"BİR GÜN DE ŞAŞIRT ŞU İNSANLARI!..KORKMA!..OMURGALI OLDUĞUNU KANITLA!.." MİRGÜN CABAS'IN HANGİ TAVRI ORAY EĞİN'İ KIZDIRDI?

'Ne kokan ne bulaşan' bir havan olmasın; bu utanç verici korkak görüntüden bari bir gün olsun sıyrıl...

Bir günlük omurga


Üzerinden çok geçmedi, hepimiz şaşkınlıkla Mirgün Cabas'ın telefonla helikopter düşürdüğünü tartışıyorduk. Bir kısmımız böyle bir şeyin gerçekten olabileceğine inanıyordu. Çünkü Taraf gazetesi, çünkü Taraf'ın ödüllü muhabiri Mehmet Baransu böyle absürd bir haber yapmıştı.
Dahası, o gazeteyi çıkaranlar bu haberin arkasında durmuştu. Yasemin Çongar canla başla savunmuştu, herhalde CIA'de çalışan kocasından kaptığı casusluk teorileriyle NTV'yi suçlamaya başlamıştı.
Ahmet Altan romancı gerçekliğiyle konuya yaklaşmış, haberi sahiplenmiş ve ağır bir yazı yazmıştı.
Bir gün sonra bu haberin 'hayal gücü' olduğu ortaya çıktı. Muhabir Baransu ve gazetesi Taraf yalan haber yapmış, yalanın arkasında durmuştu.
O güne kadar Taraf'ı ağırlayan, bu muhabiri el üstünde tutan Mirgün Cabas ve Ruşen Çakır ikilisi de (kamuoyunda 'bir buçuk adam' olarak biliniyorlar) öfkeden deliye dönmüştü. Sinirlenmekte haklılardı. Ancak işin ucu kendilerine dokunduğunda seslerini yükseltmeleri de dikkatlerden kaçmadı.
Biliyorsunuz, Mehmet Baransu bir başka haberi dolayısıyla Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından ödüllendirildi. Yeniçağ gazetesi yazarı Selcan Taşçı, Mirgün Cabas'ı arayıp bu konuyla ilgili görüşlerini öğrenmek istemiş:
'[Cabas'ın] Gazetecilik ilkelerinin çiğnenmesinden canı da yanmış bir gazeteci olarak, 'Bu nasıl cemiyet' diye başını duvarlara vuruyor olma ihtimali yüksekti... Telefonun ucunda sesini duyar duymaz ne düşündüğünü, sordum. Bu konuda yorum yapmak istemediğini söyledi. Ne hissettiğini... Yorum yok! Nasıl değerlendirdiğini... Yorum yok! En sonunda anlamlı bir tebessüm olarak verdi beklediğim cevabı: Bu vak'anın içinde olmak istemiyorum... 'Taraf & Baransu' vak'asından uzakta olmak isteyen bir gazeteciye ne diyebilirim ki! Zararın neresinden dönersen kardır...'
Bu sessizlik dikkatimi çekti... Ama anlayışla da karşıladım. Bu konuda gerçek düşüncelerini dillendirse, aklından geçeni söylese, olumlu ya da olumsuz bir yorum yapsa zaten ikisi 'bir buçuk adam' olarak anılmazdı ki!
De ki 'Bence doğru bir karar' ya da itirazın varsa dillendir...
Ama böyle 'ne kokan ne bulaşan' bir havan olmasın; bu utanç verici korkak görüntüden bari bir gün olsun sıyrıl...
Tabii her şeyden önemlisi korkma!
Omurgalı olmaktan çekinme... Bir gün de şaşırt şu insanları ya... Sadece bir günlüğüne omurgalı olduğunu kanıtla. Ve hakikaten korkma!
Omurgalı olmaktan bir zarar gelmez...
Yine Fehmi'ye hayran mavi gözlerle bakmaya devam edersin, yine Lucca'da elinde birayla kendini gösterirsin, yine Ferit Şahenk bir gün sırtını sıvazlar...
Ama belki bu sefer bir kez omurgalı bir duruşun olursa ikinize 'bir buçuk adam' dendiğinde 'Ne doğru bir saptama' diye alkış tutan bizim gibileri utandırırsın...
'Ya bu çocuğun tek özelliği mavi gözleri ve romantik bakışları değil, hakikaten gazeteci' falan deriz...


Oray Eğin/TARAF