BİZİ KURBAN MI ETTİN SAYIN BAŞBAKAN?
Adalet Bakanlığı'nda ilginç şeyler oluyor! Hükümet'in "büyük affı"nın altında başka birşey mi yatıyor?
Bizi kurban mı ettiler?
Hükümet, bayramdan bir gün önce cumhuriyet tarihinin en büyük vergi affını açıkladı. Binlerce vatandaş bayrama bu müjdeyle girdi. Türkiye’yi teğet geçse de küresel krizin göreceli etkisinin hafiflediği bu dönemde yeni bir sayfa açma ihtiyacı duyulması son derece önemlidir.
Bu düzenlemeden yararlanan isimlerden biri, uzun süredir hükümetle sert bir şekilde kavgaya giren medya patronu Aydın Doğan’dır. Siyasi otoritenin, af projesini, şahıslara endekslemeden veya dost/düşman ayrımı yapmadan hazırlaması pozitif bir tutumdur. Aksi bir yaklaşım, adalet duygusunu rencide ederdi.
Siyasi iktidarın bu kapsamlı barış projesi birkaç ayda hazırlanıp bayram öncesi müjde olarak kamuoyuna duyurulurken, basın özgürlüğünü tehdit eden yasal düzenlemelerin kaldırılması yönündeki girişim, maalesef bir yıldır sonuca ulaştırılamadı.
Bu garabetin daha iyi anlaşılabilmesi için Ahmet Altan’ın dün Taraf’taki yazısını kaçıranlar için tavsiye edebilirim.
İlk olarak Başbakan Erdoğan açıkladı, medyadaki özgürlük alanlarını genişletici düzenlemeleri en kısa sürede çıkaracaklardı. Başbakan Yardımcısı Arınç, Adalet Bakanı Ergin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik başta olmak üzere hükümet ve parti temsilcileri, aynı taahhüdü yinelediler.
İlk taahhütleri, geçen yasa dönemi bitmeden yeni yasanın çıkarılması yönündeydi. Olmadı! Daha sonra yeni yasama dönemi açılır açılmaz ekim ayı içinde Meclis gündemine getireceklerini söylediler. Olmadı! Kurban bayramından önce Meclis’e sunacaklarını açıkladılar. Yine olmadı!
Nedir problem, anlamadım.
Duydum ki tasarının pişirildiği Adalet Bakanlığı’nda garip işler oluyor. Daha fazla özgürlük için yola çıkılırken aksine cezaları arttırma eğilimi doğmuş. Soruşturmanın gizliliğini ihlal ve adil yargılamayı etkileme gibi gazetecileri yıldırma maddelerinde cezalar kaldırılırsa hukuk dışı dinlemelerin yaptırımsız kalmasından kaygı duyanlar varmış!
Bir de efendim, bu düzenlemeyi mutabakatla yapmak istiyorlarmış, onun için meslek örgütlerinden görüş topluyorlarmış! Ama gelmiyormuş!
Bak bak bak...
Koca anayasayı değiştirirken kimden görüş topladınız? Topladınız da ne yaptınız? Özgürlüklerin evrensel tarifi ortada, ne bekliyorsunuz? İlla görüş toplama derdindeyseniz Ankara’da niye bekliyorsunuz? Gidin Silivri’ye, meslek örgütlerinin temsilcileri orada, sorun gelin.
Ergenekon’un dümen suyundaki meslek temsilcileri, Ergenekon sürecinde 5 bine ulaşan soruşturma ve davalardan dolayı size yardımcı olmak ister mi, bir düşünün.
Sanıyorum, sorun biraz farklı.
Onlarca soruşturma talebine hayır cevabı veren Adalet Bakanlığı’nın Taraf Yazarı Rasim Ozan Kütahyalı hakkındaki TCK’nın 301. maddesinden yargılanma talebine olumlu cevap vermesi, belki şifreleri çözebilir.
Kütahyalı neden yargıçların önüne atıldı? “Devlet memuru” olarak tanımladığı eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkındaki yazısından dolayı...
Yoksa son açıklanan barış projesi, vergilerle sınırlı değil mi? Basın özgürlüğüyle ilgili yasanın kurban edilmesi bundan mıdır?
Değilse; hem cumhurbaşkanı hem kudretli bir başbakanın 1 yıldır bağıra bağıra kamuoyuna duyurduğu bir çalışmanın nasıl sümen altı edildiği izaha muhtaçtır.
Evet Sayın Gül?
Evet Sayın Erdoğan?
Sahi neler oluyor?
Şamil Tayyar/Star
Hükümet, bayramdan bir gün önce cumhuriyet tarihinin en büyük vergi affını açıkladı. Binlerce vatandaş bayrama bu müjdeyle girdi. Türkiye’yi teğet geçse de küresel krizin göreceli etkisinin hafiflediği bu dönemde yeni bir sayfa açma ihtiyacı duyulması son derece önemlidir.
Bu düzenlemeden yararlanan isimlerden biri, uzun süredir hükümetle sert bir şekilde kavgaya giren medya patronu Aydın Doğan’dır. Siyasi otoritenin, af projesini, şahıslara endekslemeden veya dost/düşman ayrımı yapmadan hazırlaması pozitif bir tutumdur. Aksi bir yaklaşım, adalet duygusunu rencide ederdi.
Siyasi iktidarın bu kapsamlı barış projesi birkaç ayda hazırlanıp bayram öncesi müjde olarak kamuoyuna duyurulurken, basın özgürlüğünü tehdit eden yasal düzenlemelerin kaldırılması yönündeki girişim, maalesef bir yıldır sonuca ulaştırılamadı.
Bu garabetin daha iyi anlaşılabilmesi için Ahmet Altan’ın dün Taraf’taki yazısını kaçıranlar için tavsiye edebilirim.
İlk olarak Başbakan Erdoğan açıkladı, medyadaki özgürlük alanlarını genişletici düzenlemeleri en kısa sürede çıkaracaklardı. Başbakan Yardımcısı Arınç, Adalet Bakanı Ergin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik başta olmak üzere hükümet ve parti temsilcileri, aynı taahhüdü yinelediler.
İlk taahhütleri, geçen yasa dönemi bitmeden yeni yasanın çıkarılması yönündeydi. Olmadı! Daha sonra yeni yasama dönemi açılır açılmaz ekim ayı içinde Meclis gündemine getireceklerini söylediler. Olmadı! Kurban bayramından önce Meclis’e sunacaklarını açıkladılar. Yine olmadı!
Nedir problem, anlamadım.
Duydum ki tasarının pişirildiği Adalet Bakanlığı’nda garip işler oluyor. Daha fazla özgürlük için yola çıkılırken aksine cezaları arttırma eğilimi doğmuş. Soruşturmanın gizliliğini ihlal ve adil yargılamayı etkileme gibi gazetecileri yıldırma maddelerinde cezalar kaldırılırsa hukuk dışı dinlemelerin yaptırımsız kalmasından kaygı duyanlar varmış!
Bir de efendim, bu düzenlemeyi mutabakatla yapmak istiyorlarmış, onun için meslek örgütlerinden görüş topluyorlarmış! Ama gelmiyormuş!
Bak bak bak...
Koca anayasayı değiştirirken kimden görüş topladınız? Topladınız da ne yaptınız? Özgürlüklerin evrensel tarifi ortada, ne bekliyorsunuz? İlla görüş toplama derdindeyseniz Ankara’da niye bekliyorsunuz? Gidin Silivri’ye, meslek örgütlerinin temsilcileri orada, sorun gelin.
Ergenekon’un dümen suyundaki meslek temsilcileri, Ergenekon sürecinde 5 bine ulaşan soruşturma ve davalardan dolayı size yardımcı olmak ister mi, bir düşünün.
Sanıyorum, sorun biraz farklı.
Onlarca soruşturma talebine hayır cevabı veren Adalet Bakanlığı’nın Taraf Yazarı Rasim Ozan Kütahyalı hakkındaki TCK’nın 301. maddesinden yargılanma talebine olumlu cevap vermesi, belki şifreleri çözebilir.
Kütahyalı neden yargıçların önüne atıldı? “Devlet memuru” olarak tanımladığı eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkındaki yazısından dolayı...
Yoksa son açıklanan barış projesi, vergilerle sınırlı değil mi? Basın özgürlüğüyle ilgili yasanın kurban edilmesi bundan mıdır?
Değilse; hem cumhurbaşkanı hem kudretli bir başbakanın 1 yıldır bağıra bağıra kamuoyuna duyurduğu bir çalışmanın nasıl sümen altı edildiği izaha muhtaçtır.
Evet Sayın Gül?
Evet Sayın Erdoğan?
Sahi neler oluyor?
Şamil Tayyar/Star