"BEN SİZE DEMEDİM Mİ SEVGİLİ BİRAND?" DOĞAN GRUBU BALÇİÇEK PAMİR'İ NEDEN ÜZDÜ?..
Balçiçek Pamir, son günlerde Doğan Grubu'nda yaşananlara o kadar içerlemiş ki bugün oturup Birand'a mektup yazdı.
Yaklaşık 10 gün önce Mehmet Ali Birand ile bir program yaptım. Söz bir ara döndü dolaştı, medyada kadınların yerine geldi. Birand kadınları savunmama kızdı, "Gelin alın işimizi elimizden ne var canım?" dedi.
Öyle değil tabii.
Daha önce de söyledim şimdi de söylüyorum.
Kadınların işi medyada zor. Diğer sektörlerde de zor ama medyada çok daha zor. Öyle "Gel al işimi elimden" demekle olmuyor. Erkek egemen medya kadına ikinci sınıf muamele ediyor. Artık özellikle yazılı medyada yönetici konumunda kadın kalmadı gibi bir şey.
Kimse kusura bakmasın ama ekonomik kriz bile kadınları atmak için bahane!
Hürriyet Gazetesi Pakize Suda´nın çıkışını vermiş.
Posta Gazetesi Güler Kazmacı´ya güle güle demiş.
Milliyet Tuba Akyol´u göndermiş.
Bu ne krizmiş yani, önce kadınlardan işe başlamışlar.
Pakize en sevdiğim kalemlerden biriydi. Eminim ki Hürriyet Gazetesi´ndeki bir çok yazardan daha fazla okunuyordu.
Güler Kazmacı yılların programcısı, kıvrak bir kalemi vardı. Posta´nın vazgeçilmezleri arasındaydı. Üstelik çok değil, birkaç ay önce yapılan bir araştırmada gazetesinin en çok okunan yazarları arasında ilk 5´e girmişti.
Tuba´yı bilmiyorum. Ama uzun zamandır yazdığına göre onda bir cevher gördüler ki kocaman sayfayı emanet ettiler.
Uzun lafın kısası ne kadar okundukları, ne yaptıkları, gazetecilikleri ya da kimlikleri hiç önemli değil. Kadın kontenjanından gazeteye alındıkları için gidişleri de kadın kontenjanından oluyor. Benim kızdığım bu!
Bir süre bahane bulmak mümkün. Gazeteci değildi, iyi yazmıyordu, gözünün üzerinde kaşı vardı. Vardı da o zaman kriz falan bahane etmeyin, çıkın mertçe söyleyin. (Zaten bizim erkek egemen medyada mertçe, hani erkekçe kovamama durumu da vardır, ama o da ayrı bir yazı konusudur.)
İşte sevgili Birand size anlatmak istediğim buydu.
Çalışma arkadaşınız Ayşenur Arslan benden daha iyi biliyordur.
Sorun o da anlatsın.
Ekonomik kriz medyada kadın yazarları da vurdu.
Hepimize hayırlı olsun.
FARKLI MAHALLE İNSANLARI UĞUR DÜNDAR MEHMET ALİ BİRAND
Söz Birand´dan açılmışken... Uğur Dündar, Mehmet Ali Birand için "O aristokrat bir aileden gelen, öyle bir ortamda yetişen biri. Bense orta halli bir hatta fakir diyebileceğimiz memur çocuğuyum. Farklı mahallelerin insanıyız" demiş.
Çok şaşırdım.
Aristokrasi işini bilemem ama bildiğim kadarıyla Birand´a babasından sadece borç senedi kalmış. O kadar maddi sıkıntılar çekmiş ki para kazanmak için hani tabir-i caizse yapmadığı kalmamış. Veli Efendi´de bilet bile satmış. "Anneme bakmak gerekiyordu" diye anlatmıştı. "Dayım sayesinde Galatasaray´da okuyabildim. Gazetede çalışırken gece yarılarına kadar tercüme yapardım sırf ek gelir elde edeyim diye..."
Uğur Dündar´ın bizim bilmediğimiz farklı bir Birand hikayesi mi var yoksa?
NE ÖĞRENDİM?
Sevgi dolu olanlar merhameti görür, zalimler şiddeti
Zekiler aklı görür, aptallar kör inancı
Alimler bilimi görür, cahiller mucizeyi
Balçiçek Pamir/HABERTÜRK
changeTarget(document.getElementById("news_content"))