BU RTÜK'ÜN CEZA İLKELERİNİ ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL!

Sabah yazarı Hıncal Uluç RTÜK'ün Vedat Milor'a verdiği cezaya isyan etti.

Şu RTÜK’ün ettikleri..

Gece yatmadan önce birikmiş gazeteleri bitirme kararı vermişim.. Hemen hepsinde ayni haber ve üzerine yazılmış yazılar var. RTÜK, Vedat Milor’un bir programı yüzünden NTV’ye ceza vermiş.
Vedat Milor, bu ülkenin en gözde gurmelerinden. Müthiş bir yemek kültürü, harika da bir ifade gücü var. Hele televizyonda yaptığı programların tadına doyum olmuyor. Takıldım mı kalıyorum, öylesi..
Ceza sebebi.. Efendim Vedat’la, ünü dünyayı sarmış Beyti, şarap üzerine konuşmuşlar.
Vedat, İtalya’nın belli bir yöre üzümlerinden iyi şarap yapıldığını söylemiş. Haber ve yazılara göre, RTÜK, bu üzüm yöresinin adını şarap markası sanıp "Şarap reklamı" diye ceza vermiş.,
Bilenler dalga geçince, kazı çevirdiler. Efendim marka reklamı değil, alkollü içki reklamı yapılmış. Şaraptan söz edilmiş.. Ceza ondanmış..
Bunları okuyup yattım.
Yatağımın baş ucunda bir radyo var.
8.30’da kendiliğinden çalmaya başlar, ayarlı.
Ayarlı olduğu radyo da TRT4.. Alaturka müziği artık radyo dışında dinlemem mümkün değil. Çok da severim. Bu radyo da bayağı iyi..
Sabah gene alaturka ile uyandım. Bimen Şen’in şarkısı girdi..
"Zehr’olsa bile nûş edelim câm-ı şârabın
Hep neşve-i aşkınla gönül mest-ü harâbın.."
Gülmeye başladım.. Şarabtan söz etmeyi radyo ve televizyonda yasakladın mı, alaturkanın nerdeyse yarısı biter.. Şiirin, divan şiirinin yarısı biter..
Nef’i’nin "Esti nesim-i nevbahar, açıldı güller subh dem/ Açsın bizim de gönlümüz saki medet sun cam-ı cem" diye başlayan Bahar Kasidesini ne okuyabilir, ne de ondan yapılmış muhteşem Hacı Arif Bey (Dikkat buyurun Hacı) bestesini mesela Mustafa Sağyaşar’dan dinleyebilirsiniz..
Tasavvuf, tümden yıkılır.
"Gül ve şarap meclisinde gül, tatlı öttü dün gece bülbül:
Getirin sabah şarabını, uyanın ey sarhoşlar"
Ya da..
"Daraldığında elin, iç, eğlen, sarhoş ol
Bu varlık kimyası Kârûn yapar dilenciyi" diyen Şirazlı Hafız’ı yasaklarsın...
Hele Nesimi.. Maazallah..
"Gah giderim medreseye hu çekerim Hak için
Gah giderim meyhaneye dem çekerim aşk için
Sofular haram demişler bu aşkın şarabına
Ben doldurur ben içerim, günah benim kime ne"
diyen Nesimi’nin adı bu ülke radyo ve televizyonlarında geçer mi, o zaman?.
Hayyam’ı anmıyorum bile.. Adamın şarapsız dörtlüğü yok nerdeyse..
Bu da tutmayınca, kaz bir daha çevrildi. Efendim mesele şarap markası, ya da şaraptan söz edilmesi değilmiş.. Beyti’nin reklamı yapılmış da ceza ondanmış..
Yani insan ne diyeceğini bilemiyor..
Beyti’nin reklama ihtiyacı mı var?.. Adamın bu ülke için yaptıkları yüzünden Devlet Nişanı alması gerek..
William Saroyan’dan, Somerset Maugham’a, kimler Beyti, dolayısıyla Türkiye’yi yazdı.. Dünya basınında kaç Türkiye yazısı çıktı?.
The New York Times "Türkiye sınırlarına Edirne’de değil, asıl Küçük Çekmecede, Beyti’ye uğrayınca girmiş olursunuz" diye yazmadı mı?. Dünyanın tonla liderini gururla Beyti’de ağırlamadık mı?. Dünyanın en ünlü sanatçıları ordan geçmediler mi?.
Koltuğunun altına aldığı baskıdan yeni çıkmış gazeteleri, sabahın köründe bağıra çağıra satıp mektep parasını çıkararak hayata atılan Beyti’yi Amerika’da olsa televizyonlar dizi, Hollywood film yapardı..
Biz adı geçti diye, programa ceza kesiyoruz..
Bu RTÜK’ün ceza ilkelerini anlamak mümkün değil.. Beyti bir kitap yazsa, Türk Yemek Kültürü diye, ben onu tanıtsam suç değil.. Beyti’nin hayatı film olsa, ben o filmi övsem suç değil..
Konser, sergi anlattın mı, hatta RTÜK kurallarına göre belli bir süre anlatmak da zorundasın, alkış..
Ama dünyanın her yerinde başlı başına bir "Kültür" olarak kabul edilen, dünyanın en ciddi televizyonları ve gazetelerinde yerler ayrılan yemekten söz ettin mi reklam..
Hüseyin Özer ve restoranlarından söz eden BBC, (Daha ciddi bir televizyon kurumu tanıyor musunuz) programlarını getirip RTÜK’ün önüne atmak isterim.. Sofra’lara övgü yağdıran London Times kupürleriyle birlikte..
Nedir bu?.
Tele- Pazar’ı yaparken, duydum.. Bir alışveriş merkezi oto parkın yarısını ayırmış.
Midilli atlar getirmiş (Küçük atlardır bunlar), çocuklara at ve at binme sevgisi aşılıyor..
"Harika" dedim. "Böyle teşebbüsler teşvik edilmeli ki, ötekilere örnek olsun, sadece kazanmayı değil, kazandıklarından bir bölümü bu ülke insanına geri vermeyi düşünsünler.."
Hazırladık üç dakikalık filmi.. TRT denetimi "Olmaz" dedi. "RTÜK yasaklıyor, ceza yeriz." Efendim gizli reklam oluyormuş..
Yayınladık. Alışveriş Merkezi’nin adını, çekimin arkasına düşen mağazaların vitrinlerini mozayıklayarak.. Bugün de öyle.. Haber Televizyonu sokaktan canlı yayın yaparken, yönetmen bir yandan cadde üzerindeki dükkânların tabelalarını karartıyor ki, gizli reklam cezası almasın..
Ya o komik sigara mozayıkları.. Duman püfür püfür. Üç santim izmarit mozayıklı.. Ama eroin şırınga etme sahnesi, kaşıkta ısıtıp eritmeyle başlıyor. Kol lastikle sıkıştırılıyor.
Tüm ayrıntılar. O serbest.. Humprey Bogart’ın sigara içmesi yasak!..
RTÜK’çüler!.. Allah layığınızı versin, ne diyeyim!..

Hıncal Uluç/Sabah