"BU MEMLEKETİN EN BÜYÜK SORUNU HÜRRİYET GAZETESİDİR"!..ÖMÜR GEDİK'E SAHİP ÇIKTI,HÜRRİYET'E ÇAKTI!..
Yeni Şafak yazarı Fikri Akyüz, Star gazetesinin "Hürriyet'in bayram şekeri" başlığıyla manşete taşıdığı Kelebek yazarı Ömür Gedik'e sahip çıktı.
Bu köşeyi takip edenler bilir; bu memleketin en büyük sorunlarından biri de Hürriyet gazetesidir.
1-2 yazarı dışında Hürriyet'in tüm yazarları toplumun moral değerler manzumesine zerre kadar itibar etmiyor.
Fakat dün Sabah'ta Salih Memecan'a yakışır olgunluktaki karikatürde de "resmedildiği" üzere Hürriyet karşıtlığı, Hürriyetvari bir yayın anlayışının tetikleyicisi olmamalıdır.
(Karikatürde çizilen şu: Başbakan Tayyip Erdoğan'ın elindeki gazetede "Bugün bayram" yazıyor. Başbakan gazeteyi görünce yanındaki kişiye diyor ki: "Biz yine de çek edelim". Tabii burada Memecan Başbakan'a gönderme yapmıyor, sadece karşılıklı güven duygusunun ne kadar zedelendiğini ima ediyor. Kaldı ki bazı gazetelerin Erdoğan aleyhine iftira kampanyasına ön ayak oluşu karşısında Başbakan'ın bazı gazetelere artık güvenmiyor oluşunu anlamak gerekiyor.)
Evet bu girişten sonra yazıyı bazı gazete ve internet sitelerinin dünkü manşetine getirmek istiyorum.
Manşetlerde özetle aynen şöyle yazıyor: "Hürriyet yazarının akıl almaz gafı"
Ve devam ediyor: "Toplumu aşağılamakta sakınca görmeyen Doğan grubu yazarlarına Ömür Gedik de katıldı. Gedik köşesinde 'Ramazan çadırının yanından geçerken sokak köpekleri için neden böyle çadırlar olmasın dedim' diye yazdı"
Şimdi.. bu yazının şu kısmı doğrudur: Evet, Doğan grubunun pek çok yazarı toplumu aşağılamaktadır.
Zaten sözkonusu gazete ve siteler de altta bazı yazarların örneğin Yılmaz Özdil, Bekir Coşkun, Mine Kırıkkanat'ın toplumu aşağılayan yazılarından birer pafta aktarmışlar; iyi de etmişler.
"İyi de etmişler.." derken yanlış anlaşılmasın, bu yazıyı haberleştirenler iyi etmiş demek istiyorum; yoksa bahsi geçen bu üç yazar etse etse "halt etmiştir"!
Fakat kendisiyle tanışmadığım, üstelik okuduğum yazarlar kategorisine de girmemiş olan Ömür Gedik (Ama beraber olduğunu söylediği Ferhat Göçer dinlediğim sanatçılar kategorisindendir) bambaşka bir şey söylüyor.
Gedik diyor ki: "Geçen gün bir ramazan çadırının yanından geçerken birden 'köpekler için niye böyle çadırlar olmasın ki' deyiverdim. İster insan olsun, ister köpek, iyilik yapmak, aç karınları doyurmak bir ibadet şekli değil midir?"
Gedik, "Bu iftar çadırları da ne böyle, bu çadırlarda insanlar değil de köpekler doyurulsa daha iyi olmaz mı?" demiyor ki..
Zaten cümlenin devamında "İster insan olsun, ister köpek, iyilik yapmak, aç karınları doyurmak bir ibadet şekli değil midir?" diye yazan birisi iftara ve insana niye saygısızlık yapsın?
Gayet insancıl bir dürtüyle "Köpekler de doyurulsa, tıpkı insanların doyurulması gibi, ne güzel olur" diyor.
Denilecektir ki: "Ama iftar çadırının yanından geçerken bunu söylediğine göre insanlarla köpekleri eşitlemiş olmuyor mu?"
Olmuyor; çünkü ben de bazen "köpekleşen insanların" yanından geçerken "insanları" düşünmekten kendimi alıkoyamam!
Hatta sahurumu açtığım bazı günlerde gece karanlığında uluyan sokak köpeğine yiyecek atmışlığım da olmuştur.
Şimdi ben sahur vaktinde köpeği düşündüm diye sahurun mübarekliğine halel mi getirmiş oldum?!
Hayvan sevgisini zaten çoktandır, "toplumu aşağılayan" Bekir Coşkun'a bırakmakla hata etmiyor muyuz?
Yüce Peygamberimizin, bırakınız yemek yerken hayvanları düşünmesini, namaz kılarken hırkasının üstünde uyuyan kediyi uyandırmamak için hırkasını kestiğini ne zaman unuttuk?
Gedik'in