BEKİR HAZAR ATV'DE NASIL KARŞILANDI? SERHAT ALBAYRAK'IN HANGİ SÖZLERİNDEN ETKİLENDİ?
atv İç Yapımlar Grup Müdürlüğü'ne getirilen Yeni Şafak yazarı Bekir Hazar, atv'ye gelişini ve yeni görevi ile ilgili duygularını yazdı.
Dalgalar taşısın bir yerlere!
Bugün sizlere rüzgarları ve dalgaları anlatacağım...
Rüzgarlar alıp götürüyor insanları bir yerlere...
Dalgaların da rüzgarlardan farkı yok...
Fox Haber koordinatörü Murat Keskin ile ayaklarımızı denize soktuğumuz bir gündü...
Telefonum çaldı...
Arayan Show Haber İç Yapımlar Direktörü ve sevgili dostum Caner Erdem’di...
Yeni yayın döneminde neler yapacaklarını anlatıyordu... Rüzgar gibi esiyordu...
Telefonu kapattıktan dört gün sonra Murat ile ayaklarımızı çıkardık dalgaların vurduğu denizden...
Ertesi gün rüzgar uçurdu beni bıraktı bir yerlere... Show Tv’de İç Yapımlar Yayın Koordinatörü olarak buldum kendimi...
Çok güzel günler yaşadık...
Heyecanlı, adrenalinli, iş kavgalarının yoğun olduğu bir ortamda... Ama asla dostluklara gem vuramadı bu en keyifli gerilimli anlar...
Demet’i tanıdım orada... İşini mükemmel yapan müthiş bir muhalif... Çatır çatır direniyor, karşı çıkıyor, muhalefetin olmadığı yerde iktidar yoktur diyordu...
Senem’den yönetmenimiz sevgili Mustafa’ya, Alper’e, Ali’ye, Tuğçe’den Burhan’a.... Ve vurdumduymaz Ramazan’a... Nice dört dörtlük dostlarla tanıştım ve kucaklaştım...
Birlikte sabahladık, birlikte güldük, birlikte ağladık...
Teşekkürler can dostum Caner’im...
Şimdi bir başka rüzgar vurdu sahillere...
Dalgalar beni yurtdışındayken yakaladı...
Ve aldı götürdü bir başka sahile...
Atv Genel Müdürü sevgili Adem Gürses’in karşısında buldum kendimi...
Babacan, sıcak yüzüyle karşıladı beni...
Ve kucakladı...
Evet... Geçtiğimiz Cuma gününden itibaren artık atv ailesinin bir ferdi yaptı beni rüzgarlar...
Duyup arayan, tebrik eden tüm dostlara da sıcak ve nazik duygularından ötürü gönülden teşekkür ediyorum...
Televizyonculuk hayatımda bir tek diziler kaldı oynamadığım... Her alanda sürekli değişimler yaşadım...
Değişmenin tüm zorluklarını ve çatışmalarını yaşayarak...
Bunun doğru olduğunu düşünüyordum...
Zaman zaman da acaba yanlış mı değişimler diye şüphelerle boğuşuyordum...
Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhat Albayrak’ın anlattığı bir konu hem çok etkiledi beni...
Hem de içimde beni benle çatıştıran tüm şüpheleri silip geçti...
Alzemair hastalığını anlattı Serhat Albayrak...
Günlük yaşamsal aktivitelerde azalma diye başlayan ve beyin fonksiyonlarının yavaşladığı diye devam eden o hastalık...
Doktorlar bu tarz hastalara sürekli değişimi öneriyormuş...
Eğer her gün aynı yolda yürüyorsan mutlaka değiştirmen gerekiyormuş...
Aynı yollarda araba kullanıyorsan farklı sokaklar ve caddeleri tercih etmen faydalıymış...
Hergün kapıdan girdiğin eve değiştirerek camdan bile girmen yararlıymış...
Stres büyük etken bu hastalıkta...
Ve en büyük ilacı her gün elma, muz ve portakal yemek...
Bir de değişim...
Baktığımızda beynini en çok yoran ve stresi yaşayan en büyük meslektir televizyonculuk...
Bu nedenle değişimler, yeni heyecan ve adrenalinler çok faydalı bizim meslek grubu için...
Evet yeni bir kapıdan giriyorum artık...
Ancak yabancısı değilim... Türkiye’nin en büyük medya gruplarından birinde yıllar ötesine taşan dostlarım bekliyor beni..
Ve bu sabah omuz omuza ter dökeceğimiz çalışma arkadaşlarıma "Merhaba" diyeceğim...
İçimde tatlı bir heyecan var...
Bunu paylaşmak istedim sizlerle bugün...
Hayatınızda hep tatlı rüzgarlarla karşılaşın...
Dalgalar sizleri taşısın bir yerlere...
Güzel sahillere..
Bekir Hazar/Yeni Şafak
Bugün sizlere rüzgarları ve dalgaları anlatacağım...
Rüzgarlar alıp götürüyor insanları bir yerlere...
Dalgaların da rüzgarlardan farkı yok...
Fox Haber koordinatörü Murat Keskin ile ayaklarımızı denize soktuğumuz bir gündü...
Telefonum çaldı...
Arayan Show Haber İç Yapımlar Direktörü ve sevgili dostum Caner Erdem’di...
Yeni yayın döneminde neler yapacaklarını anlatıyordu... Rüzgar gibi esiyordu...
Telefonu kapattıktan dört gün sonra Murat ile ayaklarımızı çıkardık dalgaların vurduğu denizden...
Ertesi gün rüzgar uçurdu beni bıraktı bir yerlere... Show Tv’de İç Yapımlar Yayın Koordinatörü olarak buldum kendimi...
Çok güzel günler yaşadık...
Heyecanlı, adrenalinli, iş kavgalarının yoğun olduğu bir ortamda... Ama asla dostluklara gem vuramadı bu en keyifli gerilimli anlar...
Demet’i tanıdım orada... İşini mükemmel yapan müthiş bir muhalif... Çatır çatır direniyor, karşı çıkıyor, muhalefetin olmadığı yerde iktidar yoktur diyordu...
Senem’den yönetmenimiz sevgili Mustafa’ya, Alper’e, Ali’ye, Tuğçe’den Burhan’a.... Ve vurdumduymaz Ramazan’a... Nice dört dörtlük dostlarla tanıştım ve kucaklaştım...
Birlikte sabahladık, birlikte güldük, birlikte ağladık...
Teşekkürler can dostum Caner’im...
Şimdi bir başka rüzgar vurdu sahillere...
Dalgalar beni yurtdışındayken yakaladı...
Ve aldı götürdü bir başka sahile...
Atv Genel Müdürü sevgili Adem Gürses’in karşısında buldum kendimi...
Babacan, sıcak yüzüyle karşıladı beni...
Ve kucakladı...
Evet... Geçtiğimiz Cuma gününden itibaren artık atv ailesinin bir ferdi yaptı beni rüzgarlar...
Duyup arayan, tebrik eden tüm dostlara da sıcak ve nazik duygularından ötürü gönülden teşekkür ediyorum...
Televizyonculuk hayatımda bir tek diziler kaldı oynamadığım... Her alanda sürekli değişimler yaşadım...
Değişmenin tüm zorluklarını ve çatışmalarını yaşayarak...
Bunun doğru olduğunu düşünüyordum...
Zaman zaman da acaba yanlış mı değişimler diye şüphelerle boğuşuyordum...
Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhat Albayrak’ın anlattığı bir konu hem çok etkiledi beni...
Hem de içimde beni benle çatıştıran tüm şüpheleri silip geçti...
Alzemair hastalığını anlattı Serhat Albayrak...
Günlük yaşamsal aktivitelerde azalma diye başlayan ve beyin fonksiyonlarının yavaşladığı diye devam eden o hastalık...
Doktorlar bu tarz hastalara sürekli değişimi öneriyormuş...
Eğer her gün aynı yolda yürüyorsan mutlaka değiştirmen gerekiyormuş...
Aynı yollarda araba kullanıyorsan farklı sokaklar ve caddeleri tercih etmen faydalıymış...
Hergün kapıdan girdiğin eve değiştirerek camdan bile girmen yararlıymış...
Stres büyük etken bu hastalıkta...
Ve en büyük ilacı her gün elma, muz ve portakal yemek...
Bir de değişim...
Baktığımızda beynini en çok yoran ve stresi yaşayan en büyük meslektir televizyonculuk...
Bu nedenle değişimler, yeni heyecan ve adrenalinler çok faydalı bizim meslek grubu için...
Evet yeni bir kapıdan giriyorum artık...
Ancak yabancısı değilim... Türkiye’nin en büyük medya gruplarından birinde yıllar ötesine taşan dostlarım bekliyor beni..
Ve bu sabah omuz omuza ter dökeceğimiz çalışma arkadaşlarıma "Merhaba" diyeceğim...
İçimde tatlı bir heyecan var...
Bunu paylaşmak istedim sizlerle bugün...
Hayatınızda hep tatlı rüzgarlarla karşılaşın...
Dalgalar sizleri taşısın bir yerlere...
Güzel sahillere..
Bekir Hazar/Yeni Şafak