BU NE RAHATLIK ERGUN!...ERGUN BABAHAN'IN EKRAN ÜSLUBUNU KİM NİÇİN ELEŞTİRDİ?
ATV'de yayınlanan Son Baskı programında Yılmaz Özdil ile Ergun Babahan ilginç yorumlarda bulunuyor.Ancak kendisi de Habertürk'te benzer bir program yapan Murat Çelik ,Ergun Babahan'ı bakın neden eleştirdi?
Ekranda rahatlık
Canım, sonuçta k.çı kırık bi köprü..." İfadenin sahibi bir meslektaşımız. Sabah Gazetesi yazarı Ergun Babahan. Bahsettiği de Lefkoşa'daki Lokmacı Üst Geçidi.
**
Lokmacı'nın Ankara'nın zirvesinde yarattığı gerginlikten de kolayca anlaşılabileceği gibi sadece bir demir yığını olmadığını tartışmayacağım. O ayrı... Bu yazının konusu ve şu anki derdim o değil. Burada konu ettiğim bir gazetecinin, yaptığı televizyon programındaki üslubu.
**
Çarşamba gecesi (daha doğrusu resmi olarak perşembe gününün ilk dakikalarında) ekran karşısındayım. atv'de Yılmaz Özdil ile Ergun Babahan'ın birlikte yaptıkları 'Son Baskı' programını izliyorum.
Konu güncel. Kıbrıs'taki Lokmacı Üst Geçidi ile ilgili yaşanan gelişmeler. Özdil ile Babahan'ın görüşleri farklı. İkisi de düşüncelerini aktarıyorlar. Fakat keyifli sohbetin bir yerinde Ergun Babahan'dan şu sözleri duyuyorum: "Canım sonuçta k.çı kırık bi köprü..." !!!
Birkaç dakika sonra... Yine Babahan konuşuyor: "Şimdi o zaman, 'ne bo... (küçük bir sessizlik) nasıl biliyorsan öyle yap' denilebilir..."!!! Eğer yanlış anlamıyorsam, Ergun Babahan "Ne b.. yersen ye" demek üzereyken, son anda farkına varıyor ve "Nasıl biliyorsan öyle yap" ifadesini kullanıyor.
Bu işi yapan biri olarak hep, ekranda doğallık ve rahatlığı savunurum. Ama benim 'kamera karşısında rahat ve doğal olmak'tan kastım bu örnek ve benzerleri değil. Şimdi diyebilirsiniz ki, "Ne var bunda, sen de abartıyorsun". Belki de öyledir, ben abartıyorumdur.
Ama 'Son Baskı'da Babahan'ı izlerken, kendi kendime şu soruyu mırıldandığımı fark ettim: İşte bu ve benzeri tavırlar sebebiyledir ki, gazetecilik ve televizyonculuk için de "Canım, k.çı kırık bir meslek işte" deyiverenlerin sayısı arttıkça artıyor olabilir mi acaba?
Murat Çelik / Bugün
Canım, sonuçta k.çı kırık bi köprü..." İfadenin sahibi bir meslektaşımız. Sabah Gazetesi yazarı Ergun Babahan. Bahsettiği de Lefkoşa'daki Lokmacı Üst Geçidi.
**
Lokmacı'nın Ankara'nın zirvesinde yarattığı gerginlikten de kolayca anlaşılabileceği gibi sadece bir demir yığını olmadığını tartışmayacağım. O ayrı... Bu yazının konusu ve şu anki derdim o değil. Burada konu ettiğim bir gazetecinin, yaptığı televizyon programındaki üslubu.
**
Çarşamba gecesi (daha doğrusu resmi olarak perşembe gününün ilk dakikalarında) ekran karşısındayım. atv'de Yılmaz Özdil ile Ergun Babahan'ın birlikte yaptıkları 'Son Baskı' programını izliyorum.
Konu güncel. Kıbrıs'taki Lokmacı Üst Geçidi ile ilgili yaşanan gelişmeler. Özdil ile Babahan'ın görüşleri farklı. İkisi de düşüncelerini aktarıyorlar. Fakat keyifli sohbetin bir yerinde Ergun Babahan'dan şu sözleri duyuyorum: "Canım sonuçta k.çı kırık bi köprü..." !!!
Birkaç dakika sonra... Yine Babahan konuşuyor: "Şimdi o zaman, 'ne bo... (küçük bir sessizlik) nasıl biliyorsan öyle yap' denilebilir..."!!! Eğer yanlış anlamıyorsam, Ergun Babahan "Ne b.. yersen ye" demek üzereyken, son anda farkına varıyor ve "Nasıl biliyorsan öyle yap" ifadesini kullanıyor.
Bu işi yapan biri olarak hep, ekranda doğallık ve rahatlığı savunurum. Ama benim 'kamera karşısında rahat ve doğal olmak'tan kastım bu örnek ve benzerleri değil. Şimdi diyebilirsiniz ki, "Ne var bunda, sen de abartıyorsun". Belki de öyledir, ben abartıyorumdur.
Ama 'Son Baskı'da Babahan'ı izlerken, kendi kendime şu soruyu mırıldandığımı fark ettim: İşte bu ve benzeri tavırlar sebebiyledir ki, gazetecilik ve televizyonculuk için de "Canım, k.çı kırık bir meslek işte" deyiverenlerin sayısı arttıkça artıyor olabilir mi acaba?
Murat Çelik / Bugün