"BU ÜLKE ANKARA'DAN YÖNETİLMİYOR"!..AK PARTİ KARARI HANGİ YAZARI ÇILGINA ÇEVİRDİ?..

Defalarca "AKP kapatılacak" diye yazdı,Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla birlikte senaryoları fos çıkınca da 'Biliyordum' dedi ve isyanını ortaya koydu...


Neden kapatmadılar?

AKP´nin kapatılmaması bizim için büyük bir sürpriz olmuştur.
Öyle ya 367 olayı ile türban konularında malum tavrı alan üyelerin adeta örtülü rejim değişikliği anlamına gelen dünkü karara imza atmış olmaları anlaşılır değildir.

Peki AKP neden mi kapatılmadı?

Bunun için bugünden itibaren çok şey yazılıp çizilecek.
Mesela bazı üyelerin demokratlığının ağır bastığı söylenecek.
Son tahlilde ülkenin kaos´a girmesini istemedikleri yazılacak
Güneydoğu´ya dikkat çekilip üyelerin bölünme endişesi sebebiyle DTP´ye subap olan AKP´ye razı oldukları kaydedilecek.

AB´dan ABD´ye küresel baskılara direnilemediği ifade edilecek.

Toplumsal gerilim ile kamplaşmaların istenmediği vurgulanacak.

Türkiye´nin bekası ve imajı için AKP´nin var olmasına razı oldukları söylenecek.

Keza bunlara ilaveten bazı çevrelerde de kapatılmasın yönünde oy verenler için çirkin iddilarda bulunulacak.

Belki rüşvet baskı ve şantaj iddiaları ortaya atılacak.

Ergenekon iddianamesi ile takas edildiği söylenecek.

ABD ve AB baskısına boyun eğildiği belirtilecek.

AKP yargı darbesi ile değil ekonomik kriz ile gitsin istendiği kaydedilecek.

AKP´ye son ikaz ve uyarının yapıldığı yazılacak.
Gelelim bizim hükmümüze?

Kim ne diyecekse desin artık geçmişler ola.

Tayyip Erdoğan artık ülkenin kayıtsız-şartsız tek hakimidir.

Bu hakimiyetin tesisinde Erdoğan´a verilen 27 Nisan muhtırası ile kapatılma davası müthiş bir rol oynamıştır.

Eğer bu iki teşebbüs olmasaydı Erdoğan´ın toplumdaki imajı ve havası doğal olarak zaten yerlerdeydi.

Tayyip bey ne zaman düşüşe geçti ise görünmez bir el devreye girmiş ve Erdoğan´ı kuyudan çıkarmıştır.

Türkiye ekonomide tartışmasız krizi yaşarken ve insanlar çıldırma noktasında bulunurken Tayyip Erdoğan açılan bu dava sayesinde imajını diri tutmuştur.

Göreceksiniz çok değil iki yıl sonra bu ülkede AKP´ye karşı zerre bir ses dahi çıkarılamayacaktır. Bugün yüzde 50´lerde olan AKP´nin medyadaki hakimiyeti kısa bir süre sonra fiili olarak yüzde 90´ları aşacaktır.

Artık Erdoğan´a hiçbir kurum ya da örgüt gıkını bile çıkaramayacaktır.
Mahalli seçimlerin hemen sonrasında da yeni anayasa yapma bağlamında mahkemeye yeni üyeler sokulacak ve ele geçirilmemiş(Aslında ona ihtiyaç yok ya!) kurum kalmayacaktır. Kısacası 1940´lardeki Milli Şef Modeli misali AKP´nin parti Devleti fiilen yürürlüğe girecektir.
Tam bu noktada Hasan Celal Güzel´e bir sorum var.

Kendi kendine misyonlar biçen Güzel, dün TV 8´de Gül ile Erdoğan neden gizli görüştü sorusuna verdiği bu cevaptan utanacak mı acaba?

- "Cumhurbaşkanı ile Başbakan her yerde görüşür bırakın bunları de, Ahmet Necdet Sezer´in gizli gizli görüştüğü, atadığı Anayasa Mahkemesi Üyelerine ne diyor onu sorun."

Soruyorum Hasan Bey Ahmet Necdet Sezer atadığı üyelere AKP´yi sakın kapatmayın mı demiş yoksa?

Baksana ortaya çıkan sonuç budur

Yalnız Hasan Celal değil göreceksiniz onun ekseninde olan malum güruh bugünden itibaren aylardır sövdüğü Anayasa Mahkemesi ve üyelerine methiyeler düzeceklerdir.

Son sözümüz