BÜLENT ARINÇ : MUHTEŞEM YÜZYIL'LA İLGİLİ YETKİ RTÜK'E AİT!
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç TRT Haber'de yayınlanan 45 artı programında çok önemli açıklamalarda bulundu.
Hülya Hökenek’in sorularını yanıtlayan Arınç başkanlık sisteminden dokunulmazlıklara kadar pek çok konuda görüşlerini açıkladı.
Başkanlık sisteminin tartışılması gerektiğini söyleyen Arınç bunu eleştirenlerin Başbakan Erdoğan faktörü nedeniyle karşı çıktıklarını söyledi. :
Darbeleri araştırma komisyonunun raporunu da değerlendiren Arınç, Türkiye’de artık darbe yapmanın maddi ve manevi şartlarının bulunmadığını belirti.
Bülent Arınç, Kamu Başdenetçiliğine getirilen Mehmet Nihat Ömeroğlu’nun Hrant Dink’i mahkum eden Yargıtay üyelerinden biri olmasıyla ilgili eleştirilere de yanıt verdi. Eleştirileri abartılı bulan Arınç, “Hrant dink’e o karardan dolayı sen kasten ve bilerek mahkum ettin” gözüyle bu hakime bakmak bence çok vicdanlı değil.” Dedi.
BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldrılmasıyla ilgili de siyasi sonuçlarını düşünerek karar vereceklerini kaydeden Arınç anadilde savunmanın da sadece Kürtçe için değil tüm diller için geçerli olduğunu açıkladı.
Okullardaki kıyafet serbestliğiyle ilgili düzenleme konusunda da bunun çocukların pedagojik durumları ve toplumsal sonuçları açısından tartışılabileceğini belirten Arınç, CHP’nin eleştirilerinin laiklik gerekçesiyle olduğunu söyledi.
Arınç’a Başbakan Erdoğan’ın Muhteşem Yüzyıl dizisiyle ilgili eleştirileri de soruldu. Arınç burada tek yetkilinin mahkemeler değil RTÜK olması gerektiğini söyledi.
“BAŞBAKAN FAKTÖRÜ YÜZÜNDEN BAŞKANLIK SİSTEMİNE KARŞI ÇIKIYORLAR”
- Ben meclis başkanlığı yapmış biri olarak parlamenter sistemin taraftarı olduğumu söylüyorum. Ama aynı zamanda başkanlık, yarı başkanlık sisteminin kötü olduğu anlamına gelmez. Amerikada Fransa’da olduğu gibi. Orada demokrasi yoktur diyebilir miyiz? Başkanlık gelirse Türkiye’de totaliter rejim olacak diyenin alnını karışlamak lazım. Bu zeka eksikliğidir. Yarı başkanlık sistemi yürürlükte olsun dese birisi, öbürünün sultanlık mı padişahlık mı istiyorsun demesi çok garip olur. Bütün demokratik ülkelerde farklı rejimler ve sistemler olabilir.yeter ki demokrasinin unsurlarını içinde taşısın.
-Sayın başbakanımız da bunu söylüyor: bırakalım tartışsınlar diyor. Ama birileri korkuyoruz, asla tartışılmaz diyor. Altını kazıyorsunuz, bakıyorsunuz bunu niçin söylediklerini araştırdım buldum. . Bunlar Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığının çok güçlü, liderliğinin çok güçlü, karizmasının çok güçlü, 11 yıldır türkiye’de başbakanlığının çok güçtlü olduğunu görüyorlar . Bu adam bir de devlet başkanı olarak karşımıza çıkarsa, biz ne yaparız diye bunun heyecanı ve korkusu içindeler. İnanın böyle. Yani Tayyip Erdoğan faktörü olmasa türkiye’de ve bir başkanlık sisteminde onun peşinen başkan olmayacağına inansalar karşı çıkmazlar.
“DARBENİN MADDİ VE MANEVİ ŞARTLARI KALMADI “
Siz kişisel olarak bir darbe tehdidi görüyor musunuz?
-Hayır görmüyorum. Bunun ne maddi ne manevei şartları kalmadı. Hem psikolojik olarak Türk silahlı kuvvetlerinin geldiği nokta olarak.. darbe yapmayı, hükümetin işinre karışmayı düşünen bir yapı bence türk silahlı kuvvetlerinin içinde mevcut değil.
“HRANT DİNK CİNAYETİYLE SUÇLAMAK VİCDANLI DEĞİL”
-Yargı bir karar verdi.. beğenilmez beğenilir eleştirilir. Şimdi bu maddeyi unutmayalım 301. Madde, 312’den geliyor. 3-4 defa değiştirildi. En son değiştirildiğinde de adalet bakanlığının iznine bağlandı. Ama bu daha önce açılan bir kamu davasıdır. Orada, bir yargıç kendi kararını verirken kendi vicdanıyla hareket etmiştir. Onu sen niye böyle karar verdin diye ilelebet suçlama k … belki oy birliğiyle verilmiş bir karardır. Yargıtay aşamasını kast ediyorsanız en azından 5 hakimin birlikte bir karar. “Hrant dink’e o karardan dolayı sen kasten ve bilerek mahkum ettin” gözüyle bu hakime bakmak bence çok vicdanlı değil.
“AÇLIK GREVLERİNİN BİTMESİNDEN ÇOK SEVİNÇLİYİM”
-Açlık grevleri bitti çok şükür. Bundan çok sevinçliyim. Çünkü insan hayatı sözkonusu..İçerideki insan daha korumasız aslında. Dışarıdaki insanın hayatı bizim için nasıl korunmaya değerse içerdeki insanlar da aynı değerde. İçeridekiler belli etkilerle bu işe girmiş olabilirler. Veya bireysel kararlarıdır. Kalplerini açıp bakamayız. Ama ölümcül noktaya giderken bizim onları ikna etmemiz gerekiyordu. Ben o dili kullanmaya çalıştım.
‘ANADİLDE SAVUNMA SADECE KÜRTÇE İÇİN DEĞİL’
-İki meselenin birbirine yakınlığı anadil konusu. Yoksa savunma dediğimiz şeyi anlatmam lazım. Komisyondan yeni geçti. Tek bir madde olarak geçmedi 13 madde olarak geçti.. cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin eşleriyle daha özel görüşmesini ele alıyor. Denetimli serbestliği ele alıyor ve şüpheli bir kişiye savunması , esas hakkındaki mütalası bittikten sonra sanığa savunması sorulduğunda. Sanık derse ki ben şu dilde kendimi daha iyi savunurum . bunu sadece bir kürt yurttaşımızın Kürtçe savunması olarak düşünmemek lazım. Mesele ordan çıktı, onun üstüne tartışıldı ama… şöyle bir misal vermek de mümkün diyelim ki dördüncü kuşak almanya’da yaşayan bir çocuğumuz var. Meramlarını ifade ederken 3’de 2’si almanca 3’de 2’si Türkçe olan bi şekilde konuşmaya çalışıyor. Öyle biri almanca savunmamı yapmak istiyorum derse bu kanun maddesi ona da imkan tanıyor. Her insan için farklı şekilde düşünmek mümkün. Ben Arapça savunma yapmak istiyorum diyen bir Mardinli, Şanlıurfalı için de mümkün olabilir.
“DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASIYLA İLGİLİ SİYASİ SONUÇLARINI DÜŞÜNÜP KARAR VERECEĞİZ”
- BDP’lilerin maşallah bir tanesinin 50 dosyası var. Hergün suç işliyorlar. Böyle suç makinesi haline gelenler var. Hepsi değil, tenzih ediyorum. Çok saygıdeğer işini kanunlar çerçevesinde yapanlar da var ama rahat durmayanlar da var. Öyle bayanlar var ki emniyet amirine tokat atıyor. Öbürü önüne doktor çıkarsa doktor yumrukluyor. Otobüsün üstüne çıkıyor, silahlanın şunları şöyle yapın diyor.. adı milletvekili ama bu sıfatlarla işlenen suçlar.. kamuoyunda infiale yol açıyor. En sonda biliyorsunuz herkes bayramlaşırken onlar da teröristlerle yol ortasında bayramlaştılar. Tesadüfen ordan geçiyormuş havası verdiler. Ama bu kimseyi inandırmadı. Planlanmış bir olaydı. 10 a yakın milletvekili silahlı teröristlerle sarmaş dolaş oldula, yanak yanağa öpüştüler.. bu milletin kanına dokunuyor.
-Bir siyasetçi olarak dokunulmazlığını kaldıracaksak iki şeye dikkat edeceğiz. Bir biz mahkeme değiliz. Savcı da değiliz. Yargılansın, mahkeme karar versin diyebilirz. Ama ikinci bir sorumluluğumuz var bizim o da siyasetçi . meclis siyasetin merkezidir . onlar siyasetçi dokunulmazlığını biz kaldıracağız. Onların anayasa mahkemesine müracaat hakkı var. Bu siyasi kararı verirken
Oylamada siz ne yapacaksınız?
-Sadece benim oyum yeterli değil. Tüm siyasetçilerin, siyasi partilerin biz siyaseten bu kararı verdiğimiz zaman ne kadar iyi olacak Türkiye için onu da düşünmemiz lazım. Çünkü bine yakın dosya birikmiş, dönem sonuna kadar bırakma irade göstermişiz. Ama bardağı taşıran olaylar olunca… bu başbakanın bireysel tavrı değil, o da milletin infialini ortaya koyuyor. Biz de siyaseten sonuçlarını düşünüp karar vereceğiz. O günü beklememiz lazım.
CHP’NİN ELEŞTİSİ LAİKLİK GEREKÇESİYLE
-Eleştirmesi doğal. Ama bu eleştirinin çocukların pedagojik açıdan yapılması lazım. Maalesef chp’nin eleştirisi laikliğe aykırı gibi, geçmişte dillerine sakız yaptıkları konularla ilgili . bu kıyafetlerin şöyle ya da böyle olmasının laiklikle ilgiis yok. Yönöetmeliğin laikliğe aykırılığı yok.
-Hele hele kılıçdaroğlu zaman zaman ağır ifadeler kullanıyor. Sapıklık gibi bir ifade kullandı ki, herhalde gayri ihtiyari saçma bir söz çıktı diye düşünüyrum. Ağzını temiz tutması lazım. Bir anamuhalefet partisine böyle konuşmak yakışmaz.
MUHTEŞEM YÜZYILLA İLGİLİ YETKİ MAHKEMELERDEN ÖTE RTÜK’E AİT
-Başbakanın çıkışı.. kendi zaviyesinden bakışıdır. Başbakan bunu tarihi gerçeklerin maalesef ortadan kaldırılmasına bağlıyor.
-Ben fragmanlarını izlediğimde beğenmediğimi söylemiştim. Burada tek yetki mahkemelerden öte rtük’e aittir. Rtük yayın ilkeleri var. Bir maddesine aykmırı görürse gerekeni yapar. RTÜK'ün bir şey yapmadığı bir yerde başkasının bir şey yapmasına gerek yok. RTÜK'te tüm partilerden üyeler var.