"BU YAZI HAK ETTİĞİM KOMİSYONU ALMAM İÇİN DİLEKÇEDİR!..." ERTUĞRUL ÖZKÖK ATV-SABAH SATIŞINDAN KOMİSYON İSTİYOR!... PEKİ AMA NEDEN?...

Dün Sabah Gazetesi´nin satışı için verilen teklif zarfı açıldığında çıkan rakama baktım. Fiyat üzerinde yorumlar yapılırken benim aklıma başka şeyler geldi. Zarftan çıkan bu fiyat üzerinden almam gereken bir komisyon vardı.



Komisyonumu tahsil ediyorum


KOLAY sinirlenen bir insan değilim.Yine de kafamın tasının attığı bazı anlar vardır.

Bunlardan birini çok iyi hatırlıyorum.

Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz´ın Özel Kalem Müdiresi Sema Erdem´in Ankara´daki düğününde, ANAP´lı tanınmış bir siyasetçiyle karşılaşmıştım.

O günlerde Uzanlar´ın bazı yolsuzluklarını dile getiren haberler yayınlıyorduk.

Düğünde karşılaştığım siyasetçi, mali işlerden çok iyi anlayan biriydi.

Uzanlar hakkındaki yayınlarımızı kastederek, "Ne zaman bitecek bu medya savaşı" demişti.

İşte o an kafamın tası atmıştı.

Çünkü yayınladığımız olay, gerçek anlamda bir yolsuzluktu.

Bakanlık yapmış bir siyasetçi bile bu yayınları "medya savaşı" olarak görüyordu.

* * *

Sık sık yazıyorum.

Zaman en etkili musahhihtir.

Atılan iftiraların, yapılan karalamaların en iyi cevabını çoğu kez zaman verir.

Dün "Sabah" Gazetesi´nin satış işlemini izlerken bu aklıma geldi.

Defalarca yazdım.

Sabah Grubu bundan üç yıl önce, ihale açılmadan 300 milyon dolar peşine gelecek komik bir fiyata verilmişti.

Olay, tek başına Yüce Divan´lıktı.

O satıştan bir yıl sonra, ATV´nin ilan gelirinin yarısı kadar geliri olmayan Star TV, Doğan Grubu´na aynı fiyata satılmıştı.

Farkı düşünün.

Üç gazete, iki televizyon kanalı, radyolar, bir dergi grubu ve dağıtım şirketi...

Hepsi, bir Star TV fiyatına gitmişti.

* * *

Dün Çalık Grubu´nun verdiği zarf açılırken heyecanlandım.

Çünkü geçmişte, bu grubun çok daha yüksek fiyata satılabileceğini iddia eden yazılar yazmış, o nedenle o gazetenin yazarlarının hedefi olmuştum.

Zarf açıldı ve ne kadar haklı olduğum anlaşıldı.

Ortada teklif veren tek grup vardı.

Yani ihalenin en büyük şartı gerçekleşmemişti.

Buna rağmen verilen fiyat 1.1 milyar dolardı.

Şimdi soru sorma sırası bende.

Hani nerede "medya savaşı?.."

O günlerde yazılarımın arkasında dehşetengiz komplo teorileri arayanlar, bunlara medya savaşı kılıfı uydurmaya çalışanlar şimdi bana özür borçlular.

Çünkü bu para Dinç Bilgin´in devlete olan borcunu rahatlıkla ödeyecektir.

Yani, devletin, milletin, bazılarının popülist deyişiyle "tüyü bitmemiş yetimin hakkı" kurtarılacaktır.

Açılan zarf, milletin 50 milyar dolar parasını götüren hortumcular hakkında tek satır yazamayanlar için de bir utanç belgesidir.

Benim içim rahat.

Gazeteci olarak görevimi yaptım.

Milletin 1.1 milyar dolar parası kurtarıldı.

Bunda küçük de olsa bir payım var diye düşünüyorum.

Kurtarılan bu paradan alacağım tek komisyon ise, işte bu yazıyı yazabilme hakkıydı, onu da bugün tahsil ediyorum.

* * *

Tabii görevimiz burada sona ermiyor.

Bir dönemin kapandığı noktada ikinci bir soru dönemi açılıyor.

Onu da sormamız lazım.

Bütün dünyada medya kuruluşları yatırımcıların gözbebeği.

Doğan Grubu, Almanya´da "ProSiebenSat.1" ihalesine girdiği zaman karşısında iki büyük rakip daha vardı.

Büyük bir kapışma oldu ve fiyat 6 milyar Euro´ya kadar çıktı.

Sabah Grubu ile ilgilenen çok sayıda grup varken, bunlar son anda niye vazgeçti?

Bu soru önemli; çünkü ben, iki üç rakip daha olsaydı, bu fiyatın en az 1.5 milyar dolara çıkacağını bekliyordum.

Yine de, 1.1 milyar dolar, 300 mily