"BENİ DİREKT OLARAK TIMARHANEYE KAPATIRSANIZ SEVİNİRİM"!..SERDAR TURGUT'TAN İLGİNÇ TALEP!..
"Entelektüel nadasa çektim kendimi" diyerek birkaç gündür köşe yazılarına ara veren Akşam Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut,yazı yazmamanın kendisinde yarattığı durumu ve yazı yazmadığı günlerde aklına gelen konuları sıraladı.
Yazmamanın laneti ve dengesizlik dengesi
- Şunu anlamış durumdayım ki; yazı yazmamak beni daha da dengesiz hale getiriyormuş.
Dolayısıyla işi bırakmak zorunda kalacağım gün beni, hiç sokakta boş dolaşma fırsatı vermeden direkt olarak tımarhaneye kaparsanız sevinirim.
Yazmayınca boş kalan zamanımda yazı konularını düşünüyorum. Şizofrenik bir durum bu tabii ki... Yazmayacağım yazı için konu düşünmek acıklı değil mi? Aklıma birçok konu geliyor. Bari bunların bir kısmının listesini vereyim size:
1- Penguenlerin dizleri var mı? Onlar hiç nezle oluyorlar mı?
2- Her köpek, suratına biraz üflediğinizde acayip rahatsız olur. Durum böyleyken acaba neden tüm köpekler arabaya alındıklarında yolda mutlaka kafalarını camdan dışarıya çıkarırlar ki?
3- Tek bacaklı bir adam Karadeniz folklor grubuna katılırsa olabilecek gelişmelere gülmek ahlaki açıdan doğru mudur?
4- Depresyon, içine coşku ve intikam katılamamış bir kızgınlık durumu olabilir mi?
5- Türkiye koşullarına adapte olabilmek için saatlerimizi 70 yıl geriye alsak yeterli olur mu?
6- Soren Kierkegaard acaba "Mükemmel aşk, insanın kendisini mutsuz edecek kadını sevmesidir" demek ihtiyacını neden duydu ki?.. Onu Rana"ya şikâyet edeceğim.
7- Abhazya"nın abazalıkla alakası varsa oradan siyasi sığınma hakkı isteyeceğim.
8- Daha önce AKŞAM"da çalışmamış bazı insanlar aradım ama başarısız oldum, bulamadım.
9- Konuşmaktan üşendiğim için dün itibarıyla yatamadığım kadın sayısı 27 milyon 897 bin 57"ye ulaştı.
10- "Fazla paranın insanı mutlu etmeyebileceğini ispatlamak için bir deney başlattım" diyen bir e-mail attım ama anlamazlıktan geldiler.
11- Bu ortamda Hürriyet gazetesine bir "kayıp penis" ilanı versem acaba yanlış anlaşılır mı?
12- Yazı yazmazsam şizofrenik olabiliyorum ama şimdi yazı yazmakta olduğumuzdan ikimiz de çok iyi hissediyoruz kendimizi.
İşte durum böyle. "Beautiful Mind" filmini hatırlarsanız orada Nash adlı matematikçi, çeşitli yayın organlarında casus mesajlarının bulunduğuna inanıp, bunları bulmakla kendi kendini görevlendirmişti ya, karısı bir gün onun odasına girdiğinde yüzlerce, binlerce makalenin odanın her bir yerine yayıldığını görür.
Ben de aynı durumda gibiyim. Cebimde yüzlerce kartla dolaşıyorum. Üzerinde binlerce not var. Bunların hepsi de yazı konusu.
Nash dengesinden sonra Turgut dengesizliği de diyebilirsiniz buna.
Daha fazla dayanamayacağım. Pazartesi başlarım yazmaya.
Bunu saymıyorum. Bu sadece terapinin bir parçası. Şimdi kesmek zorundayım, çünkü şok tedavisi randevum var, geç kalmamalıyım.
Serdar Turgut/AKŞAM