BU OLAY TELEVİZYON TARİHİNE GEÇER!..CANLI YAYINDA "BOMBA GAF"!.."ARKADAŞ BEN SENİN ANANI S.....M"!..
Stüdyoya adeta bir bomba düşmüştü. Sunucu İnci Ertuğrul ve programın hukuk danışmanı "Aman, dur, ne yapıyorsun?" filan demeye yeltendiler ama bu müdahale, durumu kurtarmaya yetmedi... Olan, olmuştu...
Ağzına biber sürülecek konuk
CANLI yayınların "giyotin" olduğunu ve "kafa uçurabilecek" sorunlar doğurabileceğini daha önce bu sütunlarda çokça yazdım. Canlı yayın kazasına uğrayan son sunucu ise Star'da "Sizin Sesiniz" programını sunan İnci Ertuğrul oldu. Çarşamba günü stüdyoya, evden kaçan karısını bulmaya çalışan bir adam gelmişti. Her zaman olduğu gibi adamın "ifadesine" baş vuruldu. Adam, stüdyoda olduğunu unutup, bütün "doğallığıyla" yaşananları anlatmaya başladı: "Bunun (karısından söz ediyor) zaten bir davası vardı ama ben tam bilmiyordum. Adamı yolda çevirdim. Hele şunun bir aslını anlat bakam dedim. O da benim yüzüme karşı, 'Arkadaş ben senin karını s.kiyom' dedi..." İşte filmin koptuğu an burasıydı. Stüdyoya adeta bir bomba düşmüştü. Sunucu İnci Ertuğrul ve programın hukuk danışmanı "Aman, dur, ne yapıyorsun?" filan demeye yeltendiler ama bu müdahale, durumu kurtarmaya yetmedi... Olan, olmuştu... Bu kez görsel değil, işitsel bir "Tikli Hilmi vakası" yaşanmıştı. Bu vesile ile televizyon kanallarını bir kez daha uyarıyorum: Tüm dünyada kullanılan "profile" diye bir sistem var. Stüdyodaki görüntüyü 1 dakika gecikme ile antene çıkartıyor. Bu aralıkta reji, programdaki istenmeyen konuşma ve görüntülere müdahalede bulunabiliyor. Özellikle, mahalle arasından insanları stüdyoya dolduran,"ne dediğini bilmeyecek kadar üzgün ya da sinirli olan sıradan vatandaşları" canlı yayında konuşturan programcıların bu sistemi mutlaka kullanmaları gerekiyor. Aksi halde ekranlar Tikli Hilmi vakalarından geçilmeyecek!..
Yüksel Aytuğ/Sabah
CANLI yayınların "giyotin" olduğunu ve "kafa uçurabilecek" sorunlar doğurabileceğini daha önce bu sütunlarda çokça yazdım. Canlı yayın kazasına uğrayan son sunucu ise Star'da "Sizin Sesiniz" programını sunan İnci Ertuğrul oldu. Çarşamba günü stüdyoya, evden kaçan karısını bulmaya çalışan bir adam gelmişti. Her zaman olduğu gibi adamın "ifadesine" baş vuruldu. Adam, stüdyoda olduğunu unutup, bütün "doğallığıyla" yaşananları anlatmaya başladı: "Bunun (karısından söz ediyor) zaten bir davası vardı ama ben tam bilmiyordum. Adamı yolda çevirdim. Hele şunun bir aslını anlat bakam dedim. O da benim yüzüme karşı, 'Arkadaş ben senin karını s.kiyom' dedi..." İşte filmin koptuğu an burasıydı. Stüdyoya adeta bir bomba düşmüştü. Sunucu İnci Ertuğrul ve programın hukuk danışmanı "Aman, dur, ne yapıyorsun?" filan demeye yeltendiler ama bu müdahale, durumu kurtarmaya yetmedi... Olan, olmuştu... Bu kez görsel değil, işitsel bir "Tikli Hilmi vakası" yaşanmıştı. Bu vesile ile televizyon kanallarını bir kez daha uyarıyorum: Tüm dünyada kullanılan "profile" diye bir sistem var. Stüdyodaki görüntüyü 1 dakika gecikme ile antene çıkartıyor. Bu aralıkta reji, programdaki istenmeyen konuşma ve görüntülere müdahalede bulunabiliyor. Özellikle, mahalle arasından insanları stüdyoya dolduran,"ne dediğini bilmeyecek kadar üzgün ya da sinirli olan sıradan vatandaşları" canlı yayında konuşturan programcıların bu sistemi mutlaka kullanmaları gerekiyor. Aksi halde ekranlar Tikli Hilmi vakalarından geçilmeyecek!..
Yüksel Aytuğ/Sabah