"BEN AHMET ÇALIK OLSAYDIM!.." ÖZKÖK, ÇALIK'IN YERİNDE OLSA NE YAPARDI?

Özkök, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin hedef gösterdiği 4 medya patronundan biri olan Ahmet Çalık'ın yerinde olsa ne yapacağını anlattı

Ben Ahmet Çalık olsaydım

ARTIK her şeyi, olayın sıcaklığı ile arama biraz mesafe koyarak değerlendirmeye başladım.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli´nin 4 medya patronunun adını vererek yaptığı açıklama önüme geldiğinde, içimden gelen ilk tepki şuydu:

"Gördünüz mü? Dün bize, bugün size".


Belki o patronların hepsine değil, ama en azından bir bölümüne hemen anında telefon açıp, bunu söylemek geldi içimden.


Sonra böyle düşündüğüm için utandım.


Beş-on dakika daha geçince bu defa, içimden başka bir ses geldi:


"Canım patronların ne günahı var. O iktidar yanlısı, muhalefet düşmanı manşetleri patronlar değil, çalışanları atıyor, Devlet Bey yanlış adrese sesleniyor. Onun yerine, `Patronlar iyi, çevresi kötü´ demesi, bugünün modasına daha uygun düşmez miydi?"


Aradan beş dakika daha geçince bu düşüncemden de utandım.


Kendimi bir anda meslektaşlarımı gammazlıyor duygusu içinde bulunca, utanmak da ne, yerin dibine geçtim.


* * *


On dakika içinde bu kadar utanılacak bir duruma düşmüş görünce, "En iyisi yazma, aradan biraz zaman geçsin, öyle yaz" dedim.


Nehrin kenarında oturunca dünya farklı görünüyor.


Hele hele öfkelerinizi sıfırlamış bir insansanız, önünüzden geçen her şeye farklı bakıyorsunuz.


Kendinizi başkalarının yerine daha rahat koyabiliyorsunuz.


Devlet Bahçeli´nin 4 medya patronuna yönelik ağır eleştirisini de şimdi daha rahat, kendimden utanmayacağım bir duygu içinde yazmaya çalışacağım.


Mesela ben Sabah-ATV grubunun sahibi Ahmet Çalık olsaydım, o haber önüme geldiğinde, çok sakin bir değerlendirme yapmaya çalışırdım.


Bahçeli´nin sözleri ağırdı.


Çok ağırdı.


Ama Türk siyaset ve basın tarihinde ilk değildi.


Çok yakın tarihimiz, böyle konuşan bir siyasetçinin, elindeki iktidar imkânları ile neler yapabildiğini gösteren örneklerle dolu.


Öyleyse ne yapmanız lazım.


Bir.


Ya yayın politikanızı tamamen değiştirir, ona göre davranırsınız.


Biat edersiniz.


Etmeyecekseniz ne yaparsınız?


Ben olsam, hemen danışmanlarımı, yöneticilerimi, yazarlarımı toplar şu görüşü tartışmaya açardım.


"Arkadaşlar, Anayasa değişikliği konusu gündemde. Daha demokratik bir anayasa istiyoruz değil mi? Daha demokratik bir ülkenin temel koşullarından biri nedir? Özgür medya değil mi?"


Tahmin ediyorum buna "Hayır" diyecek bir yönetici, köşe yazarı çıkmaz.


* * *


O zaman hemen asıl fikrime geçerdim.


"Öyleyse, Anayasa´nın değiştirilemez maddelerinin başına, `Basın hürdür ve sansür edilemez´ cümlesini koyalım."


Öyle bir şey zaten var ama çok yakın tarih siyasi iktidarların nelere kadir olduğunu bütün dünyaya gösterdi ya; işte o nedenle bu maddenin altını doldurmak lazım.


Anayasa´da "Özgür medya" maddesinin a bendi şöyle olmalı:


"Gelirler idaresi siyasi iktidarlardan özerk bir yapıya sahiptir ve bu değiştirilemez.Yani Maliye´nin vergi idaresi..."


Evet, samimi olarak bu maddenin Anayasa´ya girmesi için çaba harcardım.


Çünkü çok yakın tarih, siyasi iktidarların basını susturmak için elindeki en etkili silahın ne olduğunu, Türk modeli olarak, bütün dünyaya gösterdi.


Ben bu 4 medya patronundan biri olsaydım, samimi olarak bunu düşünürdüm.


Hiçbir iktidar sonsuza kadar kalmıyor ve ne yazık ki medya özgürlüğü konusunda inanılmaz yöntemler, bugüne kadar kimsenin cüret edemediği uygulamalar gerçekleşiyor.


* * *


İşin bir de Devlet Bey tarafı var.


Bence önümüzdeki dönemde bir partiyi ötekilerden farklı kılacak, gerçekten demokrat yapacak en önemli tavrı, medya karşısındaki tutumu olacaktır.


Özgür medya, bütün siyasetçilerin yararınadır.


Bırakın iktidar yanlıları da olsun, karşıtları da.


İktidar, karşıtlığa izin vermiyorsa bile, siz iktidar yandaşlığına izin verin.


Gerçek bir demokratın turnusol kâğıdı budur.


Milliyetçi bir demokrata yakışan da...

Ertuğrul Özkök/Hürriyet