BİRGÜN'DEN BAKANA "HIZLI TREN" TAZMİNATINI YARGITAY BOZDU!..
Yargıtay,Pamukova'daki hızlı tren kazası haberleri nedeniyle Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle Birgün Gazetesi'nin 5 bin YTL manevi tazminat ödemesine hükmeden mahkeme kararını bozdu.
Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin Birgün'ün bakan Binali Yıldırım'a 5 bin YTL manevi tazminat ödemesine ilişkin kararı tarafların itirazı üzerine Yargıtay'a taşındı. Davayı görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi hızlı tren kazasının ardından konuyla ilgili yapılan haberlerle basının görevini yaptığına hükmederek yerel mahkemenin tazminat kararını bozdu.
Kişilik haklarına saldırı, kamu yararı ve basın özgürlüğünü irdeleyen yüksek mahkeme kararında "Hızlı tren kazası ile ilgili olarak dosyaya sunulan bilirkişi raporlarına göre idarenin kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Köşe yazarı Saruhan Oluç, Ulaştırma Bakanı ve konu ile ilgili sorumluluk mevkiinde bulunan davacının kaza hakkındaki sözlerini ve olayla ilgili idarenin önceden yeterli önlem almamasını birlikte ele alarak siyasi kişiliği bulunan davacıyı eleştirmiştir. Öte yandan konuyla ilgili haberlerde de davacıyla ilgili TBMM'ne soru önergesi verilmesi konusu haber yapılmıştır. Yerel mahkemede davanın tümden reddi gerekirken kısmen kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir" ifadesine yer verildi.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya gelmesi durumunda hükük düzeninin çatışan iki değeri aynı anda ve aynı zamanda koruma altına almasının düşünülemeyeceği kaydedilen kararda bu durumda temel ölçütün kamu yararı olduğuna dikkat çekildi.
Kişilik haklarına saldırı, kamu yararı ve basın özgürlüğünü irdeleyen yüksek mahkeme kararında "Hızlı tren kazası ile ilgili olarak dosyaya sunulan bilirkişi raporlarına göre idarenin kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Köşe yazarı Saruhan Oluç, Ulaştırma Bakanı ve konu ile ilgili sorumluluk mevkiinde bulunan davacının kaza hakkındaki sözlerini ve olayla ilgili idarenin önceden yeterli önlem almamasını birlikte ele alarak siyasi kişiliği bulunan davacıyı eleştirmiştir. Öte yandan konuyla ilgili haberlerde de davacıyla ilgili TBMM'ne soru önergesi verilmesi konusu haber yapılmıştır. Yerel mahkemede davanın tümden reddi gerekirken kısmen kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir" ifadesine yer verildi.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya gelmesi durumunda hükük düzeninin çatışan iki değeri aynı anda ve aynı zamanda koruma altına almasının düşünülemeyeceği kaydedilen kararda bu durumda temel ölçütün kamu yararı olduğuna dikkat çekildi.