''BUNLARIN GÖZLERİ O KADAR KARARMIŞ Kİ BİNDİKLERİ DALI KESİYORLAR''
Sözcü yazarı Uğur Dündar, Atatürk'ün bir anısından yola çıkarak AKP iktidarına verdi veriştirdi..
Bindikleri dalı kesiyorlar!
Kindarlığın körüklediği hesaplaşma duygusunun peşinden koşanlar, Atatürk’ün mirasına saygısızlıkta adeta yarış ediyorlar.
Dün yazdığım gibi, onun ulusuna armağan ettiği Atatürk Orman Çiftliği’ndeki talan tüm hızıyla sürüyor.
200 milyon liraya çıkacağı söylenen Başbakanlık Sarayı için binlerce ağaç kesiliyor.
Gözleri karartan acımasızlık, Atatürk’ün bozkırın çorak topraklarında yarattığı zümrüt değerindeki görkemli eseri adeta silindir gibi ezip geçiyor.
Onun bir ağaç dalına bile büyük saygı duyduğunu, köşküne zarar veren ağaç dallarını kestirmek yerine, binayı kaydırdığını bilmiyorlar!
Bilseler bile, anlamak istemiyorlar!
O halde biz anlatalım.
***
Yıl 1930… Yaz ayları… Yalova’daki Millet Çiftliği…
Büyük önder çiftlikte dolaşırken, mütevazı köşkün yanındaki çınar ağacının bazı dallarının kesileceğini öğrenir.
Sonrasını usta tiyatrocu Müjdat Gezen’in 29 Ekim’de galasını yapacağı “1881-…” adlı oyundan izliyoruz:
(SAHNENİN SOLUNDAKİ IŞIK YANDIĞINDA YALOVA’DAKİ KÖŞK VE YANINDAKİ AĞAÇ GÖRÜNÜR. TÜRKÜ SÖYLEYEN BİR İŞÇİ, ELİNDEKİ BALTAYI AĞACA İNDİRMEK ÜZEREDİR… O SIRADA ATATÜRK, ÜÇ ARKADAŞIYLA GELİR…)
ATATÜRK: Dur çocuk… Ne yapıyorsun sen?
İŞÇİ: Ağacı kesiyorum!
ATATÜRK: Sen hayatında hiç ağaç diktin mi ki o ağacı kesiyorsun?
İŞÇİ: Ne yapmamı emredersin paşam?
ATATÜRK: O bir canlı. Bir canlının yetişip büyümesi bu hale gelmesi ne demek sen biliyor musun?
İŞÇİ: Yok paşam.
ATATÜRK: Ağaç kesilmez.
İŞÇİ: Ne yapmamı emredersin paşam?
ATATÜRK: Neden kesiyorsun ağacı?
İŞÇİ: Köşke zarar veriyor. Dalları neredeyse köşkün içine girdi girecek.
ATATÜRK: O ağacı kesmeyeceksin çocuk.
İŞÇİ: Emrin olur. Peki ne yapayım?
ATATÜRK: Köşkü kaydırın.
İŞÇİ: Buyur?
ATATÜRK: Duydun işte köşkü kaydırın.
İŞÇİ: (KÖŞKÜ GÖSTEREREK) Bunu mu?
ATATÜRK: Başka köşk var mı?
İŞÇİ: Yok.
ATATÜRK: Söyle amirlerine onlar bir çaresini bulurlar.
İŞÇİ: Emrin olur paşam.
ATATÜRK: Unutma, ağaç kesilmez, o da canlı.
***
Atatürk’ün emri yerine getirilir ve ağacın kesilmesinden vazgeçilir.
Peki ne yapılır?
Köşk, yan tarafa doğru 5-6 metre kaydırılır!
İstanbul Belediyesi’nin Fen İşleri ekipleri, önce köşkün çevresini kazarlar. Temel ortaya çıkınca, altına tramvay rayları yerleştirilir. Böylece köşk hiç zarar görmeden kaydırılma işlemi gerçekleşir.
Müjdat Gezen “1881-…”de bu anı canlandırıyor.
Köşk, sahnede kaydırılıyor!
***
Atatürk bırakın kesmeyi, ağacın dalına zarar gelmemesi için köşkünü kaydırmayı göze alıyor.
Bunlarsa onun emaneti üzerinde saraylarını inşa ederken, binlerce ağacı acımasızca kesiyorlar.
Gözleri öylesine kararmış ki, kestikleri dalın, bindikleri dal olduğunu bile göremiyorlar!
Uğur DÜNDAR / SÖZCÜ
Kindarlığın körüklediği hesaplaşma duygusunun peşinden koşanlar, Atatürk’ün mirasına saygısızlıkta adeta yarış ediyorlar.
Dün yazdığım gibi, onun ulusuna armağan ettiği Atatürk Orman Çiftliği’ndeki talan tüm hızıyla sürüyor.
200 milyon liraya çıkacağı söylenen Başbakanlık Sarayı için binlerce ağaç kesiliyor.
Gözleri karartan acımasızlık, Atatürk’ün bozkırın çorak topraklarında yarattığı zümrüt değerindeki görkemli eseri adeta silindir gibi ezip geçiyor.
Onun bir ağaç dalına bile büyük saygı duyduğunu, köşküne zarar veren ağaç dallarını kestirmek yerine, binayı kaydırdığını bilmiyorlar!
Bilseler bile, anlamak istemiyorlar!
O halde biz anlatalım.
***
Yıl 1930… Yaz ayları… Yalova’daki Millet Çiftliği…
Büyük önder çiftlikte dolaşırken, mütevazı köşkün yanındaki çınar ağacının bazı dallarının kesileceğini öğrenir.
Sonrasını usta tiyatrocu Müjdat Gezen’in 29 Ekim’de galasını yapacağı “1881-…” adlı oyundan izliyoruz:
(SAHNENİN SOLUNDAKİ IŞIK YANDIĞINDA YALOVA’DAKİ KÖŞK VE YANINDAKİ AĞAÇ GÖRÜNÜR. TÜRKÜ SÖYLEYEN BİR İŞÇİ, ELİNDEKİ BALTAYI AĞACA İNDİRMEK ÜZEREDİR… O SIRADA ATATÜRK, ÜÇ ARKADAŞIYLA GELİR…)
ATATÜRK: Dur çocuk… Ne yapıyorsun sen?
İŞÇİ: Ağacı kesiyorum!
ATATÜRK: Sen hayatında hiç ağaç diktin mi ki o ağacı kesiyorsun?
İŞÇİ: Ne yapmamı emredersin paşam?
ATATÜRK: O bir canlı. Bir canlının yetişip büyümesi bu hale gelmesi ne demek sen biliyor musun?
İŞÇİ: Yok paşam.
ATATÜRK: Ağaç kesilmez.
İŞÇİ: Ne yapmamı emredersin paşam?
ATATÜRK: Neden kesiyorsun ağacı?
İŞÇİ: Köşke zarar veriyor. Dalları neredeyse köşkün içine girdi girecek.
ATATÜRK: O ağacı kesmeyeceksin çocuk.
İŞÇİ: Emrin olur. Peki ne yapayım?
ATATÜRK: Köşkü kaydırın.
İŞÇİ: Buyur?
ATATÜRK: Duydun işte köşkü kaydırın.
İŞÇİ: (KÖŞKÜ GÖSTEREREK) Bunu mu?
ATATÜRK: Başka köşk var mı?
İŞÇİ: Yok.
ATATÜRK: Söyle amirlerine onlar bir çaresini bulurlar.
İŞÇİ: Emrin olur paşam.
ATATÜRK: Unutma, ağaç kesilmez, o da canlı.
***
Atatürk’ün emri yerine getirilir ve ağacın kesilmesinden vazgeçilir.
Peki ne yapılır?
Köşk, yan tarafa doğru 5-6 metre kaydırılır!
İstanbul Belediyesi’nin Fen İşleri ekipleri, önce köşkün çevresini kazarlar. Temel ortaya çıkınca, altına tramvay rayları yerleştirilir. Böylece köşk hiç zarar görmeden kaydırılma işlemi gerçekleşir.
Müjdat Gezen “1881-…”de bu anı canlandırıyor.
Köşk, sahnede kaydırılıyor!
***
Atatürk bırakın kesmeyi, ağacın dalına zarar gelmemesi için köşkünü kaydırmayı göze alıyor.
Bunlarsa onun emaneti üzerinde saraylarını inşa ederken, binlerce ağacı acımasızca kesiyorlar.
Gözleri öylesine kararmış ki, kestikleri dalın, bindikleri dal olduğunu bile göremiyorlar!
Uğur DÜNDAR / SÖZCÜ