BUGÜN YAZARI NUH GÖNÜLTAŞ, KÖŞESİNDEN BİR SORU SORDU, İZNE ÇIKMAK ZORUNDA KALDI... AYNI SORUYU SORAN OKTAY EKŞİ İLE NECATİ DOĞRU DA İZNE ÇIKACAK MI? TAHA KIVANÇ ÖNERİDE BULUNDU: İZNE ÇIKMAK İSTEYENLER SIRAYA GİRSİN...
Bugün yazarı Nuh Gönültaş bir soru sordu ve gelen tepkiler sonrası izne ayrıldığını açıkladı. Aynı soruyu soran Hürriyet yazarı Oktay Ekşi ile Vatan Necati Doğru da birdenbire izne ayrılacaklar mı acaba?
Taha Kıvanç'ın köşe yazısı...
İZİN...
Vaktiyle bize "Aptalca soru yoktur, yalnız aptalca cevap vardır" diye öğrettikleri için olacak dikkatimden kaçmış. Önemsemeyişimin bir sebebi de, şu sıralarda fena halde "PKK terörü neden azdı, Mehmetçikler neden şimdi şehit oluyorlar?" soruları üzerinde yoğunlaşmam... Meğer Nuh Gönültaş, Bugün gazetesindeki köşesinde rahatsızlık veren bir soru sormuş: "Erlerimiz savaşıyor, subaylarımız nerede?"
Ben Radikal'de Hakkı Devrim'den okudum; bir gün önce Emin Çölaşan'ın verdiği "Subaylar nerede imiş!" tepkisine "Çölaşan'ın ömrüne bereket" diye katılıyordu Radikal yazarı.
Tepki verilen yazıda ne anlatılıyor? Nuh Gönültaş sanki kendi evinden cenaze çıkmış gibi bir feryat kaleme almış; akla gelebilecek her türlü şikâyet, sızlanma yer alıyor yazısında; köy kahvesinde, tren beklerken sohbet eden insanların aklından geçebilecek pek çok soruyu sormuş. Yazısına cevaptan çok soru hâkim...
Girişte söyledim ya, 'aptalca soru olmaz'; siz soruya öyle akıllı bir cevap verirsiniz ki, soruyu soran da sorduğuna utanır...
İki yaşlı yazarın aşırı tepkisini hak etmiyor Nuh Gönültaş'ın yazısı... Genelkurmay Başkanlığı, son zamanlarda hep yaptığı üzere, yazıda dillendirilen konulara internet sitesinde açıklık getirir, hepimiz aydınlanırız.
İşin ilginç tarafı şu: "Erlerimiz savaşıyor, subaylar nerede?" yazısına Emin Çölaşan'ın cevap verdiği gün, Nuh Gönültaş'ın yeni yazısının altında küçük bir not yer alıyordu. Okuyalım: "Değerli okurlar, yüksek müsaadelerinizle yıllık iznimi kullanmak istiyorum. Yeniden görüşmek dileği ile. Unutmayın, hayat bir andır o da şu andır..."
Çölaşan'ın aynı günlü yazısının şu paragrafı "Nuh Gönültaş ne oldu da âniden izne ayrıldı?" sorusuna cevap teşkil eder gibi: "Bugün Gazetesi'nin sahibi olan İpek Ailesi'ni tanıyorum. Bu tür yazıları hoşgörüyle karşılayacak insanlar olmadıklarını da biliyorum. Söz konusu yazıyı okurken, yazan şahıs adına gerçekten utandım."
Aynı yazıda Gönültaş'tan Başbakan'a bir soru yöneltmesini istemişti Çölaşan, o isteği yerine getiremeden seçime birkaç hafta kala izne ayrılıverdi Bugün yazarı.
Oktay Ekşi ile Necati Doğru da birdenbire izne ayrılacaklar mı acaba?
Ne o, şaşırdınız mı? Şaşırmayın. Nuh Görültaş'ın paldır küldür sorduğu soru Hürriyet başyazarı ile Vatan yazarı tarafından da -tabii daha ustaca- soruluyor...
Önce Nuh Gönültaş (7 Haziran) ne diyor, onu okuyalım: "PKK ile mücadele yanlış mecralarda yapılıyor. Mesela... TSK PKK'nın Kuzey Irak'ta yuvalandığını söyleyerek sınıra asker yığdı ve Kuzey Irak'a girmek istiyor. Bütün bunlar yapılırken PKK Ankara'da, Tunceli'de eylem yapıyor. / Kuzey Irak'taki teröristler eğer sınırı geçemezlerse Türkiye'ye nasıl bir zarar verebilirler ki? (..) PKK Kuzey Irak'ta olabilir. Peki karakollarımızı Kuzey Irak'tan geçip mi vuruyorlar? Türk ordusu sınıra yığınak yapmışken PKK'lı teröristler nasıl Türkiye'ye sızıyor? Oradan kuş uçurtmamaları lazım. Silahsa silah, paraysa para, uçaksa uçak, helikopterse helikopter, askerse asker... / (..) Ortada mücadele planı yok. Diyarbakır'daki terörü durdurmak için Kuzey Irak'ta terörist avlamaya çalışmak da plan olmadığını gösteriyor."
Şimdi de Necati Doğru'nun, "Milletin oğulları şehit! Vekili liste sarhoşu! Komutanı sus pus!" yazısına (6 Haziran) göz atalım: "Oysa 'Türkiye Vatanı üzerine' karanlık bir savaşın uzantısı olarak kapkara bir ulu
İZİN...
Vaktiyle bize "Aptalca soru yoktur, yalnız aptalca cevap vardır" diye öğrettikleri için olacak dikkatimden kaçmış. Önemsemeyişimin bir sebebi de, şu sıralarda fena halde "PKK terörü neden azdı, Mehmetçikler neden şimdi şehit oluyorlar?" soruları üzerinde yoğunlaşmam... Meğer Nuh Gönültaş, Bugün gazetesindeki köşesinde rahatsızlık veren bir soru sormuş: "Erlerimiz savaşıyor, subaylarımız nerede?"
Ben Radikal'de Hakkı Devrim'den okudum; bir gün önce Emin Çölaşan'ın verdiği "Subaylar nerede imiş!" tepkisine "Çölaşan'ın ömrüne bereket" diye katılıyordu Radikal yazarı.
Tepki verilen yazıda ne anlatılıyor? Nuh Gönültaş sanki kendi evinden cenaze çıkmış gibi bir feryat kaleme almış; akla gelebilecek her türlü şikâyet, sızlanma yer alıyor yazısında; köy kahvesinde, tren beklerken sohbet eden insanların aklından geçebilecek pek çok soruyu sormuş. Yazısına cevaptan çok soru hâkim...
Girişte söyledim ya, 'aptalca soru olmaz'; siz soruya öyle akıllı bir cevap verirsiniz ki, soruyu soran da sorduğuna utanır...
İki yaşlı yazarın aşırı tepkisini hak etmiyor Nuh Gönültaş'ın yazısı... Genelkurmay Başkanlığı, son zamanlarda hep yaptığı üzere, yazıda dillendirilen konulara internet sitesinde açıklık getirir, hepimiz aydınlanırız.
İşin ilginç tarafı şu: "Erlerimiz savaşıyor, subaylar nerede?" yazısına Emin Çölaşan'ın cevap verdiği gün, Nuh Gönültaş'ın yeni yazısının altında küçük bir not yer alıyordu. Okuyalım: "Değerli okurlar, yüksek müsaadelerinizle yıllık iznimi kullanmak istiyorum. Yeniden görüşmek dileği ile. Unutmayın, hayat bir andır o da şu andır..."
Çölaşan'ın aynı günlü yazısının şu paragrafı "Nuh Gönültaş ne oldu da âniden izne ayrıldı?" sorusuna cevap teşkil eder gibi: "Bugün Gazetesi'nin sahibi olan İpek Ailesi'ni tanıyorum. Bu tür yazıları hoşgörüyle karşılayacak insanlar olmadıklarını da biliyorum. Söz konusu yazıyı okurken, yazan şahıs adına gerçekten utandım."
Aynı yazıda Gönültaş'tan Başbakan'a bir soru yöneltmesini istemişti Çölaşan, o isteği yerine getiremeden seçime birkaç hafta kala izne ayrılıverdi Bugün yazarı.
Oktay Ekşi ile Necati Doğru da birdenbire izne ayrılacaklar mı acaba?
Ne o, şaşırdınız mı? Şaşırmayın. Nuh Görültaş'ın paldır küldür sorduğu soru Hürriyet başyazarı ile Vatan yazarı tarafından da -tabii daha ustaca- soruluyor...
Önce Nuh Gönültaş (7 Haziran) ne diyor, onu okuyalım: "PKK ile mücadele yanlış mecralarda yapılıyor. Mesela... TSK PKK'nın Kuzey Irak'ta yuvalandığını söyleyerek sınıra asker yığdı ve Kuzey Irak'a girmek istiyor. Bütün bunlar yapılırken PKK Ankara'da, Tunceli'de eylem yapıyor. / Kuzey Irak'taki teröristler eğer sınırı geçemezlerse Türkiye'ye nasıl bir zarar verebilirler ki? (..) PKK Kuzey Irak'ta olabilir. Peki karakollarımızı Kuzey Irak'tan geçip mi vuruyorlar? Türk ordusu sınıra yığınak yapmışken PKK'lı teröristler nasıl Türkiye'ye sızıyor? Oradan kuş uçurtmamaları lazım. Silahsa silah, paraysa para, uçaksa uçak, helikopterse helikopter, askerse asker... / (..) Ortada mücadele planı yok. Diyarbakır'daki terörü durdurmak için Kuzey Irak'ta terörist avlamaya çalışmak da plan olmadığını gösteriyor."
Şimdi de Necati Doğru'nun, "Milletin oğulları şehit! Vekili liste sarhoşu! Komutanı sus pus!" yazısına (6 Haziran) göz atalım: "Oysa 'Türkiye Vatanı üzerine' karanlık bir savaşın uzantısı olarak kapkara bir ulu