''BEN TEZGAHTARIM, AMA EMİR ERİ DEĞİLİM!..'' MEHMET ALİ BİRAND'TAN BAŞBAKAN'A ŞOK ÇIKIŞ!..

Eskiden olsa, herhangi bir Başbakan bunların dörtte birini söylese, ülke birbirine girer; medya ayaklanır, edilmedik laf bırakılmazdı.

BEN TEZGAHTARIM, AMA EMİR ERİ DEĞİLİM...

Kimse aksini söyleyemez, Başbakan genel tutumuyla medyanın önemli bir kesimi korkuttu. Eleştirilere, hatta haber sunumuna ve yazımına o kadar sert tepki gösteriyor ve medya patronlarına öylesine gözdağı veriyor ki, ilk defa bu ülke basınında birkaçı dışında genel bir "alttan alma" giderek yaygınlaşıyor.

Son olarak medya patronlarına, köşe yazarlarını şikayet edişi, "eğer tezgahtarınız şirketi batırıyorsa onu tutar mısınız?" demesi, miting alanlarında olsun, kendi partisinin grup toplantılarında olsun, beğenmediği medyayı sürekli dövmesi artık etkisini gösteriyor.

Eskiden olsa, herhangi bir Başbakan bunların dörte birini söylese, ülke birbirine girer; medya ayaklanır, edilmedik laf bırakılmazdı. Şimdi "ahh ben neler neler yazarım, ancak hadi susayım daha iyi..." tepkileriyle yetiniliyor. Başbakanın bu tepkileri sadece muhalif basını değil, AKP iktidarını destekleyen gazete ve yazarlarda da korku rüzgarı estiriyor. Gerilimi arttırıyor. Onlar da zaman zaman eleştiri sınırını aşınca fırçayı yiyiveriyorlar. Muhalif basının başına gelenleri gördükçe, kendi konumlarından daha da kaygılanıyorlar.

Ben de Sayın Başbakanın "tezgahtar" diye adlandırğı kişilerden biriyim. Aslında her tezgahtar kendi malını satıyor. Patronlarda o malları alıp vitrine koyuyorlar

Başbakan bu eleştirilerinde öyle bir noktaya geldi ki, bir süre sonra patronlar, alacakları köşe yazarlarını dahi Başbakandan sorma ihtiyacını duyabilecekler.

Bunun adına basın özgürlüğü veya demokrasi denemez...

Bende kendi adıma "tezgahtarlığı" kabul ederim, ancak "emir eri" olmayı kabul edemem.

Mehmet Ali Birand/POSTA