Böyle rezalet olur mu,bakın telefonum nasıl dinlenmiş?
Sözcü gazetesi Ankara temsilcisi Saygı Öztürk, telefonunun yasa dışı bir şekilde nasıl dinlendiğini köşesinde yazdı.
Dönemin CHP Milletvekili Tacidar Seyhan, CNN Türk televizyonunda, bazı milletvekillerinin, gazetecilerin, iş adamlarının telefonlarının dinlendiğini söylediğinde, muhabir “Örneğin hangi gazeteci?” diye sormuş, Seyhan da “Örneğin Saygı Öztürk’ün telefonları dinleniyor” demişti. O anda ekranda telefonlarımın dinlendiği yazısı da yer aldı. Açıkçası dinleme olduğuna inanmamıştım.
Köşesinde böyle başlıyor başına gelenleri anlatmaya Sözcü gazetesinin Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk. "Böyle bir rezaletin bir numaralı sorumlusu, hükümettir. Emniyet içine sızdığı öne sürülen cemaatçi polisleri, onların müdürlerini anlamam. Ben yüce devletimizi bilirim" diyor.
ORGANİZE SUÇLAR İFADEME BAŞVURACAK DENİLİNCE ÜRKTÜM
10 gün önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nden bir polis memuru telefonla aradı. “Bir konuda yürütülen soruşturma kapsamında” ifademe başvurulacağını söyledi. Ne yalan söyleyeyim, “organize suçlardan” arandığımı öğrenince birden ürktüm. “Benim organize suçlarla ifadelik ne işim olabilir?” diye sordum. “Mağdur olarak ifademe başvurulacağını” söyledi. Nedeni de, telefonlarım yasadışı bir biçimde üstelik İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından dinlenmiş. Yazıklar olsun size… (...)
BEN CEMAATÇİ POLİS FİLAN DİNLEMEM
Yasadışı dinlemelerde ise bunlara hiç gerek yok. İstediğin kadar dinle. Böyle bir rezaletin bir numaralı sorumlusu, hükümettir. Emniyet içine sızdığı öne sürülen cemaatçi polisleri, onların müdürlerini anlamam. Ben yüce devletimizi bilirim. Çok sayıda insanı yasadışı dinleyen, dinlemelerin yolunu açan hükümettir. Şunu unutmayalım, dinleme emrini verenler de dinlenir. O konuşmalar arşivlenir, günü geldiğinde ortaya çıkarılır. (...)
DÜNE KADAR İŞBİRLİĞİ YAPANLAR ŞİMDİ BİRBİRİNE DÜŞTÜ
Düne kadar hükümet-cemaat işbirliğiyle insanlara haksız-hukuksuz uygulamalar yapan, onların cezaevlerine girmelerine neden olanlar, şimdi birbirine düştü. Kuşkusuz devletin gücü karşısında cemaatin durması mümkün değil.
Hükümet-cemaat ortaklığıyla haksızlık, hukuksuzluk yapanların durumunu ibretle izliyoruz. Başbakan’ın “suçlu” gördüğü kişilerle ilgili Cumhuriyet savcısının verdiği “takipsizlik” kararları, mahkemelerin “tutuklamaya gerek görmemesi” Başbakan’ı çileden çıkarıyor ve bu kararları verenleri de “paralel yapının adamı” diye gösteriyor. Açıkçası yargı mensupları Başbakan’ın isteği doğrultusunda karar vermeye zorlanıyor. Aksi halde oluyorlar “paralelci”… Böyle rezalet olur mu? Eğer, yargı “paralel yapının mensuplarından” oluşuyorsa, bu da AKP’nin eseridir. O yüzden, Başbakan şikayet etmesin.
ADIM OLMUŞ SALİH...
Gelelim, benim telefonlarımın dinlenmesine… İfademi alan Emniyet mensubu ana adı, baba adından sonra sordu:
“İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında, Mülkiye Müfettişleri polis müfettişlerinin yapmış olduğu incelemelerde 10 Ocak 2009 ile 8 Ocak 2010 tarihleri arasında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü’nce 355764024631… IMEI numaralı telefon hattınız ‘Salih Öztürk’ kullanıcı bilgisiyle ‘Ergenekon Terör Örgütü’ suç faaliyeti ile eksik ve yanlış isim bilgileri kullanılarak teknik takibe gerekçe teşkil edecek herhangi bir bilgi ve belge olmadan usulsüz olarak dinlendiği tespit edilmiştir. Konuya ilişkin ifadenizi veriniz.”
Hadi bakalım dinleme talebinde bulunanlar, dinleme kararını verenler verin hesabınızı…
Köşesinde böyle başlıyor başına gelenleri anlatmaya Sözcü gazetesinin Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk. "Böyle bir rezaletin bir numaralı sorumlusu, hükümettir. Emniyet içine sızdığı öne sürülen cemaatçi polisleri, onların müdürlerini anlamam. Ben yüce devletimizi bilirim" diyor.
ORGANİZE SUÇLAR İFADEME BAŞVURACAK DENİLİNCE ÜRKTÜM
10 gün önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nden bir polis memuru telefonla aradı. “Bir konuda yürütülen soruşturma kapsamında” ifademe başvurulacağını söyledi. Ne yalan söyleyeyim, “organize suçlardan” arandığımı öğrenince birden ürktüm. “Benim organize suçlarla ifadelik ne işim olabilir?” diye sordum. “Mağdur olarak ifademe başvurulacağını” söyledi. Nedeni de, telefonlarım yasadışı bir biçimde üstelik İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından dinlenmiş. Yazıklar olsun size… (...)
BEN CEMAATÇİ POLİS FİLAN DİNLEMEM
Yasadışı dinlemelerde ise bunlara hiç gerek yok. İstediğin kadar dinle. Böyle bir rezaletin bir numaralı sorumlusu, hükümettir. Emniyet içine sızdığı öne sürülen cemaatçi polisleri, onların müdürlerini anlamam. Ben yüce devletimizi bilirim. Çok sayıda insanı yasadışı dinleyen, dinlemelerin yolunu açan hükümettir. Şunu unutmayalım, dinleme emrini verenler de dinlenir. O konuşmalar arşivlenir, günü geldiğinde ortaya çıkarılır. (...)
DÜNE KADAR İŞBİRLİĞİ YAPANLAR ŞİMDİ BİRBİRİNE DÜŞTÜ
Düne kadar hükümet-cemaat işbirliğiyle insanlara haksız-hukuksuz uygulamalar yapan, onların cezaevlerine girmelerine neden olanlar, şimdi birbirine düştü. Kuşkusuz devletin gücü karşısında cemaatin durması mümkün değil.
Hükümet-cemaat ortaklığıyla haksızlık, hukuksuzluk yapanların durumunu ibretle izliyoruz. Başbakan’ın “suçlu” gördüğü kişilerle ilgili Cumhuriyet savcısının verdiği “takipsizlik” kararları, mahkemelerin “tutuklamaya gerek görmemesi” Başbakan’ı çileden çıkarıyor ve bu kararları verenleri de “paralel yapının adamı” diye gösteriyor. Açıkçası yargı mensupları Başbakan’ın isteği doğrultusunda karar vermeye zorlanıyor. Aksi halde oluyorlar “paralelci”… Böyle rezalet olur mu? Eğer, yargı “paralel yapının mensuplarından” oluşuyorsa, bu da AKP’nin eseridir. O yüzden, Başbakan şikayet etmesin.
ADIM OLMUŞ SALİH...
Gelelim, benim telefonlarımın dinlenmesine… İfademi alan Emniyet mensubu ana adı, baba adından sonra sordu:
“İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında, Mülkiye Müfettişleri polis müfettişlerinin yapmış olduğu incelemelerde 10 Ocak 2009 ile 8 Ocak 2010 tarihleri arasında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü’nce 355764024631… IMEI numaralı telefon hattınız ‘Salih Öztürk’ kullanıcı bilgisiyle ‘Ergenekon Terör Örgütü’ suç faaliyeti ile eksik ve yanlış isim bilgileri kullanılarak teknik takibe gerekçe teşkil edecek herhangi bir bilgi ve belge olmadan usulsüz olarak dinlendiği tespit edilmiştir. Konuya ilişkin ifadenizi veriniz.”
Hadi bakalım dinleme talebinde bulunanlar, dinleme kararını verenler verin hesabınızı…