BU YARGILAMA TÜRK ORDUSUNA HAKARETTİR! İLKER BAŞBUĞ'DAN SERT ÇIKIŞ!

CHP'li komisyon Ergenekon kararlarından sonra tutuklular ile konuştu. Bakın Başbuğ'un o karara tepkisi ne oldu..

Manisa Milletvekili Özgür Özel, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Muğla Milletvekili Nurettin Demir, CHP Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’tan oluşan CHP Cezaevi İnceleme ve İzleme Komisyonu Üyeleri, Ergenekon Davası’nın son duruşmasından sonra tutuklular ile yapılan görüşmeler ile ilgili basına bilgi verdi.

Emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ CHP’li heyete şunları söyledi: ’Dava ortaya çıktığında tek ayaklıydı, darbeyi gerçekleştirecek ordu içinde birileri gerekiyordu. Askerleri de davaya ekleyerek Ergenekon örgütüne askeri bir kanat eklemeye çalıştılar. Başbakan’ın ’olur’ ve Cumhurbaşkanı’nın onayı ile atandım. Özellikle son iki yıl sürekli beraber çalıştık. Kararla birlikte, Başbakan’ın atadığı bir Genelkurmay Karargahının Başbakanı yıkmaya çalıştığı iddia edilmiştir. Bu kararla Türk Silahlı Kuvvetleri bir terör örgütü olarak gösterilmiştir. Hükümeti devirmekle suçlanan karargahın beyni burada, ama hükümeti yıkma sürecine bazı komutanlıklar katılmıyor. Bu nasıl bir örgütse, neredeyse Genelkurmay karargahının hepsi bu terör örgütüne üye. Bazıları yönetici. Yöneticiler, hükümeti devirmeye çalışmaktan müebbet hapis cezası alıyor, terör örgütünün üyesi bazı komutanlar hükümeti devirme suçuna katılmıyor. Bu nasıl bir örgütse, bazıları örgüte üye ama hükümeti yıkmak istemiyor. Bazıları istiyor. Böyle suçlama, böyle ceza olur mu? Kararla, ’Başbakan, öyle bir adamı atamıştır ki hem Genelkurmay Başkanlığını yürütmüş hem de bir terör örgütünün yöneticiliğini yapmıştır’ denmektedir. Bu durumun bin yıllık devlet geleneğine sahip Türkiye Cumhuriyeti’ne çok ağır bir hakarettir. Karar için söyleyecek sözüm yok. Böyle bir dava sebebiyle yargılanmak ve bu suçlamaların muhatabı olmak bile benim için cezaların en büyüğüdür. Kendimle ile ilgili kararı metanetle karşıladım ve oturarak dinledim. Osman Yıldırım’a verilen tahliye kararı sonrası ayağa kalkıp, alkışladım ve salonu terkettim. Ergenekon terör örgütünü eli kanlı bir terör örgütü olarak silah kullanan bir örgüt olarak ortaya çıkarmak için Danıştay davası kullanılmıştır. Osman Yıldırım’ın bu konuyla ilgili özel görevli olduğunu söylemiştir. Özel Yetkili bir mahkemenin hakkında müebbet verdiği bir şahıs başka bir özel yetkili mahkeme tarafından tahliye ediliyor, bunu hukuk ile hiçbir alakası yoktur. Danıştay saldırısı, Ergenekon örgütünün silah ve terör ile ilişkilendirilmesi amacıyla kullanılıp, bu şekilde örgütünün tamamlanıyor.

Genelkurmay başkanını terör örgütü yöneticisi tüm karargahı terörist ilan edenlere soruyorum. Bu utanç, İlker Başbuğ’un mu, onu atayan Başbakan’ın mı ve yapılan bu hakaret bana mı yoksa Türkiye Cumhuriyeti’ne mi? Burada Başbakan’a sorulacak hiç mi soru yok? Beni atayan Başbakan’dır, ataya ataya bir teröristi Genelkurmay başkanı olarak atamıştır. Kendi atadığı karargahın tamamı terörist, altı tanesi müebbetlik. Mahkemede son sözlerim sorumadı, verilebilecek en büyük cezanın idama eşdeğer bir ceza verilmesine rağmen 4 satırlık bir açıklama yapıldı. Bir gün gelir, bana sorulanlar Başbakan’a sorulabilir. Karardan bir gece önce de bir gece sonra da rahat rahat uyudum. Ama bu kararı verenlerin, rahat uyuyabildikleri düşünmüyorum. Mahkeme başkanının kararı okumaya başladığında, ses tonunu duydunuz mu? Sesi titriyordu. Bir süre sonra, okumaya devam edemedi. Bu nasıl bir davada olduğumuzu, durumun ciddiyetini ve herkesin bu davadaki, tarihi sorumluluk ve rolünü ortaya koyuyor. Mahkeme başkanı, ’Kararı ayakta dinleyeceksiniz’ dedi. Birkaç kişi kalktı, sonra onlar da oturdu. Bu mahkeme bir Genelkurmay başkanını yargılayamaz. Onun yeri eğer yargılanacaksa Yüce Divan’dır. Bunun tüm hukuk otoriteleri söylüyor. Bu yüzden bu mahkemede savunma yapmadım. Böyle bir suçlama sebebiyle yargılanıyor olmak benim için cezaların en büyüğüdür. Beni yargılayamayacak olan bir mahkemenin karşısında savunma yapmam da kararın karşısında ayağa kalkmam da düşünülemez. Kararın kendisi ile ilgilenmiyorum. Ancak bu yargılama bana, Genelkurmay başkanına, Türk Ordusuna, Türkiye Cumhuriyeti devletine hakarettir, bunu kabul etmiyorum. Hukuk devletini ve hukukun üstünlüğünü koruyamadan, devletin ve ülkenin geleceğini koruyamazsınız.’