Bu ‘Hayır’ İYİP için ‘Hayırlı’ olacak mı? Akşener kapıyı kapattı!

Görünene baktığımızda İYİP, kendisi için bir “fırsatı” elinin tersiyle itmiştir. Ancak bir yandan da “Hür ve Müstakil Siyaset” deyip aksine davranmak kendileri açısından oldukça çelişkili bir durum yaratacaktı.

ATİLLA AKAR atilla.akar@medyaradar.com

Efendim: itiraf edeyim ki İYİP’in Genel İdare Kurulu’ndan CHP ile ittifaka (Pardon, “İşbirliği” ne !) “Hayır” kararı çıkmasına az biraz şaşırdım. (Kavramlar üzerinde oynayıp, “İttifak” demeyip de “İşbirliği” denmesi de buna zemin oluşturmak sayılabilirdi çünkü) Kılıçdaroğlu’nun gidip yerine Özgür Özel’in gelmesi sanki durumu değiştirebilir gibiydi. Dolayısıyla beklemiyor değildim ama daha zayıf ihtimal olacağını zannediyordum. Tabii ki her zaman söylediğimiz gibi siyaset bu sonuçta her şey olabilir. Olmuş görünüyor da nitekim!..

Rüştünü İspat Gayreti mi?..

Görünene baktığımızda İYİP, kendisi için bir “fırsatı” elinin tersiyle itmiştir. Ancak bir yandan da “Hür ve Müstakil Siyaset” deyip aksine davranmak kendileri açısından oldukça çelişkili bir durum yaratacaktı. Üstelik epeydir CHP’ye soğuk hatta sert denebilecek tavırlar alıp, “biz kendi yağımızla kavrulacağız” derken mevcut “U dönüşü” onları zorda bırakabilirdi. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu olurdu!..

Böylelikle karar kendileriyle “tutarlılık” açısından baktığımızda o kadar da garip gelmiyor. Bu anlamda ittifak veya işbirliği yapmamaları kendileri açısından doğru gibidir. Şayet “Evet” deselerdi bu seferde “Hani bağımsız siyaset güdecektiniz?” diye suçlanacaklardı. “Kelime oyunları”, her yöne çekilebilecek joker sözcüklerde durumu kurtarmazdı!..

İYİP hep CHP’nin elinden tuttuğu, meclise taşıdığı, bir anlamda mecbur kaldığı bir parti görünümde oldu. Bir türlü “rüştünü” ispatlayamadı. Bir yanıyla bunun ezikliğini yaşadı. Şimdi bunun tersini yapmak istiyor gibi ama zamanlaması doğru mu ayrıca tartışılır. Artık bu viraja girildi bir kere!..

Muhalefeti Zayıflatır mı?..

Madalyonun bir yüzü bu. Öteki yüzü ise atılan adımın “Muhalefetin elini zayıflatacağı” iddiasıdır. Ki, bir yönüyle öyle görünüyor. O yüzden CHP’de bir ölçüde rahatsızlık yaratacaktır. Gene de çok fazla etkilemez. O zaman içlerinden kimileri yüzlerini HEDEP’e rahatça dönebilecekleri için sevinebilirler bile. “Olsaydı iyi olurdu” der geçerler. Ne de olsa İYİP tabanının Ankara ve İstanbul’da -fire verse bile- Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nu destekleyeceğine güveniyor olabilirler. Diğer illerde ise İYİP’ten ne koparırlarsa kârdır!

Şimdi bizler olaylara hep idealler, söylemler, ilkeler, vb açısından bakıyoruz ama siyasetçiler ve siyasi partiler böyle davranmıyorlar. Onlarda kendilerine göre bir hesap güdüp, planlar yapıyorlar. İstedikleri kadar “Şeffafız” desinler, kapalı kapılar, gizli temaslarla nelerin konuşulduğu halen meçhul. Partilerin kendine özgü bize pek yansıtmadıkları bir tür “diplomasi trafiği” var. Onlar bizden daha gerçekçi!..

İşte tam bu noktada Özgür Özel’in “Meral Abla”sını ziyareti esnasında ya da başka temaslarda neler talep edildi? Kimi iddialarda olduğu gibi bazı ilçeler, bazı büyükşehirler talep edildi de verilmedi mi? O yüzden Akşener, direkt “O zaman olmaz” demek yerine bunu GİK’e götürüp daha meşru bir görüntü mü vermek istedi? “Bu benim değil GİK’in kararı, ben ona uydum” mu diyecek?

Yarın öbür gün işlerin ters gitmesi durumunda sorumluluğu üzerinden atmış mı olacak? Tabii Akşener’e rağmen bir GİK kararı olabilir mi diye soranları da yabana atmamak lâzım. Nedense Akşener’in toplantıdan çıkarken kapıda medyaya “Evet, hayır kararı çıktı” derkenki yüzündeki gülümseme bana sonuçtan gayet mutlu olduğunu gösterdi. Hadi bakalım!..

Vazgeçme İhtimali Var mı?..

Gerçi kapılar kapanmış görünüyor ama hani “çıkmamış candan ümit kesilmez” misali bir geri vites durumu yaşanabilir mi? Şu an için “çok zor” görünse bile şayet köprüler tümden atılmadıysa son anda yeni bir “GİK Toplantısı” yapılabilir ve oradan tersine bir karar çıkabilir mi? “İstemem yan cebime koy” mu olur? “AK Parti’nin ekmeğine yağ sürmeyelim” mi yaşanır? Seçim sonrası genelde muhalefetin özelde İYİP’in istenen başarıyı sağlayamaması durumunda sorumlu gösterilirler mi? Fatura kime kesilir? O yüzden bir “geri adım” olabilir mi? Pek zannetmiyorum ama halen “pazarlık payını arttırmak istiyor, el güçlendirme peşinde” diye düşünenler dahi var.

Bunun gerekçesi olarak da “HEDEP faktörü” gösterilir mi? “CHP’yi tümüyle HEDEP etkisine bırakmamak” la izah edilebilir mi? Yoksa “Ne halleri varsa görsünler” mi denir? (Gerçi HEDEP’te seçimlere kendi adayları ile gireceğini açıkladı. Bu bir manevra değilse çarşı iyice karışacak demektir) Yoksa bu artık umurlarında değil mi?

Hatta içlerinden kimileri “Daha iyi CHP güç kaybeder, milli hassasiyetleri olanlar yüzünü bize döner” hesabında olabilir mi? Baştan beri asıl arayışı olan “Merkez” e oynuyor olabilir mi? (Hatta kimi iddialara göre İYİP’in asıl amacı “CHP’ye kaybettirmek, AKP’ye kazandırmak ve ondan açılan boşluğu doldurmak” mı acaba?) Yahut zaten ileri sürüldüğü gibi “HEDEP ile flört edenlerle bizim işimiz olmaz” da ısrar mı edilir? Bu duygu Özgür Özel’in Selahattin Demirtaş’a selam çakması ve “Kürt Sopranosu Pervin Chakar”ın elini öpmesi sonrası daha mı derinleşti? Veya siyasetin karanlık dehlizlerindeki “dizayn yapıcılar” ın bir tercihi mi?..

Bu “Hayır” İYİP İçin “Hayırlı” Olacak mı?

Öyle veya böyle her partinin kendi rotasını çizme özgürlüğü ve iradesi vardır. Bu yüzden kimse, hangi gerekçe ile olur ise olsun “Sen niye böyle yaptın” , “sen niye böyle davranmadın” diye suçlanamaz. Ancak işlerin bu kadar “saf” yürümediğini de tahmin edebiliriz.

Tam bu durumda “Bu hayır İYİP İçin hayırlı olacak mı?” sorusunu sorabiliriz. Şu an için baktığımızda oldukça “riskli” hatta iki ucu keskin bıçak bir karar gibi duruyor. Ancak bu biraz da süreçte yaşanacaklara bağlı. Onlarında kendilerine göre –tutar veya tutmaz- bir hesabı veya planı olmalı. Yoksa kimse kendini kolayca ateşe atmak istemez. Her şeye rağmen, Akşener’in bu kadar “akılsız” bir siyasetçi olacağını zannetmiyorum. Ayrıca parti karışır mı bilmem!..

O ise kendine ve partisine yeni bir “alan açma” ümidinde olabilir. Lakin tökezlerse kararın sonucu onun siyasi geleceğini de etkileyecek. Olay “ya hep ya hiç” li bir tür “kumar”a dönüşebilir mi? Bu kritik kararın elbette bir bedeli olacak. Siyaseten intihara kadar varır mı bilemem. Şurası kesin ki, eğer bir değişiklik olmaz ise İYİP sadece adaylarını değil kendi kaderini de oylatacak!..

5.12.2003

Tüm yazılarını göster