Bülent Arınç son çıkışıyla Erdoğan’a uyarı mesajı mı verdi? ‘AKP’li kaynağım şunları söyledi...’

Bülent Arınç'ın TV5 yayınında söylediği sözleri değerlendiren Ahmet Takan, dikkat çeken bir analizde bulundu.

Korkusuz yazarı Ahmet Takan, Bülent Arınç'ın TV5 yayınında söylediği sözleri değerlendirdi. “Arınç’ın TV5 üzerinden verdiği mesajlar çok önemli” diyen Takan, devamında şu ifadeleri kullandı: “Ekim ayı başında AKP içinde yaşanabilecek büyük çalkantılar öncesinde Erdoğan’a önemli bir uyarı mesajı olduğunu düşünüyorum.”

Ahmet Takan’ın ‘Bülent Arınç neyin haberini verdi?..’ başlıklı bugünkü yazısı şöyle:

AKP’nin ağır toplarından Bülent Arınç, iktidarı eleştirip, neden “Dindarların gazabından korkmak lazım” dedi?.. Hem de Milli Görüş’ün yayın organı TV5 üzerinden…

Hiç öyle, Tayyip Erdoğan ile yaşadığı tatsızlık yüzünden Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu’ndan istifa edip epey bir süredir dışarıda kaldığı için vs. sebeplerle vitesten attığını düşünmüyorum. Bülent Arınç’ı ve kişiliğini çok iyi tanırım. Siyasi ve dünya görüşlerim zerre kadar kendisini ile uyuşmaz ama Arınç, “Şöyle esaslı bir çakayım da Tayyip Erdoğan beni hatırlasın” ve hatta “Erdoğan’a esaslı bir ders zamanı geldi” ruh haliyle hareket edecek bir siyasetçi ve kişilik değildir. Ha, o da AKP’nin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı olmayı çok arzu etti ve çok büyük kırıklar yaşadı ancak bu yüzden AKP’den kopan oluşumların kıyısında bile yer almadı. O yüzden Arınç’ın TV5 üzerinden verdiği mesajlar çok önemli ve ekim ayı başında AKP içinde yaşanabilecek büyük çalkantılar öncesinde Erdoğan’a önemli bir uyarı mesajı olduğunu düşünüyorum.

★★★

Medyaya yansıyan şekliyle Bülent Arınç’ın televizyon programında sarf ettiği sözlerinin üzerinden bir daha geçmekte fayda var (ODATV haberinden);

– Bülent Arınç, “Bizim dindar insanlarımızın bile tamamen tersine döneceğini bir gün göreceksiniz” dedi ve “dindarların gazabından korkmak lazım, işlerine gelmeyen bir şeyle karşılaştıkları zaman ne aslandı ne kaplandı hiç birisini dinlemez bu insanlar” ifadelerini kullandı.

Dönem TBMM Başkanı Bülent Arınç, Milli Görüş’ün yayın organı TV5’te yayınlanan 4. Güç programında Hasan Basri Akdemir ve Mustafa Deniz’in sorularını cevapladı.

Gazeteci Mustafa Deniz’in artan fiyatlar, öğrencilerin yurt ve kira sorunu ve enflasyon ile ilgili sorduğu soruya Arınç, “Eyvah, dindarların gazabından korkmak lazım, işlerine gelmeyen bir şeyle karşılaştıkları zaman ne aslandı ne kaplandı hiç birisini dinlemez bu insanlar” dedi.

Bülent Arınç’ın açıklamaları şöyle:

“Bakın siyasetten kalan bir tecrübemi söyleyeyim. Bizim dindar insanlarımızın bile tamamen tersine döneceğini bir gün göreceksiniz.

Çünkü onlar dini böyle hamaset kokulu konuşmaların yanında cebine giren ve cebinden çıkan paraya bakar. Eğer onda bir eksilme görüyorsa, din, iman, vatan, millet bunlar bir kenarda durur onlara saygısını eksik etmez ama değer yargıları tamamen değişebilir.

88 yılında ilk defa hacca gidiyordum. Bütün kafilemiz havalimanına geldi. Dediler ki ‘Vizelerin bir kısmı yetişmedi sizi bir gün veya en fazla iki gün İstanbul’da misafir edeceğiz.’ Ben eşimle beraber anlayışla karşıladım ama kafiledeki insanlar o kadar büyük tepki gösterdiler ki ağızlarından küfürler çıkmaya başladı. ‘Siz ne yapıyorsunuz’ dedim. ‘Ben anlamam nasıl vizeler gelmemiş, neden ertelenmiş, bizi mi kandırdılar?’

Ondan sonra koktum ve dedim ki ‘Eyvah, dindarların gazabından korkmak lazım’ işlerine gelmeyen bir şeyle karşılaştıkları zaman ne aslandı ne kaplandı hiç birisini dinlemez bu insanlar.

Biz 2002’de iktidara geldiğimiz zaman siyaset bu durumdaydı. Millet siyasetin dip yaptığını görüyor siyasetçiden kaçıyordu. Öyle bir ortam bizim işimize yaradı. 2020 tüm varlığımızı ortaya koyduğumuz ve milletin bizi kabullendiği bir dönemdi ki 20 yıldır devam ediyor.”

Arınç’a, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve AKP eski Milletvekili Resul Tosun’un açıklamalarının ardından başlayan laiklik tartışmalarını nasıl değerlendirildiği soruldu.

Arınç şu ifadeleri kullandı.

“Bu kimseye yaramaz. Ne bu tartışmayı başlatanlara yarar ne bunların temsil ettikleri kurumlara yarar. Sadece mevcut kamplaşmaların karşı karşıya gelişlerin ayrışmacı bir siyaset takip etmenin daha da keskinleşmesine yarar. Kaldı ki bu bireysel bir iki konuşmayı, böyle bir tartışmanın büyütülmesi için de çok önemli görmüyorum. Resul Tosun Bey’i de çok yakından tanırım. Eski bir yazardır, Yörünge dergisini çıkartmıştır, Meclis’te bir dönem birlikte bulunduğumuz bir arkadaşımızdır. O günkü konuşma çerçevesinde inanın ne söylediğine de bakmadım, gazetelerde yazılanlara dikkat ettim. Sayın Diyanet İşleri Başkanı da bir süredir bir tartışmanın içerisinde. İkinci defa atandığına göre o da bu tür konuşmalar yapmanın uzağında kalacaktır diye tahmin ediyorum.”

★★★

Rahmetli Süleyman Demirel’in hiç unutulmayan ve Türk siyaset hayatına kanun gibi geçmiş sözlerinden biridir; “Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur”.

Bülent Arınç oraya mı dokundu?.. Yoo, sadece o olduğunu sanmıyorum…

Kendi cenahlarına ayna mı tuttu?.. Ee, zaten onu herkes biliyor. Yani, bir nevi malumun ilanı olmuş!..

Bülent Arınç’ın son sözlerine de bakın ve bir bütün içinde ele almakta fayda var. Toplumda tepki uyandıran Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve AKP eski Milletvekili Resul Tosun’un açıklamalarını da hedefe koyarak “uzak durun” uyarısı yapıyor.

Aslında bu göndermelerin hepsinin gerçek adresi Tayyip Erdoğan…

Nedenini şöyle izah etmeye çalışayım;

Gidişattan rahatsız olanlar sadece muhalif kanat değil!.. AKP’de iktidarı kaybetme korkusu ve yangını bacayı sardı. Milletvekilleri gruplar halinde toplanıyorlar ve kendi aralarında konuştuklarında muhalefet partilerinin bile dile getirmediği eleştirileri yapıyorlar. Bu değerlendirmeler şimdilik sadece kapalı kapıların arkasında kalıyor. Ancak, başta bazı güneydoğu milletvekilleri olmak üzere bir grup AKP’li Tayyip Erdoğan’ın ABD dönüşünü bekliyor. Ekim ayında TBMM çalışmalarına başlamadan önce saraya gidip Erdoğan’ ile açık açık konuşmayı planlıyorlar. ”Rahatsızlıkları söyleyecekler”miş!.. Konuyla ilgili düşüncelerini anlatan AKP’li milletvekili kaynağım şunları söyledi;

“Hâlâ önümüzde zaman ve milletin bize verdiği kredi var. Belirsizlikler yüzünden sahaya indiğimizde vatandaşla konuşmakta derdimizi anlatmakta çok zorlanıyoruz. Doğru!. Çok ciddi sorunlarımız var. Ne yapacaksak bir an önce yapalım. Seçim yasası vs… Seçim kararı alınacak mı, alınmayacak mı? Bir an önce netleştirilsin. Erken seçim yapılacaksa da bir an önce ilan edilsin. Hâlâ insanlara gidebilecek durumdayken gidebilelim. Eğer biraz daha zaman uzarsa seçim kampanyası yapamayacak hale geleceğiz.”

★★★

Şimdi aklınızda geçiyordur, “bunlar acaba ciğer mi yedi de, Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkıp bunları söyleyebilecek cesareti buldular” diye. Bundan 2 yıl öncesinde olsak sizlere hak verirdim. Tarzan zorda!.. Bunu herkes görüyor…”

Yazının tamamı için tıklayın!