"BİR DAHA İŞEMEYECEĞİME NAMUSUM VE ŞEREFİM ÜZERİNE..." HABERTÜRK TV'DE SİDİK KOKAN MUHABBET!..
Başlık için kusura bakmayın. Ama Habertürk'te Mahmut Tuncer'in konuk olduğu "Hülya Avşar Soruyor" programındaki sohbetin başka bir başlığı olamazdı.
Sidik kokan muhabbet
Başlık için kusura bakmayın. Ama Habertürk'te Mahmut Tuncer'in konuk olduğu "Hülya Avşar Soruyor" programındaki sohbetin başka bir başlığı olamazdı. İşte ekrandan bizzat yaptığım deşifre:
TUNCER: Hayatımda bir kez dövdüm oğlum Fırat'ı. 11 yaşındaydı. Altına işediği için...
AVŞAR: A-aa! Altına işedi diye dövülür mü?
TUNCER: Dövdüm mahsus, işemedi ondan sonra.
AVŞAR: Günah ya, altına işedi diye... Sen hiç altına yapmadın mı?
TUNCER: Ben de işedim. Sen işemedin mi? AVŞAR: Ben mi? Ohhooo!..
TUNCER: En son kaç yaşında işedin? Doğru söyle...
AVŞAR: Ben 8-9 yaşına kadar işedim. En sonunda beni doktora götürmüşler, bu kızın psikolojik bir durumu mu var diye...
TUNCER: Urfa'da sidikli derler ona...
AVŞAR: Her yerde öyle derler, Urfa'da demene gerek yok. Ne derler? Sabah güneşi sidikliye, akşam güneşi güzele vururmuş!..
TUNCER: (Yerinden kalkar gibi yapar) Kusura bakma, ben işeyenin yanında oturamam...
AVŞAR: Gerçekten öyle ama... Niye acaba? Bir anormallik mi vardı bende acaba?
TUNCER: Sonradan işemektense, peşin peşin belki... (Kahkahalar) Ya da çocukken çok çalıştırdılarsa, ağır mağır yük taşıttılarsa... Küçükken çişini filan kaçırırsan derlerdi ki, "Ağır mağır mı kaldırdın acaba?" AVŞAR: Benimkinin onunla ilgisi yok.
TUNCER: Sonra şeytan kandırıyor bazen. Bana bir-iki sefer oldu. İnsan rüyasında tuvalette sanıyor kendini, bırakıyor... (Kamera arkasındaki ekibe dönerek) Ne güzel program yapıyoruz ama değil mi arkadaşlar?
AVŞAR: (Kahkahalarla) Ben de ona gülüyorum şimdi...
TUNCER: Zaten insanlar bunu merak ediyor. Diğerini zaten duymuşlar...
AVŞAR: Kaç yaşına kadar işediğimizi, öyle mi?
TUNCER: Şimdi bizi izlerken diyor ki vatandaş, "Ya Hülya Hanım da 9 yaşına kadar çişini altına yapıyormuş..."
AVŞAR: Annem çarşafımın altına muşamba koyuyordu. Ben sabaha kadar böyle haşır, huşur... Artık uyuyana kadar sağa dönerken ayrı ses, sola dönerken ayrı ses... Şunu çekeyim yatağımın altından derdim. Sonra düşünürdüm, ya altıma kaçırırsam diye diye sabahı zor ederdim. Annem az çekmedi benden. Ama bir tek bendim. Diğer kardeşlerimde yaşanmadı bu durum. (Rejinin uyarısını fark eder) Evet, konuğa veda diyorlar oradan...
TUNCER: Evet, çişli bir veda edeceğiz. Bir daha işemeyeceğime namusum ve şerefim üzerine...
AVŞAR: Hay Allah, çok hoş şeyler konuştuk ama...
Yüksel Aytuğ/Sabah
TUNCER: Hayatımda bir kez dövdüm oğlum Fırat'ı. 11 yaşındaydı. Altına işediği için...
AVŞAR: A-aa! Altına işedi diye dövülür mü?
TUNCER: Dövdüm mahsus, işemedi ondan sonra.
AVŞAR: Günah ya, altına işedi diye... Sen hiç altına yapmadın mı?
TUNCER: Ben de işedim. Sen işemedin mi? AVŞAR: Ben mi? Ohhooo!..
TUNCER: En son kaç yaşında işedin? Doğru söyle...
AVŞAR: Ben 8-9 yaşına kadar işedim. En sonunda beni doktora götürmüşler, bu kızın psikolojik bir durumu mu var diye...
TUNCER: Urfa'da sidikli derler ona...
AVŞAR: Her yerde öyle derler, Urfa'da demene gerek yok. Ne derler? Sabah güneşi sidikliye, akşam güneşi güzele vururmuş!..
TUNCER: (Yerinden kalkar gibi yapar) Kusura bakma, ben işeyenin yanında oturamam...
AVŞAR: Gerçekten öyle ama... Niye acaba? Bir anormallik mi vardı bende acaba?
TUNCER: Sonradan işemektense, peşin peşin belki... (Kahkahalar) Ya da çocukken çok çalıştırdılarsa, ağır mağır yük taşıttılarsa... Küçükken çişini filan kaçırırsan derlerdi ki, "Ağır mağır mı kaldırdın acaba?" AVŞAR: Benimkinin onunla ilgisi yok.
TUNCER: Sonra şeytan kandırıyor bazen. Bana bir-iki sefer oldu. İnsan rüyasında tuvalette sanıyor kendini, bırakıyor... (Kamera arkasındaki ekibe dönerek) Ne güzel program yapıyoruz ama değil mi arkadaşlar?
AVŞAR: (Kahkahalarla) Ben de ona gülüyorum şimdi...
TUNCER: Zaten insanlar bunu merak ediyor. Diğerini zaten duymuşlar...
AVŞAR: Kaç yaşına kadar işediğimizi, öyle mi?
TUNCER: Şimdi bizi izlerken diyor ki vatandaş, "Ya Hülya Hanım da 9 yaşına kadar çişini altına yapıyormuş..."
AVŞAR: Annem çarşafımın altına muşamba koyuyordu. Ben sabaha kadar böyle haşır, huşur... Artık uyuyana kadar sağa dönerken ayrı ses, sola dönerken ayrı ses... Şunu çekeyim yatağımın altından derdim. Sonra düşünürdüm, ya altıma kaçırırsam diye diye sabahı zor ederdim. Annem az çekmedi benden. Ama bir tek bendim. Diğer kardeşlerimde yaşanmadı bu durum. (Rejinin uyarısını fark eder) Evet, konuğa veda diyorlar oradan...
TUNCER: Evet, çişli bir veda edeceğiz. Bir daha işemeyeceğime namusum ve şerefim üzerine...
AVŞAR: Hay Allah, çok hoş şeyler konuştuk ama...
Yüksel Aytuğ/Sabah