BOĞAZİÇİ'NDEN ÖNCE ZAP SUYUNA KÖPRÜ PROJESİ HANGİ GAZETECİYE AİT?
FKF'deki tartışmalarda,Doğu'ya ilgi duydu.Kalkıp Harran'a gitti.İstanbul'da köprüye hayır eylemini planlarken "Önce Zap Suyu'na köprü" sloganıyla Milliyet'te kampanya başlatılmasını sağladı.İTÜ öğrencileri Hakkâri'ye gidip Zap Suyuna köprü yaptı.
Osman Arolat'ın yaşamında küçük bir gezinti
Osman Saffet Arolat, 70'li yıllarda adını Deniz Gezmiş ve Harun Karadeniz gibi sol gençlik hareketlerinin liderleri arasında duyduğum biriydi. 80'lerde onunla Babiali'de buluştuk.
Ben tanıdığımdan beri Osman hep üst düzey yönetici oldu, ama muhabirlik heyecanı hiç sönmedi. Dünya Gazetesi Genel Yönetmeni olarak da gazeteyi koltuğundan yönetmedi; "ağır işçi" olarak haberin, okurun peşinde koştu.
Karış karış Anadolu
Yıllardır Anadolu'yu karış karış dolaşıyor. Hangi Anadolu kentine yolunuz düşse, en büyük holdinginden en küçük KOBİ'sine onu tanımayan sanayici bulamazsınız.
Anadolu'ya yayılarak, Dünya'nın okuru olabilecek kesimi kucaklamak ve interaktif bir ilişkiyle okura gazeteyi sahiplendirmek, rahmetli Nezih Demirkent'in başlattığı bir projeydi. Demirkent'in sağlığında, birlikte Anadolu'yu dolaştılar, öldükten sonra Arolat bu geleneği devam ettirdi.
Hepsi de kişisel dostları olan Prof. Dr. Kenan Mortan, Şişe Cam eski Genel Sekreteri Rüştü Bozkurt ve Prof. Dr. Mithat Melen ile birlikte Anadolu'nun neresinden olursa olsun, kim onlara gel dediyse hiç yüksünmeden gittiler.
Anadolulu işadamının kendi iç sesini kamuoyuna yansıttılar, sıkıntılarını paylaştılar; dünya ve Türkiye ekonomisinin en taze gelişmelerini onlara aktardılar, fikir verdiler, geçmişin ezberini bozarak daha çağdaş ve yeni kavramlarla düşünmelerini ve iş yapmalarını sağladılar.
Perşembe günkü Dünya'da Arolat'ın köşesini açanlar ise, bir Anadolu kentinden açılan pencere yerine, bir hastane odasından seslenişle karşılaştılar:
"Pazartesi sabah 07:00 uçağıyla Rüştü Bozkurt ile Adana yolcusuyduk. Salı günü İskenderun'da bir toplantıya katılıp Adana'ya döndük. Çarşamba sabahı saat 7'deki uçakla İstanbul'a döndük. Perşembe sabahı yine 07:00 uçağıyla Malatya'ya, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın toplantısı için gidip, akşam İstanbul'a döndüm.
Pazar sabahı 06:00 uçağıyla Gaziantep üzerinden Adıyaman'a gidecektim. Gece uyku tutmadı, bedenimde bazı duyarsızlıklar vardı. 04:00'da tıraş için aynaya baktığımda, yüzümde bir küçük çarpılma hissettim. Ama yola çıktım. (...) Gaziantep'te toplantı yönetmek yerine hastanenin yolu tutuldu. MR çekildi, küçük bir pıhtı saptandı. Şimdi bir yandan pıhtının çözülmesi için çalışılıyor, bir yandan da damarlarımın anjiyosu bekleniyor, gerekirse operasyonla stent takılacak..."
Zap Suyu'na köprü
Geçen yıl yayınlanan, anılarından oluşan ve bir solukta okunuveren "Yaşamımda Bir Gezinti" adlı kitabından hatırladığım kadarıyla Osman Arolat'ın Doğu ve Güneydoğu'ya ilgisi, taa öğrenci liderliği yaptığı yıllardan kalma.
Fikir Kulüpleri Federasyonu FKF'deki tartışmalarda, Doğu ve Güneydoğu'dan gelmiş öğrencilerin görüşlerinin dikkate alınmaması üzerine Doğu'ya ilgi duymuş; o yıllarda kalkıp Harran'a gitmiş. İstanbul'da köprüye hayır eylemini planlarken "Önce Zap Suyu'na köprü" sloganıyla Milliyet'te kampanya başlatılmasını sağlamış.
Bu eylem çerçevesinde İTÜ'den öğrenciler Hakkâri'ye gidip amele gibi çalışarak, Zap Suyu'na Boğaziçi Köprüsü'nün bir benzerini inşa etmişler.
Osman işini o kadar çok seviyor ki, mutlaka en kısa zamanda iyileşip yine Anadolu yollarını tutacak. Ama yazısında okurlarına söz verdi: Bundan sonra sağlığına özen gösterecek.
Meral Tamer/Milliyet
http:/
Osman Saffet Arolat, 70'li yıllarda adını Deniz Gezmiş ve Harun Karadeniz gibi sol gençlik hareketlerinin liderleri arasında duyduğum biriydi. 80'lerde onunla Babiali'de buluştuk.
Ben tanıdığımdan beri Osman hep üst düzey yönetici oldu, ama muhabirlik heyecanı hiç sönmedi. Dünya Gazetesi Genel Yönetmeni olarak da gazeteyi koltuğundan yönetmedi; "ağır işçi" olarak haberin, okurun peşinde koştu.
Karış karış Anadolu
Yıllardır Anadolu'yu karış karış dolaşıyor. Hangi Anadolu kentine yolunuz düşse, en büyük holdinginden en küçük KOBİ'sine onu tanımayan sanayici bulamazsınız.
Anadolu'ya yayılarak, Dünya'nın okuru olabilecek kesimi kucaklamak ve interaktif bir ilişkiyle okura gazeteyi sahiplendirmek, rahmetli Nezih Demirkent'in başlattığı bir projeydi. Demirkent'in sağlığında, birlikte Anadolu'yu dolaştılar, öldükten sonra Arolat bu geleneği devam ettirdi.
Hepsi de kişisel dostları olan Prof. Dr. Kenan Mortan, Şişe Cam eski Genel Sekreteri Rüştü Bozkurt ve Prof. Dr. Mithat Melen ile birlikte Anadolu'nun neresinden olursa olsun, kim onlara gel dediyse hiç yüksünmeden gittiler.
Anadolulu işadamının kendi iç sesini kamuoyuna yansıttılar, sıkıntılarını paylaştılar; dünya ve Türkiye ekonomisinin en taze gelişmelerini onlara aktardılar, fikir verdiler, geçmişin ezberini bozarak daha çağdaş ve yeni kavramlarla düşünmelerini ve iş yapmalarını sağladılar.
Perşembe günkü Dünya'da Arolat'ın köşesini açanlar ise, bir Anadolu kentinden açılan pencere yerine, bir hastane odasından seslenişle karşılaştılar:
"Pazartesi sabah 07:00 uçağıyla Rüştü Bozkurt ile Adana yolcusuyduk. Salı günü İskenderun'da bir toplantıya katılıp Adana'ya döndük. Çarşamba sabahı saat 7'deki uçakla İstanbul'a döndük. Perşembe sabahı yine 07:00 uçağıyla Malatya'ya, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın toplantısı için gidip, akşam İstanbul'a döndüm.
Pazar sabahı 06:00 uçağıyla Gaziantep üzerinden Adıyaman'a gidecektim. Gece uyku tutmadı, bedenimde bazı duyarsızlıklar vardı. 04:00'da tıraş için aynaya baktığımda, yüzümde bir küçük çarpılma hissettim. Ama yola çıktım. (...) Gaziantep'te toplantı yönetmek yerine hastanenin yolu tutuldu. MR çekildi, küçük bir pıhtı saptandı. Şimdi bir yandan pıhtının çözülmesi için çalışılıyor, bir yandan da damarlarımın anjiyosu bekleniyor, gerekirse operasyonla stent takılacak..."
Zap Suyu'na köprü
Geçen yıl yayınlanan, anılarından oluşan ve bir solukta okunuveren "Yaşamımda Bir Gezinti" adlı kitabından hatırladığım kadarıyla Osman Arolat'ın Doğu ve Güneydoğu'ya ilgisi, taa öğrenci liderliği yaptığı yıllardan kalma.
Fikir Kulüpleri Federasyonu FKF'deki tartışmalarda, Doğu ve Güneydoğu'dan gelmiş öğrencilerin görüşlerinin dikkate alınmaması üzerine Doğu'ya ilgi duymuş; o yıllarda kalkıp Harran'a gitmiş. İstanbul'da köprüye hayır eylemini planlarken "Önce Zap Suyu'na köprü" sloganıyla Milliyet'te kampanya başlatılmasını sağlamış.
Bu eylem çerçevesinde İTÜ'den öğrenciler Hakkâri'ye gidip amele gibi çalışarak, Zap Suyu'na Boğaziçi Köprüsü'nün bir benzerini inşa etmişler.
Osman işini o kadar çok seviyor ki, mutlaka en kısa zamanda iyileşip yine Anadolu yollarını tutacak. Ama yazısında okurlarına söz verdi: Bundan sonra sağlığına özen gösterecek.
Meral Tamer/Milliyet
http:/