BOMBA YÜKLÜ KAMYON OLAYINDA MEDYA KULLANILDI MI? EMRE AKÖZ'DEN ŞOK SORULAR!..

Emre Aköz, bomba kamyonu olayıyla ilgili şok sorular ortaya attı. İşte kamyonla ilgili büyük çelişkiler...

Hadi gidip yatın; kamyon olayında bir tuhaflık yokmuş

Orduya ait ABD yapımı 950 el bombasını, Bodrum'dan Ankara'ya getiren kamyonla ilgili sorular çoğaldıkça çoğalıyor. Bu satırlar yazılırken, Genelkurmay'dan henüz bir açıklama yapılmamıştı.
(Hoş açıklama yapılsa da fark etmiyor. Askeriyenin bu tip konulardaki sözleri epeydir ciddiye alınmıyor.
Tabii asker ne dese inananlar da yok değil: 1 Nisan günü Genelkurmay'ın internet sitesinde, "Yarın Marslılar, su tabancalarıyla Türkiye'ye saldıracak" diye şaka yapılsa, o arkadaşlar yağmurluk ve havlu almaya koşar.)

***
Nerede kalmıştık?
Evet, sorular çoğalıyor. Resmi açıklama yerine, medyaya el altından konuyu saptırıcı bilgiler veriliyor.
Sanki bu sevkıyat son derece normalmiş, işin içinde hiçbir tuhaflık yokmuş da... Bunun, "Aman dikkat" diye Emniyet'e ihbar edilmesi anormalmiş, yanlışmış gibi bir izlenim yaratılıyor.
Mesela dün bizim gazetenin 23'üncü sayfasında şöyle bir başlık: "Bombaların sırrı çözüldü."
Eğer el bombalarının sırrı "gerçekten" çözüldüyse, niye içimize su serpilmiyor? (Çünkü kimse inanmıyor.)
Peki, olay neymiş? "Araçtaki 950 el bombasının, 'yeni seri numaraları verilmek üzere başlatılan çalışma kapsamında' Ankara'ya getirildiği ortaya çıktı."
Durum "ortaya çıktı" ya... "Telaşlanacak bir şey yok; gidin evlerinize yatın." İyi de uyku tutmuyor ki!

***
Sorular zihinlerde kolbastı oynuyor:
* Bine yakın el bombası böyle "bir şoför, bir astsubay başçavuş ve bir onbaşı" eşliğinde mi taşınır?.. Hani bunun muvazzaf subayı, hani bunun ön ve arkadaki refakatçi araçları?
* Sıradan nakliyatçı bile Bursa'dan yüklediği malı İstanbul'a getirirken sürüyle güvenlik tedbiri almak zorundayken, el bombası gibi tehlikeli bir maddeyi taşımanın bir mevzuatı yok mu?
* Vatandaş, vergiler aracılığıyla orduya küfeyle para veriyor. Her istediklerini alıyorlar. Kamyonları da bol, makam arabaları da... Ama el bombalarının sevkıyatı, kiralanmış sivil kamyonla yapılıyor...
* El bombalarına "yeni ve silinmeyen" seri numarası vermek, aynı zamanda "eski seri numarasının silinmesi" anlamına geliyor mu? Bu bir "daha iyi iz sürme" niyeti mi, yoksa tersine, "bazı izleri silme" çabası mı?
* Kamyondaki "taarruz tipi" el bombaları acaba bazı başka el bombalarıyla akraba olabilir mi? Merak ediyoruz çünkü Ergenekon soruşturması Ümraniye'de bulunan el bombalarıyla başladı. Cumhuriyet gazetesine atılanlar da el bombasıydı.
* El bombaları Ankara'dan, faraza Ermenistan sınırına doğru taşınsa, "sivil araç ve sivil kıyafetli personelle kamuflaj yaptık" denebilir. Peki, Bodrum'dan Ankara'ya getirdiğin el bombalarına ne diye kamuflaj uyguluyorsun? Hem "rutin işlem" diyorsun, hem de bunu "rutin dışı bir şekilde" yapıyorsun.
* Bu 950 el bombasının tamamı, "Bodrum Güllük'teki Genelkurmay Özel Kuvvetler Destek Grup Özel Eğitim Merkez Takım Komutanlığı'nın" envanterinde miydi yoksa oraya başka yerden getirilenler de oldu mu?

***
Bir nokta daha:
İhbarı yapan iyi niyetli de olsa, kötü niyetli de olsa, sonuç aynı: Bu işte bir tuhaflık olmasa, o şahıs böyle bir ihbar yapmazdı.
Bütün bu sorulara ve garipliklere karşın, mahkeme dün takipsizlik kararı verdi. Maşallah!
Askeriye bir dahaki sefere uğraşmasın, el bombalarını kargo şirketine versin.

Emre Aköz/Sabah