönem kapandı…
Artık hükümetle barışık ve sorunsuz bir Doğan Grubu var!
Türk ulusuna hayırlı ve uğurlu olsun!

Tüm yazılarını göster