BEŞ AYDA YARGITAY NASIL DEĞİŞTİRİLDİ? CAN DÜNDAR'DAN ÇARPICI ÖRNEK!
Milliyet yazarı Can Dündar, bugün başlayan Oda TV davasından yola çıkarak "bağımsız yargı"yı sorguluyor.
Beş ayda Yargıtay nasıl değiştirildi
Bugün Odatv davasında 10 gazeteci yargı önüne çıkıyor.
Dosyada akıl almaz hukuk ihlalleri var. Ama ben bugün yargı bağımsızlığına dair bir ayrıntıya dikkat çekeceğim.
* * *
Biliyorsunuz 12 Eylül’deki referandumla HSYK’nın yapısı iktidar lehine değiştirildi.
Dönemin Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker bu değişikliğe karşı çıkarken “HSYK’nın yapısı değiştiği an, Yargıtay doğrudan etkilenir” diyordu.
Nitekim şubattaki “yargı reformu”yla Yargıtay’ın üye sayısı artırıldı.
Cumhurbaşkanı’nın onayından 10 gün sonra da yeni HSYK, yeni Yargıtay’a 160 yeni üye seçti.
Bu değişikliğin fiili sonucu tahmin ediliyordu, ama somutlaşmamıştı. Şimdi size en somut sonucu sunacağım:
* * *
Odatv davasında yargılanan gazeteci Müyesser Yıldız’ın bir arkadaşıyla yaptığı telefon görüşmesi, mahkeme kararıyla izlenip kaydedilmiş, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet’e atılan el bombaları davasının iddianamesine yansımış.
Zaman gazetesi de bunu iddianameden alıp internet sayfasında yayımlamış.
Yıldız, bu haberle kişilik haklarına saldırıldığını öne sürerek manevi tazminat istemiş.
Yerel mahkeme davayı reddetmiş.
Yıldız da Yargıtay’a gitmiş.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 9 Aralık 2010 günü, “Bu haber, özel hayata müdahale mi, basının haber verme hürriyeti mi” gibi hassas bir konuyu tartışmış ve şu karara varmış:
“Davacının özel yaşam alanına ilişkin özel telefon görüşmelerinin yayınlanmasında kamu yararı bulunmadığından, böyle bir yayın, davacının özel yaşamının gizliliğine, haberleşme hürriyetine ve onun kişilik haklarına saldırı niteliği taşır.”
İmza:
Mustafa Kıcalioğlu, Şerife Öztürk, Sadık Demircioğlu, Selma Bellek, Ayşe F. Çevikbaş.
Üyelerden Sadık Demircioğlu, karara muhalif kalmış ve “Kamuoyunun yoğun ilgisinin olduğu bir davada, iddianame eklerini aynen yayınlamak, basın özgürlüğüne girer” diyerek karşı oy kullanmış.
Tarih: 9 Aralık 2010.
* * *
Şimdi dikkat!
Bu karardan iki ay sonra, Şubat 2011’de Yargıtay üyeleri değişiyor.
Dosya hakkındaki düzeltme talebi Yargıtay’ın “yenilenmiş” 4. Hukuk Dairesi’nin önüne geldiğinde tarih, 4 Mayıs 2011...
Vee işte yeni Yargıtay üyelerinin kararı:
“Kamuoyunun yoğun ilgisinin olduğu bir davada iddianame eklerini aynen yayınlamak, basın özgürlüğüne girer. Dairemizin bozma kararının kaldırılmasına...”
“Yeni Yargıtay”, eski kararını, tek karşı oy kullanan üyesinin gerekçesini aynen benimseyerek “düzeltiyor”.
Bu kez imzalar şunlar:
Kamil Kancabaş, Ayşe Çevikbaş, Ahmet Kütük, Ali Akın, Hüseyin Kulaç...
Bu kez de, ilk kararda çoğunlukta yeralan Ayşe Çevikbaş, azınlığa düşmüş; tek karşı oy yazısıyla “eski Yargıtay”ın kararını savunmuş.
* * *
9 Aralık 2010...
4 Mayıs 2011...
Aynı Yargıtay’ın, aynı Hukuk Dairesi, beş ay arayla birbirine taban tabana zıt iki karara imza atıyor.
“Bağımsız yargı” isterken neyi kastettiğimiz şimdi daha iyi anlaşılıyor mu?
Bugün mahkemeye çıkacak meslektaşlarımıza kolaylıklar diliyoruz.