Bu zorunlu veda Bülent Ersoy'a bir ders olsun!
Show TV, her programında bir olayın yaşandığı Bülent Ersoy Show'u bitirdi. Medyaradar sinema tv yazarı Murat Tolga Şen Ersoy'un bu olaydan alacağı dersi yazdı.
Her Pazartesi, Show TV'de yayınlanan "Bülent Ersoy Show"un ürettiği ucuz magazin malzemelerinden üretilmiş spot haberleri okur ve üzülürdüm; bu kadar güçlü bir ses neden sadece muhteşem olduğu musiki icrasıyla değil de bambaşka şeylerle gündeme gelirdi ki?
Bülent Ersoy deyince yıllar içinde kendi kendisinin karikatürüne dönüşmüş birinden bahsediyoruz. Show TV'de tam 17 haftadır yayınlanan şovunda da bu karikatürü en abartılı şekilde karşımıza çıkardı. Her hafta başka bir macera... Tam da bir çadır panayırına yakışacak bir gösteriler serisi...
Geçen hafta yaptığı ucuz din istismarının ardından bu hafta da Tuğba Ekinci'nin detone kraliçesi haline gelmesini konuşacaktık ki kanal artık bu kepazeliğe dayanamayıp Bülent Ersoy'a kapıyı gösterdi.
Aklıma ilk gelen şey, önceki hafta yayınlanan programda, Umut Zen adlı konuğun seslendirdiği ve tesettüre girmiş bir Bülent Ersoy'un hevesle eşlik ettiği Fethullah Güven'e ait şiirden bestelenen "Hüzünlü Gurbet" adlı şarkının yarattığı travma yüzünden gönderilmiş olabileceği oldu ama programın yapımcısı Mehmet Fevzi Siverek'in zehir zemberek açıklamalarını okuyunca öküz altında buzağı aramamak gerektiğine kanaat getirdim.
Bülent Ersoy gerçekten çalışılması çok zor biri, sadece küçük tepeleri değil koca Himalayaları sanki o yaratmış gibi davranıyor ve kendisiyle bir şekilde çalışmış olan kime dokunsam bin ah işitiyorum.
Açıkçası iyice freak show'a dönüşmüş programının sonlanmasına ya da onsuz devam edecek olmasına sevindim. Siyah beyaz filmlerindeki mütevazı şarkıcı Bülent'i hatırlayıp sevenler de öyle düşünüyordur eminim. Bu zorunlu veda umarım titreyip kendisine gelmesine ve saçmasapan magazin malzemesi üreterek değil de muhteşem sesiyle musiki ziyafeti çekerek kıymet bulması gerektiğini hatırlar. Yoksa yıllarını kendisine açılmış olan sınırsız krediyi hunharca tüketmiş olduğuna yanarak geçirecek.
Bülent Ersoy meseleyi doğru anladı; TV ucuz bir sirktir ama insanların gözündeki/kalbindeki Bülent Ersoy o sirkin tuhaf gösteriler yapan cambazlarından biri olamazdı. Olmaya çalıştı ve işte son!
MURAT TOLGA ŞEN / murattolga@gmail.com
Bülent Ersoy deyince yıllar içinde kendi kendisinin karikatürüne dönüşmüş birinden bahsediyoruz. Show TV'de tam 17 haftadır yayınlanan şovunda da bu karikatürü en abartılı şekilde karşımıza çıkardı. Her hafta başka bir macera... Tam da bir çadır panayırına yakışacak bir gösteriler serisi...
Geçen hafta yaptığı ucuz din istismarının ardından bu hafta da Tuğba Ekinci'nin detone kraliçesi haline gelmesini konuşacaktık ki kanal artık bu kepazeliğe dayanamayıp Bülent Ersoy'a kapıyı gösterdi.
Aklıma ilk gelen şey, önceki hafta yayınlanan programda, Umut Zen adlı konuğun seslendirdiği ve tesettüre girmiş bir Bülent Ersoy'un hevesle eşlik ettiği Fethullah Güven'e ait şiirden bestelenen "Hüzünlü Gurbet" adlı şarkının yarattığı travma yüzünden gönderilmiş olabileceği oldu ama programın yapımcısı Mehmet Fevzi Siverek'in zehir zemberek açıklamalarını okuyunca öküz altında buzağı aramamak gerektiğine kanaat getirdim.
Bülent Ersoy gerçekten çalışılması çok zor biri, sadece küçük tepeleri değil koca Himalayaları sanki o yaratmış gibi davranıyor ve kendisiyle bir şekilde çalışmış olan kime dokunsam bin ah işitiyorum.
Açıkçası iyice freak show'a dönüşmüş programının sonlanmasına ya da onsuz devam edecek olmasına sevindim. Siyah beyaz filmlerindeki mütevazı şarkıcı Bülent'i hatırlayıp sevenler de öyle düşünüyordur eminim. Bu zorunlu veda umarım titreyip kendisine gelmesine ve saçmasapan magazin malzemesi üreterek değil de muhteşem sesiyle musiki ziyafeti çekerek kıymet bulması gerektiğini hatırlar. Yoksa yıllarını kendisine açılmış olan sınırsız krediyi hunharca tüketmiş olduğuna yanarak geçirecek.
Bülent Ersoy meseleyi doğru anladı; TV ucuz bir sirktir ama insanların gözündeki/kalbindeki Bülent Ersoy o sirkin tuhaf gösteriler yapan cambazlarından biri olamazdı. Olmaya çalıştı ve işte son!
MURAT TOLGA ŞEN / murattolga@gmail.com