Bekir Coşkun'un "türbanlı bakan" bu yazısı sosyal medyayı salladı!
Sözcü yazarı Bekir Coşkun Türkiye'nin ilk başörtülü bakanı Dr. Ayşen Gürcan'ın başörtülü olmasını diline doladı.
Sözcü gazetesi yazarı Bekir Coşkun, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na başörtüsü takan Ayşe Gürcan'ın getirilmesinin "Atatürk'e taciz, cumhuriyete suikast olduğunu" ileri sürdü. Coşkun, başörtülü bir bakanın varlığının "modern aile yapısına da bir tekme" niteliğinde olduğunu savundu.
Bekir Coşkun'un Sözcü'de "Gururla ilk türbanlı bakanımız..." başlığıyla (29 Eylül 2015) yayımlanan yazısı şöyle:
Türkiye’nin ilk Kainat Güzeli Keriman Halis, 1932…
Belçika’nın Spa kentindeki yarışmada Dünya Güzellik Kraliçesi seçilen Türk kızını 27 ülkenin delegeleri ayakta alkışlamış, ertesi gün 132 milletin insanları, onu gazetelerinde görüp tanımıştı…
“İlk türbanlı bakanımız”a bakınca, aklıma nedense o geliyor…
*
İlk kadın milletvekilleri (1935)…
İlk kadın belediye başkanı (1930)…
İlk kadın arkeolog (1943)…
İlk kadın pilotumuz Bedriye Tahir’i izleyen İngiliz gazeteci, gazetesine “Türkler gökyüzüne herkesten önce kadının gücünü gönderiyor” diye bildiriyordu…
*
Geldik 2015…
“Türkiye’nin ilk türbanlı bakanı” diye gururla duyurdular utanmadan…
Herkesin ilki kendine göre…
*
Aslında ilk türbanlı Bakan Ayşe Gürcan’ı, herhangi bir meziyetinden dolayı Bakanlar Kurulu’na sokmak gibi bir dertleri yoktu…
Sadece kabineye türbanı sokmak istediler…
Türbanın içinde bu vardı…
Girdi…
*
Maksat; cumhuriyetin kıyafet devrimini çöpe atmak…
Laikliğe bir darbe daha…
Türkiye’yi Araplara benzetmeye bir adım ilave…
Dinciliğin simgesini devletin en önemli kuruluna oturtarak, devletin yapısını biraz daha dincileştirmek…
Atatürk’e biraz daha taciz…
Cumhuriyete biraz daha suikast…
Çağdaş devlete biraz daha inat…
Modern aile yapısına bir tekme daha…
*
O mudur idealimizde olan Türk kadını?…
Aile işlerinde örnek ise…
Kendisi boşanmış birader…
Boşanmak tabii ki bir kusur ya da suç değil… Ama kendi aile bütünlüğünü koruyabilmiş birisi mi bulunamadı?…
*
İşte o bakan diyor ki:
“Aynı zamanda hayır ve dua bakanlığıyız…”
Dua için bakanlığa gerek yok…
Söylüyoruz işte:
“Allahım, Türkiye’yi kurtar bu kafanın elinden…”
Bekir Coşkun'un Sözcü'de "Gururla ilk türbanlı bakanımız..." başlığıyla (29 Eylül 2015) yayımlanan yazısı şöyle:
Türkiye’nin ilk Kainat Güzeli Keriman Halis, 1932…
Belçika’nın Spa kentindeki yarışmada Dünya Güzellik Kraliçesi seçilen Türk kızını 27 ülkenin delegeleri ayakta alkışlamış, ertesi gün 132 milletin insanları, onu gazetelerinde görüp tanımıştı…
“İlk türbanlı bakanımız”a bakınca, aklıma nedense o geliyor…
*
İlk kadın milletvekilleri (1935)…
İlk kadın belediye başkanı (1930)…
İlk kadın arkeolog (1943)…
İlk kadın pilotumuz Bedriye Tahir’i izleyen İngiliz gazeteci, gazetesine “Türkler gökyüzüne herkesten önce kadının gücünü gönderiyor” diye bildiriyordu…
*
Geldik 2015…
“Türkiye’nin ilk türbanlı bakanı” diye gururla duyurdular utanmadan…
Herkesin ilki kendine göre…
*
Aslında ilk türbanlı Bakan Ayşe Gürcan’ı, herhangi bir meziyetinden dolayı Bakanlar Kurulu’na sokmak gibi bir dertleri yoktu…
Sadece kabineye türbanı sokmak istediler…
Türbanın içinde bu vardı…
Girdi…
*
Maksat; cumhuriyetin kıyafet devrimini çöpe atmak…
Laikliğe bir darbe daha…
Türkiye’yi Araplara benzetmeye bir adım ilave…
Dinciliğin simgesini devletin en önemli kuruluna oturtarak, devletin yapısını biraz daha dincileştirmek…
Atatürk’e biraz daha taciz…
Cumhuriyete biraz daha suikast…
Çağdaş devlete biraz daha inat…
Modern aile yapısına bir tekme daha…
*
O mudur idealimizde olan Türk kadını?…
Aile işlerinde örnek ise…
Kendisi boşanmış birader…
Boşanmak tabii ki bir kusur ya da suç değil… Ama kendi aile bütünlüğünü koruyabilmiş birisi mi bulunamadı?…
*
İşte o bakan diyor ki:
“Aynı zamanda hayır ve dua bakanlığıyız…”
Dua için bakanlığa gerek yok…
Söylüyoruz işte:
“Allahım, Türkiye’yi kurtar bu kafanın elinden…”