BirGün yazarı böyle veda etti: Müzisyenden köşe yazarı olur mu?
2 yıldır BirGün okuruyla buluşan yazar, gazeteden ayrıldı.
BirGün'de yaklaşık 2 yıldır köşe yazıları kaleme alan müzisyen Güneş Duru gazeteden ayrıldı.
Redd grubu üyelerinden Duru, BirGün gazetesinde bugün yayınlanan veda yazısına kendisine yapılan "Müzisyen adam müziğine baksın. Herkes bildiği işi yapsın" eleştirilerini taşıdı.
Duru, gazeteden ayrılma gerekçesini şöyle açıkladı:
"Bazen durmak, yerini başkalarına, söyleyecek sözü ve heyecanı olanlara bırakmak gerekiyor. Aynı gazetenin aynı sayfasındaki köşelerinde sanki hiç yaşlanmıyorlarmış gibi, aynı şeyleri geveleyen köşe yazarlarıyla dolu bir ortamda kendimi daha üretken hissetmek, yeni ve başka isimlerin üretkenliklerine tanık olmak için gazeteden ayrılma kararı aldığım söylenebilir. Benim de gelecek adına ‘umutlanmak’ için bir molaya ihtiyacım var kısaca. Yine de geçtiğimiz haftalarda gazeteyle ilişiği kesilen Akın Olgun’a yapılanı yanlış bulduğumu gizlemeyeceğim. Hele de benzer bir uyarı bana da yapılmışken. Bunu saklamanın gazeteye yararı olacağına inanmıyorum. Nihayetinde BirGün bu noktaya sadece manşetlerinden aldığı alkışla değil, aynı manşetlere ve siyasi yaklaşımına yapılan eleştirilerle gelmiştir. Daha güzel günlerin yolu eleştirilerin dikkate alınmasından geçer."
İşte, Duru'nun BirGün'e veda yazısı:
Sessiz Gemi
Gezi’den bir kaç ay önceydi, “Gündemin Kenarı” adını verdiğim köşede siyaset yazılarına ‘Merhaba’ dedim. Polisin sabah namazının ardından Gezi’ye yaptığı ilk saldırıdan geriye kalan gaz bulutu dağılmadan kaldırıma çöküp umut dolu yazılar da, konserler için çıktığım yollarda kendi içimde yolculuk yapıp ‘umut’a bazen hayli mesafeli yazılar da kaleme aldım. Yazı günleri, yazıyı e-posta ile yollamaktan öte, bu gazetede neden var olmak istediğime olan inanç ve heyecanla, belki birileri için küçük ama benim için çok özel, naçizane çabalarım oldu. Spor sayfası için yazılar kaleme aldım, bir kaç arkadaşı yazmaları için destekledim. Türk Solu ve Kürt hareketinin birbirini anlaması adına röportajlar yaptım. Devam etmek de istedim ancak ne yazık ki sürdürülemedi. ‘Bir Gün’ de köşe yazarı’ olmak unvanını, büyük bir özveriyle çıkarılan, çalışan ücretlerinin bin bir zahmetle ödendiği günlerde gazetede tanık olduğum olağanüstü çabayı uzaktan seyrederek taşımak bana ağır geldi. Bu çabanın bir parçası olmak istediğimden yaptım, denedim bütün bunları. Benim gibi düşünen başka yazarların ve hatta okurların ortaklaşmasıyla BirGün’ü her geçen gün daha ‘sahiplenilen’ bir noktaya ulaştı.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.
Redd grubu üyelerinden Duru, BirGün gazetesinde bugün yayınlanan veda yazısına kendisine yapılan "Müzisyen adam müziğine baksın. Herkes bildiği işi yapsın" eleştirilerini taşıdı.
Duru, gazeteden ayrılma gerekçesini şöyle açıkladı:
"Bazen durmak, yerini başkalarına, söyleyecek sözü ve heyecanı olanlara bırakmak gerekiyor. Aynı gazetenin aynı sayfasındaki köşelerinde sanki hiç yaşlanmıyorlarmış gibi, aynı şeyleri geveleyen köşe yazarlarıyla dolu bir ortamda kendimi daha üretken hissetmek, yeni ve başka isimlerin üretkenliklerine tanık olmak için gazeteden ayrılma kararı aldığım söylenebilir. Benim de gelecek adına ‘umutlanmak’ için bir molaya ihtiyacım var kısaca. Yine de geçtiğimiz haftalarda gazeteyle ilişiği kesilen Akın Olgun’a yapılanı yanlış bulduğumu gizlemeyeceğim. Hele de benzer bir uyarı bana da yapılmışken. Bunu saklamanın gazeteye yararı olacağına inanmıyorum. Nihayetinde BirGün bu noktaya sadece manşetlerinden aldığı alkışla değil, aynı manşetlere ve siyasi yaklaşımına yapılan eleştirilerle gelmiştir. Daha güzel günlerin yolu eleştirilerin dikkate alınmasından geçer."
İşte, Duru'nun BirGün'e veda yazısı:
Sessiz Gemi
Gezi’den bir kaç ay önceydi, “Gündemin Kenarı” adını verdiğim köşede siyaset yazılarına ‘Merhaba’ dedim. Polisin sabah namazının ardından Gezi’ye yaptığı ilk saldırıdan geriye kalan gaz bulutu dağılmadan kaldırıma çöküp umut dolu yazılar da, konserler için çıktığım yollarda kendi içimde yolculuk yapıp ‘umut’a bazen hayli mesafeli yazılar da kaleme aldım. Yazı günleri, yazıyı e-posta ile yollamaktan öte, bu gazetede neden var olmak istediğime olan inanç ve heyecanla, belki birileri için küçük ama benim için çok özel, naçizane çabalarım oldu. Spor sayfası için yazılar kaleme aldım, bir kaç arkadaşı yazmaları için destekledim. Türk Solu ve Kürt hareketinin birbirini anlaması adına röportajlar yaptım. Devam etmek de istedim ancak ne yazık ki sürdürülemedi. ‘Bir Gün’ de köşe yazarı’ olmak unvanını, büyük bir özveriyle çıkarılan, çalışan ücretlerinin bin bir zahmetle ödendiği günlerde gazetede tanık olduğum olağanüstü çabayı uzaktan seyrederek taşımak bana ağır geldi. Bu çabanın bir parçası olmak istediğimden yaptım, denedim bütün bunları. Benim gibi düşünen başka yazarların ve hatta okurların ortaklaşmasıyla BirGün’ü her geçen gün daha ‘sahiplenilen’ bir noktaya ulaştı.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.