"BİZE KARŞI ASLAN KESİLİRKEN AĞBİLERİNİZE KARŞI NEDEN MAHALLENİN ÇEKİNGE KIZI HALİNE GELİYORSUNUZ?...." AHMET HAKAN "TÜRBANLI KALEMLER" DEDİĞİ YAZARLARDAN NE İSTEDİ?....
Ey Fatma Karabıyık Barbarosoğlu! Ey Sibel Eraslan! Ey Merve Kavakçı! Ey Özlem Albayrak! Ey Nihal Bengisu Karaca! Ey Ayşe Böhürler! Kısacası... Ey matbuatımızın başı örtülü, eli kalem tutan yazarları!
Ey Fatma Karabıyık Barbarosoğlu! Ey Sibel Eraslan! Ey Merve Kavakçı! Ey Özlem Albayrak! Ey Nihal Bengisu Karaca! Ey Ayşe Böhürler!
Kısacası...
Ey matbuatımızın başı örtülü, eli kalem tutan yazarları!
Bakıyorum...
Polemikse polemik... İroniyse ironi... Dalgaya almaysa dalgaya alma... Sert çıkışsa sert çıkış... Haddini bildirmeyse haddini bildirme...
Hiçbirinden uzak değilsiniz...
Bakıyorum...
Doğan Grubu´ndan herhangi bir yazara laf sokuşturmak söz konusu olduğunda zerre kadar geri kalmıyorsunuz, aslan kesiliyorsunuz...
Bakıyorum...
Türbana karşı her türlü itiraza, "Bu benim özgürlüğüm... Sana ne? Sen ne karışıyorsun?" diye haklı olarak posta koyuyorsunuz...
* * *
Güzel... Güzel de sevgili kız kardeşlerim...
Sizin mahallenizden rezilin biri, sizin kıyafet biçiminizi sarakaya almaya kalkıştığında...
Sizin kıyafet biçimlerinizi "Zilli bilmem ne" ya da "Deve hörgücü" falan diye aşağılamaya kalktığında...
Ya da...
"Kaba softa / Ham yobaz"ın teki, gazetedeki sütunundan, size "Evinde vakarınla otur be kadın! Neyine gerek senin kamusal alan!" diye edepsizce çıkıştığında...
Neden süt dökmüş kedi gibi davranıyorsunuz? Neden tek kelime bile etmiyorsunuz? Neden "Racon kesen abi" ile muhatap olmuş mahallenin çekingen kızı haline geliveriyorsunuz?
Neden bu adamlara haddini bildirmiyorsunuz?
"Sana ne benim kıyafetimden be adam" demiyorsunuz?
"Sen ne hakla benim kıyafet biçimimi aşağılıyorsun" demiyorsunuz?
* * *
Ama siz susuyorsunuz!
"Mahallenin içinden" gelen ve "Ayet hadislerle süslenmiş" erkek yazar baskısı karşısında sus pus oluyorsunuz...
Yoksa...
"Erkek baskısıyla örtünüyorlar" diyenlerin tezleri haklı mı?
Ya da en azından bu konuda kuşku duyulması meşru mu?
Sakın bana, "Ama biz senin gibi polemik sever değiliz ki Ahmet Hakan" falan demeyin... Yeri geldiğinde polemikte beni bile solladığınızın farkındayım.
Sakın bana, "Ama biz dinin erkek egemen yorumlarından şikayetçiyiz" de demeyin... Çünkü mesele sizin bu konuda adlı adınca konuşmaktan kaçınmanızdır.
Kısacası demem o ki...
Eğer "Türban" ile "Erkek baskısı" arasında kurulan ilişkiden gerçekten rahatsız oluyorsanız, mahallenin racon kesen abilerine başkaldırmanız gerekir...
Aksi takdirde "inandırıcılık" gibi esaslı bir sorunla baş başa kalırsınız.
HÜRRİYET / AHMET HAKAN