BEN UTANACAĞIM ZAMANI BİLİRİM...VE ÇOK DA UTANIRIM...DURUP DURUP UTANIRIM...YA SEN?
Bekir Coşkun, sözlüğe yeni bir kelime kazandırdı: Döneke...Ve ismini vermeden kendisinin "kuru imza ıslak çıkınca niye utanmadığını" soran "Döneke" ne zaman, nasıl utandığını yazdı.Kim mi bu döneke?
Döneke
ERKEĞİNE dönek denir...
Dişisi; döneke...
*
Döneke, adımı köşesine koymasaydı yanıt vermeyecektim.
Çünkü bu köşede sadece ciddiye alınanlar ve ciddiye alınmayı hak edenler yer alır...
Ben, kuru imza ıslak çıkınca niye utanmamışım?..
*
Ben utanacağım zamanı bilirim...
Ve çok da utanırım...
Durup durup utanırım...
Prof. Mehmet Haberal gibi gururumuz bilim adamlarımızın, Mustafa Balbay gibi demokratlığından asla şüphe duymadığımız gazeteci arkadaşlarımızın, tam bir yıldır cezaya dönüştürülmüş tutuklu halde adaleti beklemelerinden de utandım...
Anayasa Mahkemesi'nin "irticanın merkezi" saydığı kadroların hâlâ Türkiye'yi yönetmesinden de utandım...
PKK militanlarının ayağına mahkemeler götürülürken, komutanlarımızın birer hırsız gibi gözaltına alınıp çekyatlarda yatırılmasından da utandım...
Utanırım da utanırım...
Kuru imza ıslak çıkınca utanmış mıyım, utanmamış mıyım?...
Henüz soruşturma aşamasındaki bir detaydan utanır da devasa utançları nasıl ıskalar insan?..
*
Ya sen?..
Her akşam allı pullu televizyonları gezip, sırf AKP'ye şirin gözükmek için "darbe karşıtı demokrat" rolünü yürütürken, 12 Eylül öncesi yazdığın yazıyı önüne koyduklarında utandın mı?..
Yazmışsın, darbeye çeyrek kala:
"13 ilde sıkıyönetim yürürlüğe girdi... Huzura susamış milletimiz yürekten sesleniyor; merhaba asker..."
Bu da 12 Eylül sonrası yazın:
"12 Eylül ne darbedir, ne de ihtilal... 12 Eylül'ün gerekçesi haklıdır... Terörden bezen halkın meşru müdafaaya geçtiği gündür..."
*
İşte; şu an yine utandım...
Ya sen?...
Bekir Coşkun/Gazete Habertürk
MEDYARADAR NOTU: Bekir Coşkun'un ismini vermeden "Döneke" diye yazdığı kişi Sabah Gazetesi köşe yazarı Nazlı Ilıcak'tan başkası değil...