Bu iddia çok konuşulur! THY ‘Hanımın Çiftliği’mi oldu?
Türk Hava Yolları'nın (THY) Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı ve eşi Tuğçe Saatman Aycı’nın THY’deki masraflarına ilişkin iddialar dikkat çekti.
Airporthaber yazarı Ali Kıdık, “THY ‘Hanımın Çiftliği’ durumunda…” başlık yazısında, “Ben İlker Aycı’yı hiç ama hiç tanıyamamışım. O kadar çok bilgiler, belgeler gelirken hep görmezlikten gelirdim” diyerek Aycı çiftinin yönetim kurulu üyelerinden oluşan heyet tarafından limuzin ve lüks araçlarla karşılandığını, Tuğçe Saatman Aycı’nın yakınlarının THY’de göreve alındığını belirtti.
Ali Kıdık, Aycı çiftinin “örtülü ödenek sistemi” ile yarattığı masraf iddiasını ise şöyle kaleme aldı:
“Bakın benim bildiğim bu seyahat için hanımefendi ve İlker Aycı için on ayrı otelden on ayrı oda tutuldu ve on ayrı odanın da parası ödendi. Nasıl mı? THY kurumsalı bu işin odak merkezi. Ödemeler kurumsal aracılığı ile bir ajansa yapılıyor, ajans ise otellerin ve gizli yapılan işlerin ödemelerini hallediyor. Bir nevi örtülü ödenek sistemi.”
İşte Airporthaber yazarı Ali Kıdık’ın “THY ‘Hanımın Çiftliği’ durumunda…” başlık yazısı…
Uyarıyorum, uyarıyorum bir türlü olmuyor. Düzelmiyor, düzeltmiyor! Üstüne üstlük kraliyet ailesine katılan kraliçenin hükümranlığı koca kurumu yönetir hale gelmiş durumda. Bir dediği iki olmuyor, arkadaşları sorgusuz -sualsiz, imtihansız-mülakatsız ballı, börekli maaşlarla istihdam ediliyor.
İster inanın ister inanmayın THY’de yaşanan saçmalıkları kurumsallığa, markaya zarar gelecek diye yazmamak için çok direndim. Hatta bu yazımda da devede kulak diyeceğim, çölde kum tanesi diyeceğim küçük bir bölümüne yer vereceğimi belirtmek isterim.
Evet, THY bizim dünyaya açılan tek markamız diyebilirim. İşte bu sebeple içten içe kemirilen şirketin daha fazla kemirilmesine izin vermeyeceğim.
Bana istediğiniz kumpası kurabilirsiniz, istediğiniz tuzağa düşürebilirsiniz, istediğiniz tehdidi yapabilirsiniz, yolumu kestirip ağzımı burnumu kırdırabilirsiniz, kafama silah dayayıp ölümle tehdit edebilirsiniz, hatta öldürebilirsiniz, savcı hakim tanıdıklarınızı devreye sokturup istediğiniz cezayı verebilirsiniz, hatta tutuklattırabilirsiniz.
Amma velakin o şirketi soymanıza, kafanıza göre yönetmenize, yönlendirmenize, içine etmenize asla izin vermeyeceğim.
Ağzım kapansaydı da dilim lal olsaydı da “Temel gitti kavga bitti” başlıklı yazıları yazmasaydık be kardeşim. Arar oldum Temel’i, arar oldum Hamdi’yi, Candan’ı… Meğer onlar adammış da ben anlamamışım. Hakkınızı helal edin be ağalar.
Durun anlatayım.
Ben İlker Aycı’yı hiç ama hiç tanıyamamışım. O kadar çok bilgiler, belgeler gelirken hep görmezlikten gelirdim. Hatta İlker Aycı’nın bana bir dolu sitemi ve tehdidi varken bile içinde bulunduğu yönetimsel zorluğa verip es geçerdim, duymazdım bile.
Bir örnek vereyim. Uçağın içinde yolcuya yaptığı kibir abidesi küstahlığı bile “insanlık hali, boş bulunmuş” diye iyi pencereden bakarak görmeyen ben, artık benim için değil, THY için kemiğe dayanan bıçağın katil olacak raddeye geldiğini görmezsem gözüm kör ola.
Adama evlendikten sonra bir haller oldu. Evlenmeden önce de İlker Aycı için özellikle yurtdışı seyahatlerde “Maybach Mercedes’ten aşağı arabaya binmez, dünyaca ünlü restaurantlar haricinde yemek yemez” denirdi de yine inanmamış numaralara yatardım.
Hep kaygım THY idi. Kurumsala zarar gelmesin, eksiklikleri yazalım düzeltsinler derdinde idik.
Ama bilemedik ki THY’yi kendi idaren değil de eşinin idaresi altına aldıracağını.
Beyler orası THY. Orası beybabanın çiftliği değil, hanımın çiftliği hiç değil.
Bakın neler oldu?
Geçen haftalarda bazı gazetelerde İlker Aycı’nın kendisine ve eşine saltanat ağırlamaları yapıldığına dair haberi okumuşsunuzdur.
Sunexpress toplantısına gidilirken ağırlama, karşılama, uğurlama ekipleri oluşturulmasına yönelik listeyi gören oldu değil mi?
Vallahi ağzım açık izliyorum. Yükseldikçe mütevazileşmesi gerekenler nasıl da asileşiyor, nasıl da agresifleşiyor.
Durum şu!
THY idaresi İlker Aycı beyin idaresinden çıkmış sanki Tuğçe Saatman Aycı kontrolüne geçmiş. Aşağıda göreceksiniz Sunexpress programında nasıl bir protokol uygulanmış. Dudaklarınız uçuklar, hafızalarınız silinir.
Alın size karşılama uğurlama programı;
Tarih: 21 Şubat 2019, Perşembe
Yer: Frankfurt, Almanya
Gelen Heyet:
– Sn. Başkan İlker Aycı
– Hanımefendi Sn. Tuğçe Saatman Aycı
– Sn. Ahmet Olmuştur, SXS YK Üyesi
– Sn. Salim Arda Ermut, SXS YK Üyesi
– Sn. Şakir Ercan Gül, SXS YK Üyesi
– Tuğba Koç, Özel Asistan
Karşılama Heyeti:
– Sn. Ahmet Çalışkan, SXS Genel Müdür Yardımcısı
– Sn. Rafet Alper Özen, SXD Genel Müdür Yardımcısı
– Sn. Ensar Karabulut, THY Frankfurt Müdürü
Karşılayacak araçlar:
– 1 Limuzin : Başkan İlker Aycı'ya tahsis edilecektir
– 1 Mercedes VITO: Hanımefendi & 1 refakatçi THY Personeline tahsis edilecektir
– 1 Mercedes VITO: Karşılama Heyetine tahsis edilecektir
Frankfurt'tan Münih'e uçuş:
Yolcular: – Sn. Başkan İlker Aycı
– Hanımefendi Tuğçe Saatman Aycı
Uğurlama Heyeti:
– Sn. Ahmet Çalışkan, SXS Genel Müdür Yardımcısı
– Sn. Rafet Alper Özen, SXD Genel Müdür Yardımcısı
– Sn. Ensar Karabulut, THY Frankfurt Müdürü
– Sn. Ahmet Olmuştur, SXS YK Üyesi
– Sn. Salim Arda Ermut, SXS YK Üyesi
– Sn. Şakir Ercan Gül, SXS YK Üyesi
– Tuğba Koç, Özel Asistan
Münih'e varış – VIP Karşılama sağlanacaktır
Münih Karşılama :
– Sn. Cemil Çiloğlu, THY Münih Müdürü
Karşılama aracı:
– 1 Limuzin : Başkan ve Hanımefendi'ye tahsis edilecektir
– 1 Mercedes VITO: Refakatçi heyete tahsis edilecektir
Bunlar yetmiyor ha…
Bakın benim bildiğim bu seyahat için hanımefendi ve İlker Aycı için on ayrı otelden on ayrı oda tutuldu ve on ayrı odanın da parası ödendi. Nasıl mı? THY kurumsalı bu işin odak merkezi. Ödemeler kurumsal aracılığı ile bir ajansa yapılıyor, ajans ise otellerin ve gizli yapılan işlerin ödemelerini hallediyor. Bir nevi örtülü ödenek sistemi.
Birde şu var. Tuğçe Saatman hanımefendinin tüm istekleri harfiyen karşılanıyor. Örneğin tüm arkadaşları şak diye işe alınıyor.
Birkaç örnek verelim mi?
Tuğçe Saatman Aycı hanımın yakın arkadaşları, Ayşegül Palamutçu, Emre Top, Merve Sarıkaya ve İsmail Selim Eşsiz, THY Basın Müşavirliği’nde uzman olarak işe başladı. Helal olsun ne diyelim.
Ha bu arada Basın Müşaviri demişken arkadaş eşi yürümesin diye uçağı pasaport kontrol noktasına yakın bir yere park ettiren bir başarı hikayesinin sahibidir kendisi.
Öyle başarılı ve öyle üstün zekalı ki kendisi 40 tane kayyum şirketine YK üyesi. Yılın değil asrın yöneticisi unvanı verilmeli.
Şunu net söylüyorum.
Bunların hiçbirinden Cumhurbaşkanı’nın haberi yok. Ama size söylüyorum. Ant olsun ki kendi ellerimle vereceğim.
Ülkeyi soyun, milletin malına göz dikin diye sizi o makamlara kimse getirmedi.
Arkadaşlar;
THY konusunda çok doluyum. Bir arkadaşımı işten kovdurmaya yönelik taleplere kadar uzandılar. Ama bilmedikleri şu! Ben hayatım boyunca satılık olmadım. Onlar AirportHaber’i diğer satın aldıkları medya gibi görebilirler lakin hesapları yaparken beni dahil etmemişler.
Biz onurumuzu korumak için köyümüzde karalahana ekip, fındık ağacı dikip geçinmekle planlayacak kadar gözü pek adamlarız. O halde sert kayaya tosladınız.
Hadi bakalım devamını bekleyin.
Para ile adam satın alınamayacağını öğreneceksiniz.
Değerli okurlarım;
Yazacak çok konularım vardı.
Mesela İstanbul Havalimanı ertelenen 1 milyar Euro yıllık kiranın ilk iki senesi 25 sene sonraya ötelendi. Ve bu ödeme yıllık 335 milyon Euro olarak toplamda iki yıl için 670 milyon euro olarak kabul edildi.
Neymiş efendim beyfendiler bu parayı hiç ödemeyelim diye DHMİ başvurmuşlar.
Yetti beyler, istekleriniz karşısında millete gına geldi. Oldu olacak devletin anahtarını size teslim edelim.
Siz devlete ödemeyin ama devletten yolcu garantisi parası isteyin. Sizin istekleriniz resmen soygun isteğidir. Köpeksiz köyde köteksiz gezmeyi ne zaman öğreneceksiniz çok merak ediyorum.
Çok ama çok özür diliyorum ama bir konuya değinmeden edemeyeceğim.
Ne zamandır yazmak istediğim bir konu var Hava-İş Kapı Kooperatifi.
Çok yoğun şikayet aldığımızı ifade edeyim. Bir yıl önce yazmıştım, yapıldı-yapılacak, cak,cak işlerini sevmem diye.
Ne verdiğiniz sözde durdunuz ne de aldığınız paraların hesaplarını verdiniz. Ne oluyor beyler, THY çalışanlarının parası ile caka satmayı ne zaman bırakacaksınız.
Sahi Hava İş Sendikası’na güvenip bu kooperatife güvenen arkadaşlar kooperatiften aldıkları evlerin hesabını sorarsa sendika ne cevap verecek? Sendikanın bu konuda önemli adımlar atması gerekmiyor mu?
Kooperatifin başındaki adam ne iş yapar?
Buradan kendisine soruyorum sizin asil göreviniz sendika yöneticiliği mi ?
Kooperatif yöneticiliği mi ?
Emlakçılık mı ?
Avukatlık mı ?
Bu soruları cevapsız bırakmayın.
THY’den atılan bir kişi sendikaya kapak atıyor, ardından kooperatif yöneticisi.
Sendika geç anlamış olmalı ki 180 gün uzaklaştırma cezası vermiş.
Abi neler oluyor Allah aşkına?