Efendim; ben bu döviz işlerinden hemen hiç anlamam. Zaten cebimde bir dolarım dahi yoktur. (Hoş, doğru düzgün TL’de var sayılmaz ya neyse!) Dolayısıyla kendi payıma sahte dolar alma riskimde yok. Sahte dolardan yüklüce dolar alacak kadar parası olanlar korksun. Benim içim rahat!..
Ben olsa olsa ülke ekonomisi adına merak ederim. O da bir yere kadar. Hani kendi payıma zaten ekonomik manada “Ölmüş eşek kurttan korkmaz” misali olduğum için. Nasıl olsa ülkeyi batıranda çıkaranda ben değilim. Ötesini memleket ekonomisine yön verenler düşünsün!..
Alanda Satanda Tedirgin!..
Dolayısıyla bir süredir ortalarda dolaşıp duran sahte dolar iddiaları ekonomik ortamı hayli germiş görünüyor. Özellikle 50 ve 100 dolarlar üzerinde yoğunlaşan iddialar hayli tartışma yaratmış bulunuyor. Gerçeğine “Çok yakın” basıldığı ve kâğıdı da orijinal gibi durduğu söylenen dolarlar o yüzden kolay ayırt edilemiyor. Mevcut para sayma makineleri de bunları tespit edemiyor. Kapalıçarşı piyasasını ve bankaları felç eden “Sahte dolar” ların miktarı üzerine de muhtelif iddialar var. İlk anda 600 milyon gibi bir rakam telaffuz edildi ama gerçek rakam belli değil. Kabaca bize anlatılan hikâye bu...
Alanı da satanı da tedirgin eden olay süreçte bir paniğe dönüştü. (Banka ve bürolar bir süreliğine alımı durdurdu. Kimi fırsatçılarda belli bir komisyon üzerinden işlem yaptılar.) Şimdilerde ise ne kadar duruldu bilmiyorum ama olayın psikolojik serpintisi daha bir süre piyasaları etkisi altına alabilir. Ortalama döviz alıcısı bir süre daha dolara soğuk kalabilir. Bu devletin ve döviz piyasasının verebileceği güvene bağlı sanırım.
Bir Filmin Düşündürdükleri!..
Böylesi durumlar söz konusu olduğunda nedense aklıma hep 2007 yılı yapımı bir film geliyor: Yönetmenliğini Stefan Ruzowitzky’nin yaptığı “Kalpazanlar” filmde II. Dünya Savaşı esnasında tutuklanan ve toplama kampına gönderilen sahte paracı Salomon Sorowitsch (Karl Markovics) ve arkadaşlarının başından geçenler anlatılmaktaydı.
Gerçek bir öyküye dayandığı söylenen filmde Naziler onlara daha iyi hapis koşulları karşılığında sahte İngiliz Sterlini basmalarını önerir. Bundan amaç İngiliz ekonomisini çökertmektir. Ancak onlar küçük hileler yaparak para basımını geciktirirler. Bu sayede savaşın sonu yaklaşır ve İngilizler zor duruma düşmekten kurtulur. Nazilerin “Sahte Para Operasyonu” suya düşer.
Devletlerde “Kalpazan” Olabilir!..
Birdenbire bu film aklıma geldi ve kafamda bir ampul yanıverdi. Velhasıl benim “Paranoyak zihnim” tekrar çalışmaya başladı. Acaba son olayda da böylesi bir mekanizma işletilmiş olamaz mıydı? İnsanlar kalpazan deyince sadece birtakım karanlık adamların çevirdiği işleri anlarlar.
Oysa bazı durumlarda bizzat devletlerin kendisi de kalpazan olabilirler. (Körfez Savaşı esnasında Irak’ta Saddam Hüseyin’in 700 milyon dolar civarında olduğu iddia edilen sahte dolarları gibi) Bilhassa da rakip ya da düşman belledikleri devletlere karşı. Aynı şekilde sadece siyasi veya askeri operasyon yapılmaz. Ekonomik operasyonlarda bir o kadar geçerli olabilir. Tabii bunun tamamıyla panik yaratma amaçlı, sahte bir “Psikolojik operasyon” olma ihtimalini unutmadan…
Sahte Para mı Sahte Operasyon mu?..
Şimdi soru şu; günlerdir piyasaları sallayan “Sahte ABD Doları” iddiaları bu türden bir kalpazanlık dolayısıyla ekonomik operasyon olabilir mi? “Kesinlikle öyledir” diyemesek bile neden olmasın? Bir “İhtimal” olarak geçerli mi yoksa ürkütme amaçlı bir “Spekülasyon” dan mı ibaret? Hangisi? Şimdi - kıt aklımla - kesinliği olmadan bu sorular üzerinden bazı varsayımlarda bulunalım…
Olay Aydınlatılmalıdır!..
Hiç şüphesiz, öyle veya böyle buna karşı önlemler almak öncelikle devletin görevi olup, savcılıkların, emniyetin ilgili birimlerinin ve tabii bu dolarları -varsa- basanları, piyasaya sürenleri bulup tespit etmek de istihbarat servisinin işidir. Bu konuda neler yapıldı bilmiyorum. Lakin tekrarlanmaması için bir şeyler yapılması gerektiği muhakkak. Söylentileri engellemek öncelikle devletin görevidir. Topluma düşenin ise bu konulardaki söylentilere hemen inanmamak olduğu unutulmamalı herhalde…
Her tür spekülatif iddiaya dikkat!..
04. 12. 2024
NOT: İlginçtir. Bir ara Döviz Büroları Derneği’nden bir açıklama yapıldı. Buna göre bütün bu söylentiler “Dezenformasyon amaçlı” idi. 600 milyon dolar veya 1 milyar dolar sahte para olduğu şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Onlara göre “Aslında olmayan bir sahte parayı konuşuyoruz” du. Aynı şekilde siyasi partilerden de ilginç tepkiler geldiğini hatırlatma gereği duyuyorum. CHP Genel başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, bunun için “TIR’lar dolusu paranın olması gerekir ve fiziken mümkün değil” derken olayın “Döviz talebini sınırlamak için” olduğunu iddia etti. Fakat belki de en önemli tepki MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli’den geldi. Durumu “Türkiye’ye karşı bir operasyon” olarak tanımlayan Bahçeli "İstanbul'da, yurt dışında basılan sahte 50 ve 100 dolarlık banknotların piyasaya sürüldüğü ve bu nedenle Kapalı Çarşı'daki bazı döviz bürolarının dolar alımını durdurduğu yönündeki iddiaların bir maksada matuf, külliyen yalan ve saptırma olduğunu” söyleyecekti.