"BEN ONLARI SIRF İNŞAAT İZNİYLE İLGİLİ SANIYORDUM MEĞERSE LOGO İZNİNDE DE YETKİLİ MERCİ ONLARMIŞ"!..YENİ ASIR LOGOSU'NUN DEĞİŞİKLİĞİNE KARŞI ÇIKAN HÜRRİYET'E ERGUN BABAHAN NASIL SERT ÇIKTI?..
Sabah Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan,Yeni Asır'ın logosunda yaptığı küçük bir değişikliğin Türkiye'de kıyametler kopardığını yazdı.
Yeni Asır'ın logosu
1980'li yıllarda Yeni Asır'da çalışırken sık sık logo değiştirirdik.
Sırf onunla kalmamıştık aslında gazetenin boyunu da değiştirmiş, USA Today boyutuna geçmiştik.
Aynı sayfa düzenini uygulamış, logoyu maviye çevirmiştik.
O zaman kıyamet kopmuştu, "Mavi-beyaz logo Yunan bayrağını çağrıştırıyor" diye kimi faşolar yorumlar yapmış, eleştiride bulunmuştu.
Aradan yıllar geçti.
Bayramda biz uzaklardayken Yeni Asır yine logosunda küçük bir değişiklik yapmış ve Türkiye'de kıyamet kopmuş.
Yeni Asır sayfa düzenini bozuyor diye bir yıl önce logoya eklediği Atatürk heykeli silüetini çıkararak "laik düzene" karşı girişimde bulunmuş meğerse.
Eskiden gençlerin evinde teksir makinesi çıkması "gizli örgüt" kurma suçunun delili kabul edilirdi.
Şimdi zaman değişti, suçun kanıtı da değişti..
Hürriyet gazetesinden izin ve onay almadan logo değişikliği yapmak, laik düzene karşı sessiz ayaklanma olarak algılanıyor mesela.
Ben onları sırf inşaat izniyle ilgili sanıyordum meğerse logo izninde de yetkili merci onlarmış.
Bu yaklaşım, bu sistemin patronu biziz mesajı mı, yoksa paranoyanın en üst noktası mı bilemiyorum.
Ama bir gazeteyi ve çalışanlarını hedef haline getirmenin doğru olmadığını biliyorum.
Yeni Asır, zamanlaması tartışılabilir ama, editorial kadrosunun bir kararıyla logosunu sadeleştirme kararı almış. Bu kimsenin üzerine vazife olmayan bir durumdur.
Bu gazete ve okurları arasında bir meseledir.
Nasıl gazeteler Atatürkçü köşe yazarlarıyla yollarını ayırırken diğer gazetelerden izin ve onay almıyorsa, logosunu değiştirirken de almak durumunda değildir.
Öküz altında buzağı aramak ancak komünist Rusya veya Nazi Almanyası'nda olurdu, onlar da tarihin karanlığına gömüldü.
1980'li yıllarda Yeni Asır'da çalışırken sık sık logo değiştirirdik.
Sırf onunla kalmamıştık aslında gazetenin boyunu da değiştirmiş, USA Today boyutuna geçmiştik.
Aynı sayfa düzenini uygulamış, logoyu maviye çevirmiştik.
O zaman kıyamet kopmuştu, "Mavi-beyaz logo Yunan bayrağını çağrıştırıyor" diye kimi faşolar yorumlar yapmış, eleştiride bulunmuştu.
Aradan yıllar geçti.
Bayramda biz uzaklardayken Yeni Asır yine logosunda küçük bir değişiklik yapmış ve Türkiye'de kıyamet kopmuş.
Yeni Asır sayfa düzenini bozuyor diye bir yıl önce logoya eklediği Atatürk heykeli silüetini çıkararak "laik düzene" karşı girişimde bulunmuş meğerse.
Eskiden gençlerin evinde teksir makinesi çıkması "gizli örgüt" kurma suçunun delili kabul edilirdi.
Şimdi zaman değişti, suçun kanıtı da değişti..
Hürriyet gazetesinden izin ve onay almadan logo değişikliği yapmak, laik düzene karşı sessiz ayaklanma olarak algılanıyor mesela.
Ben onları sırf inşaat izniyle ilgili sanıyordum meğerse logo izninde de yetkili merci onlarmış.
Bu yaklaşım, bu sistemin patronu biziz mesajı mı, yoksa paranoyanın en üst noktası mı bilemiyorum.
Ama bir gazeteyi ve çalışanlarını hedef haline getirmenin doğru olmadığını biliyorum.
Yeni Asır, zamanlaması tartışılabilir ama, editorial kadrosunun bir kararıyla logosunu sadeleştirme kararı almış. Bu kimsenin üzerine vazife olmayan bir durumdur.
Bu gazete ve okurları arasında bir meseledir.
Nasıl gazeteler Atatürkçü köşe yazarlarıyla yollarını ayırırken diğer gazetelerden izin ve onay almıyorsa, logosunu değiştirirken de almak durumunda değildir.
Öküz altında buzağı aramak ancak komünist Rusya veya Nazi Almanyası'nda olurdu, onlar da tarihin karanlığına gömüldü.