Bavullar dolusu paralar… Bir “Kara Propaganda” operasyonu mu?..

Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, İmamoğlu’na yönelik kurultayda delegeleri satın almak için “Bavullarla para taşındığı” imajı veren videoya “Kara Propaganda” teşhisi koydu…

ATİLLA AKAR atilla.akar@medyaradar.com

Efendim: tarihteki en büyük “Kara propaganda ustası” kimdir biliyor musunuz? Hemen söyleyeyim. 007 James Bond romanlarının yazarı Ian Fleming’tir. Aynı zamanda yalan haber yayma ustası olan Fleming II. Dünya Savaşı esnasında bu tarz onlarca şaşırtma operasyonuna imza attı. Çünkü Fleming İngiliz Dış İstihbarat Servisi’nin yani MI-6’in kalburüstü bir elemanıydı.

Asparagas Haberler!..

O bir anlamda “Kara propaganda sanatı”nın ustası sayılırdı. Psikolojik savaşın kurmaylarından biriydi. Özellikle Alman askerlerinin moralini bozacak yayınlar yapmak uzmanlık alanıydı denebilir. Örneğin Alman askerlerini üstlerine karşı kışkırtacak yapıda, “Birlikleriniz Rusya’da soğuktan donarak ölürken General falanca, metresine vizon kürk aldı” türünden masa başında kaleme alınmış uydurma haberler yayardı. Bir keresinde ise radyoda Winston Churchill’e “Şu şişko Yahudi” dedirterek servisin bütün şimşeklerini üzerine çekmişti.

Ancak ondanda usta biri vardı. Bu kişi MI-6’in Newyork istasyonu şefi William Stephanson’dı. Onun görevi Amerikalıları savaşa sokacak haberler üretmekti. Örneğin sözüm ona Amerikalılar Almanya’daki gizli kaynakları vasıtasıyla bir harita ele geçirmişlerdi. Bu haritada Almanların Latin Amerika’yı ele geçirdikten sonra ABD’yi işgal edecekleri güya belgeleniyordu. Oysa harita, Stephenson’ın çizdirdiği uyduruk bir haritaydı. Ancak Başkan Roosevelt bile haritayı Kongre’de “Belge” diye gösterecekti. Kısaca bu gibi işlerin tarihi çok eski…

Seçimler Yaklaştıkça Entrikalar Artabilir!..

Neyse, anlaşılan bir odak seçimler yaklaştıkça olayı şu veya bu yönde etkilemek için muhtelif entrikalar içine girmeye kararlı görünüyor. Belli ki bunlar sürece

gölge düşürmekten çekinmeyen bir yapı. Akılları sıra birilerine kazandırmak yahut diğerine kaybettirmek için her tür dümeni çevirmekten sakınmıyorlar!..

Öyle anlaşılıyor ki ortada tipik bir “Kara propaganda” çabası var. Kara propagandayı kabaca belli bir odağın, belli bir amaç doğrultusunda denetimindeki iletişim araçları vasıtasıyla bir ülke kamuoyunu veya bir kesimi etkilemek, kışkırtmak, yönlendirmek, yanıltmak için yapılan her tür kaynağı “karanlık” propaganda olarak tanımlayabiliriz. Özellikle sahte haberler, söylentiler yayma, kişilik, itibar infazları düzenleme, kişi veya kurum kötüleme, çamur atma, leke sürme, vb gibi faaliyetler yürütme bu kapsamdadır. Burada da benzer bir “koku” yükseliyor sanki…

Görüntüler Doğru Algı Çarpıtma!..

Malum; bir yerlerden servis edildiği anlaşılan ve sosyal medyada hızla yayılan görüntülerde bir avukatlık bürosuna bavullarla getirilen milyonlarca lira ve dövizin sayıldığı görülüyor. Sayımı tam 4 saat sürüyor. Para sayılırken Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı olduğu söylenen kişi sayım işlemlerinin tamamlanmasını bekliyor. Görüntülerde ayrıca CHP Eski İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun yardımcısının ve Özel Kalem Müdürünün de olduğu görünüyor.

Önceleri servis edilen görüntüler üzerinden bir “Algı” yaratılmak isteniyor. Bu algı kurultay öncesi delegelere dağıtıldığı söylenen paralar iddiası üzerinden kurgulanıyor. Bunda da kısa bir süre başarılı olunuyor anlaşılan. Zaten kara propaganda illâ ki tümüyle yalandan oluşmaz. Örneğin görüntü gerçektir. Ancak onun üzerine başka bir hikâye bindirilir. Başka bir şeyi akla getirecek yönde manipüle edilir. Buradaki de o hesap!

CHP Reddediyor!..

Ardından CHP İl Başkanlığı bir açıklama yaparak söz konusu görüntülerin, partinin il başkanlığı binasının alımıyla ilgili olduğu ve 2019 yılına ait olduğu belirtildi. Açıklama da ayrıca görüntülerin aynı zamanda mal sahibinin avukatlık bürosundan olduğu kaydedildi.

Ancak bu açıklamada yetmeyecek belli bir kesim medyada bu seferde paraların kaynağı ve usulüne uygun toplanıp toplanmadığı tartışma konusu olacaktı. Dahası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı görüntülerle ilgili resen soruşturma başlatıldığını açıklayacaktı.

Bütün bunları Ekrem İmamoğlu’nun tepkisi ve İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in açıklamaları takip edecekti. Öyle ki ilk iddia giderek zayıflarken, bu seferde paraların kaynağı, kayıtlı olup olmadığı, vb üzerine ayrıca bir tartışma başlıyordu.

“Kara Propaganda”nın Belirsiz Doğası!..

Maalesef bizler olayları çok ihtimalli düşünemeyen bir toplumuz. Bize gösterilen kadarına saplanıp kalıyoruz. Sözüm ona seçkinimiz de avamımızda, okumuşumuzda cahilimizde böyleyiz. Hele de işin içine siyaset, taraf olma girmişse zaten fazla çalışmayan saksılar anında dumur oluyor. Kanaatimizi iyice düşündükten, tarttıktan sonra değil, hemen veriyoruz. İlk tepkiler hep bu yönlerde oluyor…

Peki o halde olayın ilk anda formüle edildiği gibi olduğu iddiasını geçersek neler söylenebilir? Kara propagandanın belki de en ürkütücü yanı “Kaynağının belirsiz” oluşudur. “Beyaz propaganda” nın, yani kaynağı belli, yayanı belli, açık olarak yapılan, üzerinde şüphe ve tartışma olmayan, zaten sahiplenilen propaganda gibi değildir. Aynı şekilde “Gri propaganda” ise kaynağı belirsiz ama “tarafsız” bir kaynaktan geliyormuş gibi görünür. “Kara Propaganda” ise dost bir kaynaktan geliyormuş gibi görünür ama tam tersidir. Yani ki kara propaganda sadece özündeki karalama ile değil, esas olarak kaynağının karanlık olmasıyla anlaşılır. (Adını da buradan alır) Siz belli tahminler, varsayımlarda bulunsanız bile doğasındaki muğlaklık sabit kalır.

Olayın Arkasında Kimler Olabilir?..

Şimdi ihtimaller üzerinden –kesinliği olmasa da- olaya bakalım…

  • Olay bir Hükümet - AK Parti kumpasıdır. İstanbul’da İmamoğlu’nu yenemeyeceğini ve seçimi kazanamayacağını anlayanlarca İmamoğlu’nu zora sokmak için böyle bir tezgâh kurmuşlardır. Olay CHP ve İmamoğlu’na imaj komplosudur.
  • Komployu yapan Kılıçdaroğlu yanlılarıdır. Buna göre Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın kişilerce yapılmış olabilir. Burada ilginç olan Kılıçdaroğlu’na yakın olduğu öne sürülen kimi hesapların olayın üzerine balıklama atlamaları ve doğrudan “Sazan”a düşmeleri olsa gerek. CHP’lerin bir kısmında “İmamoğlu nefreti” o kadar ileri boyutlara varmış olabilir ki, bizzat kendileri yapmasa bile İmamoğlu karşıtı her şeye çanak tutacak raddeye gelmiş olabilirler. Demek ki ayrıca CHP’lilerin birbirine düşmeleri de hedeflenmiş olsa gerek.
  • AK Parti’ye yapılmış bir “Komplo”da olabilir. Sonunda AK parti zan altında kalacaktır. Nitekim belli bir kesimce suçlanan AK Parti’dir.
  • Çok zayıf bir ihtimal bile olsa,İmamoğlu’nu “Mağdur” göstermek isteyenlerce tersinden bir operasyondur.

Olay Bir “Kumpas” hadisesidir!..

Benimde vicdani ve akli kanaatim olayın Ekrem İmamoğlu’na yönelik bir “Kumpas” olduğu yönündedir. Ancak yapanların ellerinde patlamışa ve yüzlerine gözlerine bulaştırmışa benziyorlar. Lakin bunu hangi aklı evvelin zihninden çıktığını, nasıl bir sonuç elde edeceğini umarak yaptığını bilemem. Ancak kaynağı konusunda gene de kesin konuşamam. Deminden beri söylemeye çalıştığım gibi olayın kendisi karanlıktır. Herkes için durduğu yere göre çok “Aydınlık” olabilir. Ancak bu işlerin doğası buna izin vermez.

Hangi müthiş zeki (!) kişi veya çevre ise bu gibi düzmece bir iddianın dönüp kendilerini vuracağını bilmemiş olamaz. Lakin artık siyasette gözü dönmüşlük had safhada. O yüzden korkarım ki herkes, her şeyi yapabilir. Bu tarz pespaye yöntemler her zaman birilerince gündeme getirilebilir.

Yazının başlığında “007 James Bond İle Ne İlgisi Var?” demiştik. Elbette doğrudan bir ilgisi yok. Ancak bu tarz olayların tarihini hatırladığımızda akla gelen ilk örnek o oluyor. Ayrıca benzeri olayların arkasında Ian Fleming ya da hayali ajan James Bond kadar olmasa da “Profesyonel bir destek” olup, olmadığı şüphesini akla getiriyor. Fakat bu gibi işlerin artık iyice ayağa düştüğü de ayrıca bir gerçek...

NOT: Çok merak ediyorum. Acaba İmamoğlu’nun çevresinde bu tip operasyonları, komploları sezecek, analiz edecek, deşifre edecek, karşı önlemler alacak ve karşı propaganda geliştirecek yetkinlikte “Danışman”, “Uzman”, vb var mı?.. Bunun ne kadar hayati olduğunun farkındalar mı? Yoksa çevresinde “Başkanım… Başkanım…” diye dolaşan boş beleş tipler mi var?

13. 03. 2024

Tüm yazılarını göster