"BİR SU KAÇAĞI VARSA, BİZDEN DEĞİL KENDİNE YAKIN GAZETELERDEN KAYNAKLANIYOR"!.. BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN "BASINDA KAÇAK VAR" SÖZLERİNE VATAN GAZETESİ GENEL YAYIN MÜDÜRÜ TAYFUN DEVECİOĞLU YANIT VERDİ...

Kızılcahamam kampında parti içi istişareden zaman kalmış olmalı ki, Erdoğan kapanışta basına da el atmış.

Basında kaçak varmış!


Kızılcahamam kampında parti içi istişareden zaman kalmış olmalı ki, Erdoğan kapanışta basına da el atmış. Oksijen yüklemesinin faydaları diyelim ve ne dediğini hatırlayalım:
"Halkımız bu yalan haberlere inanırsa kim kazanır, kim kaybeder. Siz daha fazla satacağınızı mı zannediyorsunuz? Hayır, hep kaybediyorsunuz. 70 milyonluk Türkiye´de 3 milyon (gazete) satıyorsa burada bir yanlışınız var. Bu yanlışınızın üzerinde durun. Burada ciddi bir su kaçağı var. Yoksa bir gazetenin 15-20 milyon satması lazım. En fazla satan 600-700 (bin) satabiliyor. Böyle gazetecilik anlayışı yok."
Ciddi bir su kaçağı varmış. Güzel laf, hoşuma gitti.
- Basında su kaçağı varmış!
- Yav telaşlanma, contadandır...
- Bi bak hele. Başbakan diyor.

Fena halde yanılgı var

Erdoğan´ın kastettiği "yalan" haberleri savunacak değilim ama basını "küçümserken" verdiği rakamlarda fena halde su kaçağı var.
Başbakan´a göre 70 milyonluk Türkiye´de 3 milyon gazete satılıyormuş. Yay-Sat ve Merkez Dağıtım verilerine göre 12-18 Kasım arasında 39 ulusal gazetenin net satışı 5 milyon 142 bin oldu. Erdoğan´ın söylediğinden 2.1 milyon fazla.
Bu rakamların içinde köpük çok az. 2000 yılı öncesindeki gibi toplam satış içinde "tencere-tabak" hormonu yok. Kültür promosyonu kaynaklı tiraj 250-300 bin civarında. (Büyük bölümü Başbakan´a yakın bir gazetenin akıllara zarar promosyonundan kaynaklanıyor.)
Asıl köpük, yine Başbakan´a yakın olan başka bir gazetenin varlığını ısrarla savunduğu 700 bin civarındaki abonesi. Kimya problemi gibi. Var ama göremiyorsun. "Nerede" deyince "İşte faturası" diyorlar. (Geçenlerde hedef 1 milyon dediler, günlük satışı 700 binlerden 800 binlere çıkardılar. Şaka değil, tek kalemde 100 bin. Aman Murdoch duymasın, kapar bu işin mucidini, gözünüzün yaşına bakmaz.)
Yani toplam gazete satışı Başbakan´ın bildiğinden fazla. Bir su kaçağı varsa, bizden değil kendine yakın gazetelerden kaynaklanıyor.

Nerede o Pravda´lar!

Başbakan diyor ki "Bir gazetenin 15-20 milyon satması lazım". (Dikkat. Aboneciler doğru nüfus idaresine gidebilir. "Yaz kardeşim, herkesi yaz. Hedef 15 milyon...")
Dile kolay, 15-20 milyon satan gazete. 1990 öncesi Pravda vardı, SSCB Komünist Partisi yayın organı. 1990´larda Çin´de Halkın Günlüğü. 20 milyon falan satıyorlardı. Sıkıyorsa alma promosyonuyla.
Dünya Gazeteler Birliği (WAN) verilerinden son duruma bakalım:
Dünyanın en çok satan gazetesi Japonya´dan; Yomiuri Shimbun. 14 milyon satıyor. İkinci de Japon; 12 milyon satan Asahi Shimbun. Üçüncü de Japon, dördüncü, beşinci de. Altıncı 3.5 milyon satışla Alman Bild, sonra Japon, sekiz ve dokuz Çinli, onuncu yine Japon.
Yani neymiş, dünyada 15 milyonu geçen gazete yokmuş. (Abone servisi çay molası verebilir.)
WAN verilerine göre dünyanın en çok satan 100 gazetesi arasında Türkiye´nin batısından sadece 24 gazete var. Gerisi Japonya, Çin, Hindistan gibi ya çok kalabalık ya da zengin Asya ülkelerinden.
Yine WAN verilerine göre, bir ülkede nüfusa oranla gazete satışı o ülkenin zenginliğiyle doğru orantılı. Ortalama yaş, hane halkı nüfusu, iklim de önemli değişkenler.
1000 kişi başına 600´den fazla net satışla, dünyada kişi başına en çok gazete satılan ülke Norveç. Neden? Norveç´te kişi başına gelir 90 bin dolar civarında. Ortalama yaş Türkiye´den çok yüksek. (Orta yaş ve üzerinde gazete okuma/satın alma alışkanlığı daha fazla) Çekirdek a