"BIRAKMAK LAZIM!..." FATİH ALTAYLI MESLEĞİ Mİ BIRAKIYOR?... PEKİ NEDEN?...

Kesinlikle yanlı meslekteyim. Bu ülkede, bu işi yapmanın hiç ama hiç alemi yok. Gazetecilik, yazarlık. Saçmalık. Bunu her gün bir kez daha anlıyorum.

Hırsızın ideolojisi olmaz

Kesinlikle yanlı meslekteyim.
Bu ülkede, bu işi yapmanın hiç ama hiç alemi yok.
Gazetecilik, yazarlık.
Saçmalık.
Bunu her gün bir kez daha anlıyorum.
Her gün bir kez daha umutla, belki de yapmalıyım diyorum.
Gazetecilik, yazarlık.
Saçmalık.
Son iki gündür bu fikrim iyice pekişti.
Bırakmak lazım.
İki gündür, "Erdoğan´ın Deniz Feneri meselesinde yatacak" yeri yok diyorum ama bir yandan da "Aydın Doğan´ın da yatacak yeri" olmadığını yazıyorum.
Bir kısım okurdan tepki geliyor.
"Bırak Aydın Doğan´la uğraşmayı da Deniz Feneri ile uğraş. Başbakan´la uğraş"
Bunu yazanlar, Başbakan Erdoğan ile birebir aynı olduklarını anlamıyorlar. Biz bunlara yazı yazıyoruz, haber yazıyoruz.
Başbakan Erdoğan da kendi yandaşları açısından aynısını yapmıyor mu?
Ona da yandaşları "Bırak Deniz Feneri ile uğraşmayı. Aydın Doğan´la uğraş" diyorlar.
Herkes kendi fikri yakınının anlaksızlığını örtemeye, fikren karşı olduğunun ahlaksızlığını ortaya dökmeye çalışıyor.
Ulan ahlaksızlığın fikri, zikri, ideolojisi mi olurmuş?
"Bırak Aydın Doğan istediğini yapsın. O bizim fikrimizden" diyenle, "Bırak Deniz Feneri´ni ve daha onlarca derneği istediklerini yapsınlar. Onlar bizim fikri yakınımız" diyenin bir farkı var mı?
Bence yok.
Ama anlıyorum ki, bazılarınca var.
Ve bunlar utanmadan beni eleştiriyorlar.
Biliniz ki, bu eleştirileriniz bana vız gelir, tırıs gider.
Kişisel çıkarlar için 1. ve 2. güçleri kullanmakla, 4. gücü kullanmak arasında bence hiç bir ahlaki fark yoktur.
Hepsi külliyen ahlaksızlıktır.
Hiç bir ahlaksız, hiç bir hırsız benim fikri yakınım olamaz.
Tam aksine onlar birbirlerinin fikri yakını olurlar ve kavga eder gibi görünseler de günü gelince yine uzlaşırlar.
Ben bunların hiç biriyle uzlaşmam.
Hırsızın ne dincisi olur, ne laiki, ne demokratı.
Hırsız tek bir türdür.

Hırsız, hırsızdır.
NOT: Düne kadar küfür edenlerin bazıları da dünden beri "Seni sevmem ama doğru yazmışın" diyorlar. Onların sözleri de vız gelir tırıs gider. Ben hayatım boyunca doğruları yazmaya çalıştım. O günlerde yazdıklarımı yalanladıkları zaman ağızlarınızdan salyalar akıtarak "Yalanlandın" diyordunuz. Şimdi o yazdıklarımın doruluğu beni yalanlayanlar tarafından teyit edilip kimin yalancı olduğu ortaya dökülürken bakıyorum da çıtınız çıkmıyor. Ama şunu bilin ki, o dahi umurumda değil. Ben bu mesleği kimse için yapmıyorum. Kendim için, kızımın geleceği için yapıyorum. Sizin çocuklarınız için yapıyorum. Sizin için değil.

Komedi Ülkesi

Komedi Dükkanı adlı dizi neden tutuyor biliyor musunuz?
Çünkü orası Türkiye. Bütün ülke komedi dükkanı.
Balık hafızaların, bildikleri her şeyi her gün yeniden öğrenerek şaşırdıkları komedi ülkesi.
"Kanal 7 bağışlarla kurulmuş. AKP ile bağlantısı varmış. Tayyip Erdoğan´da bu işin içindeymiş. Vay be olaya bak"
Hayret nidalarıyla inliyor ortalık.
Oysa ortada bilinmeyen, görülmeyen bir olay yok.
Kanal 7 Refah Partisi tarafından kuruldu.
Yönetim Kurulu Başkanı şimdiki Saadet Partisi´nin Genel Başkanı Recai Kutan´dı.
Nurettin Sözen´in İstanbul Büyükşehir Belediyesi için kurduğu BRT´nın frekansları ve imkanları Recep Tayyip Erdoğan´ın Büyükşehir Belediye Başkanı olmasından sonra Kanal 7´nin oldu.
Bunların hepsi biliniyor.
Ben bunları hep yazdım hep söyledim.
Almanya´dan Türkiye´