"BİZ KİME SATILDIK" DİYEN ERTUĞRUL ÖZKÖK,EMİN ÇÖLAŞAN'LA KAPIŞAN TAHA AKYOL'U NASIL SAVUNDU?..
Emin Çölaşan'ın,CNN Türk'ün "DSP-CHP" ittifakını açıklayan basın toplantısını vermediği iddiası ile başlayan tartışmaya, Ertuğurul Özkök de katıldı.Özkök, Çölaşan'ın iddiasına bugün bakın nasıl yanıt verdi.
Biz kime satıldık
ÖNÜMDE uzun bir liste duruyor.Maliye Bakanlığı ile ihtilafa düşüp uzlaşma masasına oturmuş şirketlerin listesi.
Mesela, uluslararası dev bir banka.
3 milyar dolara yakın bir vergi ihtilafı olmuş ve masaya oturmuş.
Yüzde kaçla uzlaşma olmuş biliyor musunuz?
Sıkı durun. Yüzde 0.
Yani Maliye, uzlaşma sonucunda bu büyük yabancı bankadan beş kuruş vergi parası almamış.
Bir başka şirket. Ege´den.
Aynı Petrol Ofisi´ninkine benzeyen bir vergi ihtilafı.
Onun uzlaşması da sıfırla sonuçlanmış, hatta şirketin sahibi bunu gazetelere ilan vererek büyük gururla halka duyurmuş.
Listeye bakıyorum.
Yüzde 13, yüzde 20, yüzde 10´la sonuçlanmış birçok uzlaşma var.
Peki bu uzlaşma sonuçlarıyla ilgili olarak basında bir eleştiri çıkmış mı?
Yok...
* * *
Önümde bir de Petrol Ofisi´nin Maliye Bakanlığı ile yaptığı uzlaşma var.
Bu tür uzlaşmalarda masaya oturulurken vergi cezası başından siliniyor.
Sonra ana vergi üzerinden uzlaşma yapılıyor.
Maliye Bakanlığı, ihtilafa konu olan vergi borcunun yüzde 50´sini almış.
Diyorum, yüzde 50, Maliye uzlaşmalarında en yüksek uzlaşmalardan biri.
Emsali durumlarda kimseye bir şey denmezken, Petrol Ofisi haksız yere 200 milyon dolardan fazla para ödemiş.
Buna rağmen Doğan Grubu´na insafsız bir saldırı yapılıyor.
Neden?
Bu grubun gazeteleri, köşe yazarları geçmişte birçok siyasi partinin, menfaat grubunun ayağına bastı.
Bugün de basmaya devam ediyor.
Tabii bunun böyle bir bedeli de oluyor.
Fazla sevilmiyorsunuz.
Medya bütün dünyada pek sevilmez.
Ama bu sevilmeme, bizdeki gibi insafsız bir lince dönüşmez.
* * *
Miting meydanlarında küçük de olsa bir grubun sloganlarını görüyoruz:
"Satılmış medya..."
Tabii böyle bir slogandan en büyük payı, en büyük medya grubu olarak bizler alıyoruz.
Hürriyet´in yazarlarına, haberlerine bakıyorum.
Mesela, Genelkurmay Bildirisi´nde verilen 4 örnek olayın üçü Hürriyet´in haberleri.
Ben de o insafsız sloganı atan kişilere soruyorum:
"Biz kime satılmışız?"
İşte size son haftadan iki örnek.
CNN Türk, CHP-DSP işbirliği açıklanırken, canlı yayını kesip TBMM Başkanı Bülent Arınç´la yapılan mülakatı yayınladığı için çok eleştirildi.
Oysa CNN Türk, o açıklamaları 15 dakikaya yakın canlı vermişti.
Hemen etiket yapıştırıldı.
"Doğan Grubu, hükümetten yana ve ulusalcılara karşı."
Aynı Doğan Grubu´nun Hürriyet Gazetesi ise bir haftadır, kendine liberal diyen bir çevre tarafından yaylım ateşine tutuluyor.
Neymiş, Boğaziçi Üniversitesi´nde yapılan "masum bir folklor gösterisini" hedef göstermiş.
"Masum" dedikleri gösteride, peşmerge kıyafetli gençler sahnede dans ediyor, slayt gösterisinde ağzı bandajlı, türbanlı bir kız görülüyor.
Arkasından da tam alaturka bir komplo teorisi.
"Efendim Boğaziçi Üniversitesi, Orhan Pamuk´a fahri doktora unvanı verdiği için üniversiteyi hedef gösteriyormuşuz."
Pazar günü Radikal 2´de bir yazar, Hürriyet´e yükleniyor.
Hürriyet´in devletçiliği mi kalmıyor, asker yanlılığı mı, "askere hedef göstermesi" mi, ne derseniz deyin.
* * *
Kafa bu.
ÖNÜMDE uzun bir liste duruyor.Maliye Bakanlığı ile ihtilafa düşüp uzlaşma masasına oturmuş şirketlerin listesi.
Mesela, uluslararası dev bir banka.
3 milyar dolara yakın bir vergi ihtilafı olmuş ve masaya oturmuş.
Yüzde kaçla uzlaşma olmuş biliyor musunuz?
Sıkı durun. Yüzde 0.
Yani Maliye, uzlaşma sonucunda bu büyük yabancı bankadan beş kuruş vergi parası almamış.
Bir başka şirket. Ege´den.
Aynı Petrol Ofisi´ninkine benzeyen bir vergi ihtilafı.
Onun uzlaşması da sıfırla sonuçlanmış, hatta şirketin sahibi bunu gazetelere ilan vererek büyük gururla halka duyurmuş.
Listeye bakıyorum.
Yüzde 13, yüzde 20, yüzde 10´la sonuçlanmış birçok uzlaşma var.
Peki bu uzlaşma sonuçlarıyla ilgili olarak basında bir eleştiri çıkmış mı?
Yok...
* * *
Önümde bir de Petrol Ofisi´nin Maliye Bakanlığı ile yaptığı uzlaşma var.
Bu tür uzlaşmalarda masaya oturulurken vergi cezası başından siliniyor.
Sonra ana vergi üzerinden uzlaşma yapılıyor.
Maliye Bakanlığı, ihtilafa konu olan vergi borcunun yüzde 50´sini almış.
Diyorum, yüzde 50, Maliye uzlaşmalarında en yüksek uzlaşmalardan biri.
Emsali durumlarda kimseye bir şey denmezken, Petrol Ofisi haksız yere 200 milyon dolardan fazla para ödemiş.
Buna rağmen Doğan Grubu´na insafsız bir saldırı yapılıyor.
Neden?
Bu grubun gazeteleri, köşe yazarları geçmişte birçok siyasi partinin, menfaat grubunun ayağına bastı.
Bugün de basmaya devam ediyor.
Tabii bunun böyle bir bedeli de oluyor.
Fazla sevilmiyorsunuz.
Medya bütün dünyada pek sevilmez.
Ama bu sevilmeme, bizdeki gibi insafsız bir lince dönüşmez.
* * *
Miting meydanlarında küçük de olsa bir grubun sloganlarını görüyoruz:
"Satılmış medya..."
Tabii böyle bir slogandan en büyük payı, en büyük medya grubu olarak bizler alıyoruz.
Hürriyet´in yazarlarına, haberlerine bakıyorum.
Mesela, Genelkurmay Bildirisi´nde verilen 4 örnek olayın üçü Hürriyet´in haberleri.
Ben de o insafsız sloganı atan kişilere soruyorum:
"Biz kime satılmışız?"
İşte size son haftadan iki örnek.
CNN Türk, CHP-DSP işbirliği açıklanırken, canlı yayını kesip TBMM Başkanı Bülent Arınç´la yapılan mülakatı yayınladığı için çok eleştirildi.
Oysa CNN Türk, o açıklamaları 15 dakikaya yakın canlı vermişti.
Hemen etiket yapıştırıldı.
"Doğan Grubu, hükümetten yana ve ulusalcılara karşı."
Aynı Doğan Grubu´nun Hürriyet Gazetesi ise bir haftadır, kendine liberal diyen bir çevre tarafından yaylım ateşine tutuluyor.
Neymiş, Boğaziçi Üniversitesi´nde yapılan "masum bir folklor gösterisini" hedef göstermiş.
"Masum" dedikleri gösteride, peşmerge kıyafetli gençler sahnede dans ediyor, slayt gösterisinde ağzı bandajlı, türbanlı bir kız görülüyor.
Arkasından da tam alaturka bir komplo teorisi.
"Efendim Boğaziçi Üniversitesi, Orhan Pamuk´a fahri doktora unvanı verdiği için üniversiteyi hedef gösteriyormuşuz."
Pazar günü Radikal 2´de bir yazar, Hürriyet´e yükleniyor.
Hürriyet´in devletçiliği mi kalmıyor, asker yanlılığı mı, "askere hedef göstermesi" mi, ne derseniz deyin.
* * *
Kafa bu.