BİR SÜREDİR ALLAH İNANCI ÜZERİNE DÜŞÜNEN SERDAR TURGUT, FETHULLAH GÜLEN'E NE SORACAK?

Serdar Turgut,Yeni Şafak'tan Mehmet Gündem'in bir süredir devam etmekte olan projesi kapsamında Fethullah Gülen'e nasıl bir soru soracağını yazdı.İşte Serdar Turgut'un Allah inancı üzerine düşünceleri ve Gülen'e iletilmek üzere hazırladığı soru.

İnanç belgeseli


Süregitmekte olan bir proje var. Yeni Şafak gazetesinden Mehmet Gündem, birçok aydından, yazardan topladığı soruları gidip Fethullah Gülen´e iletecek.


Aydınlar, yazarlar istediklerini açıkça soracaklar. `Bu soru uygun düşmez´ diye bir çekinme de olmayacak. Her konu gündeme getirilebilecek.


Ben Fethullah Gülen´i hiç tanımadığım için, hakkında birçok hikâye anlatılıp, kaçınılmaz olarak abartılar yapıldığından, ilk önce davet edildiğim halde bu projeye katılmaktan çekindim. Çekincelerimi de Mehmet Gündem´e indirekt yoldan iletmeye çalıştım.


"Benim yaşam biçimimi biliyorsun, yazılarım da ortada. Bu durumdayken ben Fethullah Gülen´in yanına gidecek olsaydım, onun evinde nasıl davranılacağını bilmezdim, şaşkınlaşabilirdim" dedim.


O ise bana, `Olduğunuz gibi davranmalısınız´ deyince projeye katılmaya karar verdim.


Bütün bunları yazıyorum. Çünkü ben uzun süredir Allah inancı üzerine düşünmekteydim. Bu konu koyu dindarların tekeli altında değil veya olmaması gerekiyor.


İnancımı pekiştiren güçlendiren gelişme, birden teorik fizik konularına ilgi duymaya başlamam ile olmuştu.


Evrenin nasıl oluştuğunu ve dünyanın oluşumunu inceleyen teorik fizikçilerin önemli bölümünün Allah´a inanmakta olduklarını görmek hem beni mutlu etti hem de bu gelişme bana çok ilginç gelmişti.


Bu beyinler büyük gerçeklere ulaşıp, gizemleri çözdükçe Allah´a inançları güçleniyordu.


Bu işin bir başka boyutu da fizikçilerin önemli bölümünün dindar olmamalarıydı.


İşte ben de kafamı çok uzun süredir meşgul etmekte olan bu konuyu belki teleolog kimliğiyle Fethullah Gülen cevaplayabilir diye şöyle bir soru planlamaktaydım:


İnsan dindar olmadan Allah´a inanabilir mi? Bir dindar açısından bunun önemi var mıdır? Yoksa, neden yoktur?


İnancı tartışmamız, inanmayı felsefi boyutuyla sorgulamamız gerekiyor.


Düşünme sürecim tam da bu aşamadayken BBC televizyonunun dünyadaki inançlar üzerine bir dokümanter çalışması başlatmış olduğu haberi beni çok heyecanlandırdı. Merakla bekliyorum bu dokümanteri, defalarca da izleyeceğimi biliyorum.


Felsefi sorgulama sürecinde çok da yardımcı olacağını hissediyorum bu dokümanterin.


Yarın başlayacağım Amerika gezisinde Julian Barnes´ın piyasaya çıkan yeni kitabını da alacağım.


Çünkü `Nothing to be Frightened of´ adındaki kitap şu cümleyle başlıyor: `I don´t believe in God but I miss Him´. (Ben Allah´a inanmam ama onu çok özledim).


Kitap şimdiki ruh halime çok uygun. Okumadan durmam mümkün değil. Okuyunca sonucu ayrıca yazacağım söz


Serdar Turgut/AK