“Ben 70’li yılların sanatçısı Serpil Örümcer’im… Ben bu resimlerimi 200 liradan yardım amaçlı satıyorum. Elektriğimi, suyumu, doğalgazımı vermek istiyorum. Eğer bana yardımcı olursanız size, adınıza imzalı göndermek istiyorum. Size çok teşekkür ediyorum. Allah razı olsun. Sevgiler, saygılar.”
*
Bu sözler “Bayan Bacak” adıyla bilinen ve yüzlerce filmde oynamış bir Yeşilçam yıldızına ve ses sanatçısına ait…
Bu ülkede yaşı 45’in üzerinde olup da onu tanımayan bir kişi bile çıkacağını sanmıyorum.
Her ne kadar “Bayan Bacak” olarak tanınsa da 17 yaşındayken Milliyet’in düzenlediği yarışmada 1967’nin Türkiye Güzellik Kraliçesi seçildi.
Bu sayede kısa sürede ün yaptı ve dönemin yıldızları Türkan Şoray’a, Hülya Koçyiğit’e, Filiz Akın’a, Fatma Girik’e rakip olarak bile gösterildi.
1972 yılında Samanyolu şarkısı ile gönüllerimizde taht kuran şarkıcı Berkant ile evlendi. Kısa süren bu evlilik sırasında müzik hayatına da atıldı. Beş albüm ve yedi adet de 45’lik plak çıkardı. Berkant’la bir çocukları oldu. Ardından bu evlilik iki tarafın anlaşmasıyla sona erdirildi.
1994 yılında bir günlük konser için gittiği Batman’da günlerce kaldı ve kentin ileri gelenlerinden Hasan Ölük’le tanışıp evlendi. Hasan Ölük’ün imam nikahlı dört eşi ve on bir çocuğu olduğunu, nikahtan sonra öğrendi ve boşanmak istedi. Ancak eşi buna rıza göstermedi. Bu evlilik sırasında hem sanatını yapması eşi tarafından yasaklandı; hem de işkenceye maruz kaldı. İşkence gördüğünü Adli Tıp’tan aldığı raporlarla kanıtlayarak zor da olsa bu evliliği bitirdi.
Sonrasında işleri hiç rast gitmedi.
Eski eşi Yeşilçam yapımcılarına ve gazino patronlarına baskı yaparak Serpil Örümcer’e iş verilmesini engelledi.
Tüm mal varlığını kaybetti ve resmen yaşam savaşı vermeye başladı.
İşportacılık yaptı, hatta simit bile sattı. Bu sırada cilt kanserine yakalandı. Bu hastalıkla yıllarca boğuştu.
Şimdi 72 yaşında… Hiçbir geliri yok. Eski eşi Hasan Ölük çoktan ölüp gitti ama hiçbir yapımcı hala ona iş teklif etmiyor. Binlerce sinema emekçisine iyi kötü ekmek yediren dizi sektörü de ne hikmetse bir zamanlar Türkiye’nin en güzeli seçilen bu yetenekli sanatçıya ilgi göstermiyor.
*
İşte; yukarıda okuduğunuz sözlerin ve izlediğiniz yardım çığlığını çağrıştıran videonun arkasında yatan, bu acı ve çok zor hayat hikayesi…
İyi de suçu ne Serpil Örümcer’in?
Yanlış bir evlilik yapması mı?
Eğer buysa; hangimiz yapmıyoruz ki?
Bunun bedelini özel hayatında mutsuz olarak ödemiş zaten…
Peki; sırf bir eski kocadan korkulduğu için, koca bir sektörün bu kadar ünlü ve bu kadar yetenekli, bu kadar güzel bir sanatçının arkasında durmaması, duramaması kabul edilecek şey mi?
Tamam; yayınladığı videodan sonra Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanlık bazı ihtiyaçlarını karşıladı…
Ya sonra?
Sonra yine aynı “açlık ve yoksulluk” çilesi kaldığı yerden devam etmeyecek mi?
Ay Yapım başta olmak üzere televizyonlara dizi çeken bütün yapım şirketlerine sesleniyorum:
Lütfen dayanışma kültürümüzün ölmediğini gösterin ve Serpil Hanım başta olmak üzere, tüm sinema ve ses sanatçılarımıza projelerinizde iş verin.
Sadaka gibi yardım yapmayın; iş vererek yeniden hayatlarını kazanmalarını sağlayın.
Bu sayede, verdiklerinizin karşılığını bin misli alacağınızı da sakın unutmayın.
Çünkü Türk halkı geçmişine sadıktır, vefalıdır.
Bu insanlar da bizim geçmişimizdir…
Nasıl ki anamızı, babamızı bu hallerde görmek istemeyiz; o zaman bu insanları hatırlamanın tam da zamanıdır!