BUNUN ADI NE EĞLENCE, NE DE TELEVİZYONCULUK! BU BİLDİĞİNİZ ÇİRKİNLİK!
Gecenin bir yarısı Show TV'nin yarışma programı Çember'i izlemeye kalkan Sabah yazarı Ayşe Özyılmazel nasıl sinirlendi?
Dünyada reytingden başkası yalan
Gecenin bir saati uykum kaçıyor, televizyonu açıyorum. Bu ne? ’Çember’ mi? İlk 10 dakika ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Şaşkın şaşkın ekrana bakıyorum. Çemberin içinde iki kişi var. Sanırım ikisi de daha önce ’Yemekteyiz’de yarışmış. Gözü dönmüş, ayaklarını kaşıyan bir kadın ve ne diyeceğini bilemeyince şarkılar çığıran bir erkek.
YAŞASIN KÖTÜLÜK
Haa... Anladım. Kala kala onlar kalmış çemberde. Sanırım beş kişi başlamışlar. Tam 72 saat çemberin içinde kalmayı başarabilen parayı alacak. Para demişken de 100 bin lira ama hiçbir şey yiyip içmezsen. Mesela bir bardak su içersen beş bin TL yanıyor. Stüdyo ışıklarının altında, yataksız, yemeksiz, üç gün o çemberin içinde kalıyorlar yani. Bravo! Tabii, konu o değil. Konu, sona kalan iki yarışmacının kavgası. Zaten kadının ne dediğini anlayabilen beri gelsin. Sürekli adamın canını yakmaya çalışıyor. Üç gündür sadece bir bardak su içmiş adamın karşısında kana kana "Oooh çekerek" suları deviriyor. Kaybedeceğinin farkında ama yine de çemberden çıkmıyor. Yaşasın kötülük! Onun işi adamı tüketmek. Bizim şarkıcı adamın sinirleri tam bozulmuşken reji telefon bağlıyor. Ver damarı, ver duygusalı. Hattaki kim? Yarışmacı adamın kardeşi. Pek tabii ki gözyaşları sel oluyor. Bu arada fonda Candan Erçetin’den ’Yalan, başkası yalan, dünyada ölümden başkası yalan’ çalıyor.
ÇEMBERDE BOĞULUN
Hadi len! Madem dünyada ölümden başkası yalan, senin o çemberin içinde işin ne? O stüdyo ışıklarının altında kendine niye eziyet ediyorsun? O kadına niye laf yetiştiriyorsun? Sen kanal yöneticisi, bu topa niçin giriyorsun? Bence herkes delirmiş! Kanal delirmiş, yönetim delirmiş, yapımcı delirmiş, reklamveren delirmiş, yarışmacı delirmiş. Toplu bir delilik. Bu kadar kötüsünü, bu kadar saçmasını görmemiştik. Yalan, dünyada ölümden başkası yalan ha... Bırakın ya, sizin dünyanızda reytingden başkası yalan. Bunun adı ne eğlence, ne de televizyonculuk. Bu bildiğiniz çirkinlik! Çemberin içinde tepişirken boğulacaksınız ama bakalım ne zaman.
Ayşe Özyılmazel/www.sabah.com.tr
Gecenin bir saati uykum kaçıyor, televizyonu açıyorum. Bu ne? ’Çember’ mi? İlk 10 dakika ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Şaşkın şaşkın ekrana bakıyorum. Çemberin içinde iki kişi var. Sanırım ikisi de daha önce ’Yemekteyiz’de yarışmış. Gözü dönmüş, ayaklarını kaşıyan bir kadın ve ne diyeceğini bilemeyince şarkılar çığıran bir erkek.
YAŞASIN KÖTÜLÜK
Haa... Anladım. Kala kala onlar kalmış çemberde. Sanırım beş kişi başlamışlar. Tam 72 saat çemberin içinde kalmayı başarabilen parayı alacak. Para demişken de 100 bin lira ama hiçbir şey yiyip içmezsen. Mesela bir bardak su içersen beş bin TL yanıyor. Stüdyo ışıklarının altında, yataksız, yemeksiz, üç gün o çemberin içinde kalıyorlar yani. Bravo! Tabii, konu o değil. Konu, sona kalan iki yarışmacının kavgası. Zaten kadının ne dediğini anlayabilen beri gelsin. Sürekli adamın canını yakmaya çalışıyor. Üç gündür sadece bir bardak su içmiş adamın karşısında kana kana "Oooh çekerek" suları deviriyor. Kaybedeceğinin farkında ama yine de çemberden çıkmıyor. Yaşasın kötülük! Onun işi adamı tüketmek. Bizim şarkıcı adamın sinirleri tam bozulmuşken reji telefon bağlıyor. Ver damarı, ver duygusalı. Hattaki kim? Yarışmacı adamın kardeşi. Pek tabii ki gözyaşları sel oluyor. Bu arada fonda Candan Erçetin’den ’Yalan, başkası yalan, dünyada ölümden başkası yalan’ çalıyor.
ÇEMBERDE BOĞULUN
Hadi len! Madem dünyada ölümden başkası yalan, senin o çemberin içinde işin ne? O stüdyo ışıklarının altında kendine niye eziyet ediyorsun? O kadına niye laf yetiştiriyorsun? Sen kanal yöneticisi, bu topa niçin giriyorsun? Bence herkes delirmiş! Kanal delirmiş, yönetim delirmiş, yapımcı delirmiş, reklamveren delirmiş, yarışmacı delirmiş. Toplu bir delilik. Bu kadar kötüsünü, bu kadar saçmasını görmemiştik. Yalan, dünyada ölümden başkası yalan ha... Bırakın ya, sizin dünyanızda reytingden başkası yalan. Bunun adı ne eğlence, ne de televizyonculuk. Bu bildiğiniz çirkinlik! Çemberin içinde tepişirken boğulacaksınız ama bakalım ne zaman.
Ayşe Özyılmazel/www.sabah.com.tr