BEKİR COŞKUN'A ÜÇ NOKTA DAVASI! BAŞBAKAN NE KADAR TAZMİNAT İSTİYOR?
Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet yazarı Bekir Coşkun'a 'Büyük Devlet Şeyi...' başlıklı yazısına tazminat davası açtı..
Başbakan Tayyip Erdoğan Cumhuriyet Gazetesi yazarı Bekir
Coşkun'a 20 Eylül tarihli 'Büyük Devlet Şeyi...' yazısında kişilik haklarına
saldırdığı gerekçesiyle 10 bin TL tazminat istemli dava açtı.
Coşkun'un köşe yazısında Erdoğan'ın adının geçmemesine
karşın dilekçede "adam da olamamak" nitelemesiyle "isim vermeden
de olsa açıkça müvekkil sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı kastederek ağır hakarette
bulunmuştur" denildi.
3 NOKTA KULLANILARAK HAKARET ETTİ
Erdoğan'ın avukatlarının mahkemeye sunduğu dava dilekçesinde
Coşkun'un köşe yazısına yer verilerek "... yazının başlığının sonunda (...) koymak suretiyle çeşitli anlamlar çağrıştıracak bir amaç taşıdığı açık olduğu gibi müvekkilimi kast ederek 'adamı' diyeceğim ya dilim varmıyor' demek suretiyle müvekkilimin 'adam da olmadığını (...) işaretleri ile amaçladığı varlıklar olabileceği anlamını çağrıştırabilecek bir amaca yönelik olarak yazıya kaleme aldığı açıktır" denildi.
SİYASİ OLDUĞU İÇİN ELEŞTİRİLEBİLİR AMA..
Coşkun'un yazısında Erdoğan'ın "Değil büyük devlet adamı adamlığa uymayan nitelikler taşıdığını" ima ettiği savunularak "Tüm bu iddia ve açıklamalarının müvekkilimi aşağılamaya yönelik olduğu, onun sosyal duygusal ve dini değerlerine saldırı oluşturduğu açıktır. Davacının siyasi bir kişi olması elbetteki onun eleştirilmesine ve bu eleştirinin çok sert de olsa hukuka uygunluğunu haklı kılabilir. Ancak kişiye hakaret etmeyi onu 'Adam da olamamakla' nitelemeyi suç örgütlerini kucaklamayla meshep savaşlarını kışkırtmakla, kanlı iç savaşları körükleyip onlara para silah ve militan saklamakla itham etmeyi haklı kılmaz."
YAZIDA ERDOĞAN'IN ADI GEÇMİYOR
Coşkun'un yazısında Erdoğan'ın isminin hiç geçmemesine
karşın dilekçede "isim vermeden de olsa açıkça müvekkilimi kastederek ağır
hakarette bulunmuştur" denildi. Dilekçede şu değerlendirme yapıldı; "Davalı konumu itibariyle müvekkilime yönelik sıfatlandırma ve nitelendirme yapmadan dahi kaleme aldığı konu hakkında daha etkin bir konu yazabilir ve böylece basına hizmet etme amacını gerçekleştirebilirdi. Ne var ki davalının amacı bu değildi. amacı en ağır bir biçimde müvekkilime hakaret edip aşağılamaktı. Yoksa düşüncelerini açıklamak eleştirmek değildir"
Coşkun'a 20 Eylül tarihli 'Büyük Devlet Şeyi...' yazısında kişilik haklarına
saldırdığı gerekçesiyle 10 bin TL tazminat istemli dava açtı.
Coşkun'un köşe yazısında Erdoğan'ın adının geçmemesine
karşın dilekçede "adam da olamamak" nitelemesiyle "isim vermeden
de olsa açıkça müvekkil sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı kastederek ağır hakarette
bulunmuştur" denildi.
3 NOKTA KULLANILARAK HAKARET ETTİ
Erdoğan'ın avukatlarının mahkemeye sunduğu dava dilekçesinde
Coşkun'un köşe yazısına yer verilerek "... yazının başlığının sonunda (...) koymak suretiyle çeşitli anlamlar çağrıştıracak bir amaç taşıdığı açık olduğu gibi müvekkilimi kast ederek 'adamı' diyeceğim ya dilim varmıyor' demek suretiyle müvekkilimin 'adam da olmadığını (...) işaretleri ile amaçladığı varlıklar olabileceği anlamını çağrıştırabilecek bir amaca yönelik olarak yazıya kaleme aldığı açıktır" denildi.
SİYASİ OLDUĞU İÇİN ELEŞTİRİLEBİLİR AMA..
Coşkun'un yazısında Erdoğan'ın "Değil büyük devlet adamı adamlığa uymayan nitelikler taşıdığını" ima ettiği savunularak "Tüm bu iddia ve açıklamalarının müvekkilimi aşağılamaya yönelik olduğu, onun sosyal duygusal ve dini değerlerine saldırı oluşturduğu açıktır. Davacının siyasi bir kişi olması elbetteki onun eleştirilmesine ve bu eleştirinin çok sert de olsa hukuka uygunluğunu haklı kılabilir. Ancak kişiye hakaret etmeyi onu 'Adam da olamamakla' nitelemeyi suç örgütlerini kucaklamayla meshep savaşlarını kışkırtmakla, kanlı iç savaşları körükleyip onlara para silah ve militan saklamakla itham etmeyi haklı kılmaz."
YAZIDA ERDOĞAN'IN ADI GEÇMİYOR
Coşkun'un yazısında Erdoğan'ın isminin hiç geçmemesine
karşın dilekçede "isim vermeden de olsa açıkça müvekkilimi kastederek ağır
hakarette bulunmuştur" denildi. Dilekçede şu değerlendirme yapıldı; "Davalı konumu itibariyle müvekkilime yönelik sıfatlandırma ve nitelendirme yapmadan dahi kaleme aldığı konu hakkında daha etkin bir konu yazabilir ve böylece basına hizmet etme amacını gerçekleştirebilirdi. Ne var ki davalının amacı bu değildi. amacı en ağır bir biçimde müvekkilime hakaret edip aşağılamaktı. Yoksa düşüncelerini açıklamak eleştirmek değildir"