"BU BİR ZAMANLAMA SKANDALI, BİR HALKLA İLİŞKİLER FİYASKOSUDUR"!..

Serdar Turgut,Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet'te 'başbakan bizimle görüşmüyor' diye yazmasından sonra PO'nun borçlarının indirilmesi ve ardından da Başbakan ile Özkök görüşmesinin gerçekleşmesinin zamanlama skandalı olduğunu söyledi.

Hürriyet ve Erdoğan

Sen gazetende `Başbakan bizimle görüşmüyor´ diye şikayet edersen, sonra patronunun bir başka şirketinin yüklü vergi borcu için Ankara´da hükümet ile sıkı pazarlıklar yapılırsa, en sonunda da olmadığı söylenen buluşma gerçekleşir ve övgüler başlarsa, bu tam bir zamanlama skandalıdır, bir halkla ilişkiler fiyaskosudur

Petrol Ofisi kısa süre önce bir milyar YTL´yi aşan vergi borcu ve cezasını, 270 milyon YTL´ye düşürmek için Maliye Bakanlığı ile uzlaştı.

Bu tür konularda uzlaşmaya gidilmesi normaldir. Yani yapılan işlemde yasal olmayan bir yan yok.

Sadece Maliye Bakanlığı´nın Petrol Ofisi´ne bu kadar anlayışlı davranması ve sonunda bu kadar büyük bir oranda indirime izin vermesi insanları hayli şaşırttı.

Bize gelen yorumlarda birçok insan, `Biz kendi vergi sorunlarımız için Maliye´ye gittiğimiz zaman bu şekilde bir anlayış ve büyük oranda indirimle karşılaşmıyoruz. Acaba sorun bizim elimizde Petrol Ofisi patronunda olduğu gibi büyük basın ve televizyon kanalları olmaması mıdır ki´ diyorlardı.

Şurası açıktır; aynı zamanda elinde güçlü bir medya olan insanlar hükümet ile kurdukları ilişkilerde yanlış anlamalara yol açabilecek adımlar atmamaya azami dikkat göstermeliler.

Bu yapılmazsa ortada gerçekten bir sebep olmasa bile insanların kafasına bin türlü şüphe düşer.

Bu tür şüphelerin oluşmaması için dikkatli olduğunu tahmin ettiğim Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, yanlış yorumlara yol açabilecek şekilde davranmama dikkatini bu kez bir yana bırakmış gibi gözüküyor.

22 Mart 2007 tarihli Hürriyet Gazetesi´nde yayın yönetmeni, birinci sayfadan anonslanan yazısında, Başbakan´la görüşemediğinden şikayet ediyordu.

`Tayyip Erdoğan Başbakan olduktan sonra beni sadece bir kez aradı´ diyordu açıkça.

Bu şikayet yazısından sonra, önceki gün Özkök´ün Başbakan´ı hayli öven yazısı yayınlandı. Sonra da dün nihayet ikisi buluştular, sohbet ettiler.

Başbakan´ın Hürriyet Gazetesi Yayın Yönetmeni ile konuşması gayet normal tabii ki, ancak burada zamanlamadan kaynaklanan bir hata var.

Bu hata, bir marka olan Hürriyet´in zedelenmesine, hükümetin zor duruma düşmesine, Aydın Doğan´ın bile belki de hiç gerek yokken töhmet altında kalmasına yol açıyor.

Sen gazetende `Başbakan bizimle görüşmüyor´ diye şikayet edersen, sonra patronunun bir başka şirketinin yüklü vergi borcu için Ankara´da hükümet ile sıkı pazarlıklar yapılırsa, en sonunda da olmadığı söylenen buluşma gerçekleşir ve övgüler başlarsa, bu tam bir zamanlama skandalıdır, bir halkla ilişkiler fiyaskosudur.

Bu görüntü, toplumda ister istemez "hükümet Aydın Doğan´a çıkar sağladı. O da medyasıyla borcunu ödüyor" söylentilerinin çıkmasına yol açıyor.

Belki patronu fazla yaralamıyor olabilir bu söylentiler. Çünkü bu onun ilk vukuatı da değil. Öncekilerden kalan bir alışmışlığı var insanların, ama benim için Hürriyet markası önemlidir. Halk için de AKP markası önemli. Bunların durup dururken yara almaları üzücüdür.

AKP´yi iktidara taşıyan kitle ruhunda, önceki hükümetlerin kurmuş oldukları ahlaksız ilişkilerin büyük rolü vardır.

AKP öncesi hükümetlerin bazı medyayla kurdukları tuhaf ilişkiler, o medya yöneticilerinin ve patronunun hükümet alternatifleri kurma çabasına kadar varmıştı. Ve ne yazık ki; o medyada yapılan yayınlardan halk olan biteni çıkarmayı öğrenmişti.

Bu nedenle bi