'BU İLK SABIKASI DEĞİL SONUNCU DA OLMAYACAK!..' FEHMİ KORU ERTUĞRUL ÖZKÖK'Ü HANGİ MANŞETTEN DOLAYI YERDEN YERE VURDU?...
O başlığı da gazetenin kaptan köşkünde oturan pop sosyologun attığından eminim.
Evet, pop sosyologumuzun konuları anlamakta zorlanacağını düşündüğü okurları için olayları çarpıcı biçimde sunmak gibi bir alışkanlığı olduğunu biliyorum. Daha dün, "Ben attım" iftiharıyla söz ettiği "Yeni Türkiye'nin sünnet düğünü" manşetini neden seçtiğini aynen böyle anlatıyordu.
Okuyalım: "Olaya sosyolojik açıdan baktığınız zaman bu manşetin tam yerine oturduğunu da söyleyebilirsiniz. / Çünkü bu düğün ve bu fotoğraf, Türkiye'nin yeni sosyolojik olgusunu mükemmel bir şekilde yansıtıyor."
Beni böyle tavırlar mahvediyor işte.
Alparslan Arslan'ın Danıştay'a saldırdığı haberinin Hürriyet'te nasıl manşetleştirildiğini hatırlıyor musunuz? Hatırladığınıza eminim: "Cumhuriyet'in 11 Eylül'ü..."
O başlığı da gazetenin kaptan köşkünde oturan pop sosyologun attığından eminim. Eminim, çünkü gazetenin manşetiyle birlikte üstünde imzası bulunan yazının başlığı da aynıydı: "Cumhuriyet'in 11 Eylül'ü..." Manşetin altında yatan iddianın ne olduğunu tahmin etmek hiç de güç değildi: ABD'de ikiz kuleler ile Pentagon'a uçak saldırısı neyse, o saldırı Amerikan toplumu ve dünya üzerinde nasıl bir etki yapmışsa, Danıştay'a saldırı da Türkiye'de aynı etkiyi yapacaktır...
11 Eylül saldırıları Amerika'yı Amerika olmaktan çıkarmış, bambaşka bir ülke haline getirmişti: Daha az özgür, daha korkak, düşmanı bol bir ülke... Danıştay'a saldırının da ülkemiz üzerinde aynı sonuçları doğuracağına inanıyordu pop sosyologumuz...
Aksi halde şu zehir zemberek paragrafları yazar mıydı? Okuyalım: "İçinde vicdan olan insanlar, şu ölümcül çetelenin farkında. / Bugüne kadar.../ Evet bugüne kadar bu ülkede kimse 'dinci' olduğu için öldürülmedi. / Ama 'dinsiz' diye öldürülen veya kendine 'dinci' diyen insanlar tarafından katledilen çok insanımız var.
"Bu ülkede kimse 'oruç tutuyor' diye rahatsız edilmedi, saldırıya uğramadı, öldürülmedi. / Ama Anadolu'nun şu veya bu kasabasında 'oruç tutmuyor' diye saldırıya uğramak neredeyse sıradan polis olayı haline geldi.
"Bu ülkede 'Neden namaz kılıyorsun' diye kimse kimsenin yakasına yapışmadı. / Ama Anadolu'nun şu veya bu kasabasında, şehrinde namaz kılmayan insanlara en azından yan gözle bakıldığını biliyoruz.
"Bu ülkenin sokaklarında hiçbir kızı, kadını 'Neden türban takıyorsun' diyen fanatiklerin tacizine, saldırısına uğramadı. / Ama mini etek giyen kızları o kadar rahat olamadı. Bırakın sokaktaki fanatiği, meczubu, kendini bilmez bazı polislerden mini etek giyiyor diye dayak yiyen kızlarımızla ilgili haberleri hep birlikte okuduk."
Zehir zemberek bir yazı değil mi? Avukat olduğu öğrenilen ve elini-kolunu sallayarak kapıdan çıkarken yakalanan zanlının kimliği henüz bilinmezken bu yazının yazıldığını unutmayalım. Bir başka önemli ayrıntıyı da: Kendilerinden 'hükümete yakın kaynaklar' diye söz ettiği birileri, pop sosyologumuzu, "Bu işin altından 'ulusalcı' bir komplo çıkabileceği, hatta katilin Sedat Peker ve Veli Küçük'le ilişkisinin bulunduğu" yolunda uyarmış oldukları halde...
İçimden, "Hükümet kaynaklarına değil de böylesine zehir zemberek bir yazı yazmasına sebep olan başka kaynaklara güvenmenin sonucu budur işte" d