"BUNLAR BİR TAKIM STADYUM AYİNLERİDİR!..." 19 MAYIS ENGİN ARDIÇ'A NE DÜŞÜNDÜRÜYOR?...
Kızlar çemberler ve şeritlerle, oğlanlar sopalarla birtakım birörnek hareketler yapacaklar. Piramit miramit de kurulacak (çadır tiyatrolarında piramidin en üstündeki kişi göğsünden bayrak da çıkarır)... Yanaşık düzen yürünecek, "hiza-mesafe" alınacak
Sieg heil!
Bugün 19 Mayıs, neşe doluyor insan, falan filan... (Yok yahu, o başka bir bayramın sloganıydı.)
Gazetelerde uzun uzun okursunuz, Samsun'da neler olmuş. Biz elli yıldır okuduğumuz için artık çekici gelmiyor. Çünkü ezberledik.
Gençlik bayramı aynı zamanda spor bayramı olduğundan ("Atatürk'ü anma" adı sonradan, 12 Eylül cuntası döneminde eklendi), spor gösterileri yapılacak.
Bunlar spor gösterisi falan değildirler. Hani liselerarası müsabakalar, turnuvalar falan düzenlense vallahi gideyim seyredeyim...
Bunlar, birtakım "stadyum ayinleridir" . Ünlü Alman ve de Nazi bayan yönetmen Leni Riefensthal'ın kemikleri çınlasın... Otuzlu yıllarda bunlardan film yapardı.
Kızlar çemberler ve şeritlerle, oğlanlar sopalarla birtakım birörnek hareketler yapacaklar. Piramit miramit de kurulacak (çadır tiyatrolarında piramidin en üstündeki kişi göğsünden bayrak da çıkarır)... Yanaşık düzen yürünecek, "hiza-mesafe" alınacak, kapı kanadı gibi dönülecek, uygun adım gidilecek...
Futbol, basketbol, voleybol, koşu, yüzme, boks, güreş, cirit, gülle, disk... Yok!
Bugün, sanırım Küba ve Kuzey Kore dışında, hiçbir ülkede böyle birtakım gösteriler de yok!
Elbette "katılımcı kızların etek boyları" üzerine dangalakça tartışmalar da yok.
Bu tür gösteriler, faşist ve komünist ülkelerde vardı... Yani Mussolini İtalyası, Hitler Almanyası ve Stalin Rusyası... Biz onlardan aldık.
Mussolini bunları tahta tüfekle yaptırırdı, biz sopa kullandık.
İtalyan gençleri bir de "eia, eia, eia" diye bağırırlardı, Latince "yaşasın" gibilerden bir laftır. Alman çocuklarını da "Sieg heil" diye bağırtıyorlardı, "zafere selam" gibilerden bir laf.
Biz o kadar ileri gitmedik, "varlığım Türk varlığına armağan olsun" dedirttik bıraktık. Fakat şu gösterileri de aldık ve bir türlü bırakamadık. Tıpkı, Mussolini'nin "figlio della lupa", yani "dişi kurdun oğlu" örgütünü birebir kopya edip bir de "yavrukurt" örgütü kurduğumuz gibi... Beyin yıkama liseye bırakılmıyor, daha ilkokulda devreye giriyordu.
Nereden mi biliyorum? Tam beş yıl ben de yavrukurtluk yaptım da ondan! (Yanlış olmasın, yoksa üçüncü sınıftan mı başlıyordu?)
Nereden mi biliyorum? Tam kırk bir yıl önce, 19 Mayıs 1967 gösterilerine ben de katıldım da, oradan.
Bunlar, "totaliter" rejimlerin gençlik gösterileridir.
Biz totaliter değil "otoriter" olduğumuz için onları azıcık sulandırdık tabii.
Fakat yıllar geçtikçe tadı kaçtığı, çocuklar cıvıdığı için de sonra tuttuk, daha görkemli, daha göz alıcı, daha bir "robot gibi" olmalarını, emir ve komutayla daha bir düğmeye basılmış gibi davranmalarını sağlamak amacıyla, yabancı uzman getirdik...
Nereden getirdik, biliyor musunuz? Komünist Bulgaristan'dan!
Demokrasiye geçtik, daha doğrusu geçer gibi yaptık ama gençlik ve spor bayramında gençlere gerçekten spor yaptırmaya geçemedik.
Uzun boşlukları doldurmak için "adeta bir çiçek gibi açıldılar" lafını yirmi sekiz kere tekrarlayacak olan TRT spikerini dinlerken, bunları da bir düşününüz.
Gazetelerde uzun uzun okursunuz, Samsun'da neler olmuş. Biz elli yıldır okuduğumuz için artık çekici gelmiyor. Çünkü ezberledik.
Gençlik bayramı aynı zamanda spor bayramı olduğundan ("Atatürk'ü anma" adı sonradan, 12 Eylül cuntası döneminde eklendi), spor gösterileri yapılacak.
Bunlar spor gösterisi falan değildirler. Hani liselerarası müsabakalar, turnuvalar falan düzenlense vallahi gideyim seyredeyim...
Bunlar, birtakım "stadyum ayinleridir" . Ünlü Alman ve de Nazi bayan yönetmen Leni Riefensthal'ın kemikleri çınlasın... Otuzlu yıllarda bunlardan film yapardı.
Kızlar çemberler ve şeritlerle, oğlanlar sopalarla birtakım birörnek hareketler yapacaklar. Piramit miramit de kurulacak (çadır tiyatrolarında piramidin en üstündeki kişi göğsünden bayrak da çıkarır)... Yanaşık düzen yürünecek, "hiza-mesafe" alınacak, kapı kanadı gibi dönülecek, uygun adım gidilecek...
Futbol, basketbol, voleybol, koşu, yüzme, boks, güreş, cirit, gülle, disk... Yok!
Bugün, sanırım Küba ve Kuzey Kore dışında, hiçbir ülkede böyle birtakım gösteriler de yok!
Elbette "katılımcı kızların etek boyları" üzerine dangalakça tartışmalar da yok.
Bu tür gösteriler, faşist ve komünist ülkelerde vardı... Yani Mussolini İtalyası, Hitler Almanyası ve Stalin Rusyası... Biz onlardan aldık.
Mussolini bunları tahta tüfekle yaptırırdı, biz sopa kullandık.
İtalyan gençleri bir de "eia, eia, eia" diye bağırırlardı, Latince "yaşasın" gibilerden bir laftır. Alman çocuklarını da "Sieg heil" diye bağırtıyorlardı, "zafere selam" gibilerden bir laf.
Biz o kadar ileri gitmedik, "varlığım Türk varlığına armağan olsun" dedirttik bıraktık. Fakat şu gösterileri de aldık ve bir türlü bırakamadık. Tıpkı, Mussolini'nin "figlio della lupa", yani "dişi kurdun oğlu" örgütünü birebir kopya edip bir de "yavrukurt" örgütü kurduğumuz gibi... Beyin yıkama liseye bırakılmıyor, daha ilkokulda devreye giriyordu.
Nereden mi biliyorum? Tam beş yıl ben de yavrukurtluk yaptım da ondan! (Yanlış olmasın, yoksa üçüncü sınıftan mı başlıyordu?)
Nereden mi biliyorum? Tam kırk bir yıl önce, 19 Mayıs 1967 gösterilerine ben de katıldım da, oradan.
Bunlar, "totaliter" rejimlerin gençlik gösterileridir.
Biz totaliter değil "otoriter" olduğumuz için onları azıcık sulandırdık tabii.
Fakat yıllar geçtikçe tadı kaçtığı, çocuklar cıvıdığı için de sonra tuttuk, daha görkemli, daha göz alıcı, daha bir "robot gibi" olmalarını, emir ve komutayla daha bir düğmeye basılmış gibi davranmalarını sağlamak amacıyla, yabancı uzman getirdik...
Nereden getirdik, biliyor musunuz? Komünist Bulgaristan'dan!
Demokrasiye geçtik, daha doğrusu geçer gibi yaptık ama gençlik ve spor bayramında gençlere gerçekten spor yaptırmaya geçemedik.
Uzun boşlukları doldurmak için "adeta bir çiçek gibi açıldılar" lafını yirmi sekiz kere tekrarlayacak olan TRT spikerini dinlerken, bunları da bir düşününüz.
~hs~-->