BAŞSAVCILIK UYUŞTURUCU İDDİANAMESİNDE MAGAZİN HABERCİLİĞİ'Nİ SUÇLADI!.."GERÇEK HABERCİLİK ANLAYIŞI,MAGAZİN HABERCİLİĞİNE KURBAN EDİLDİ"!..
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Emret Komutanım dizisinin oyuncuları Seda Akman ve Durul Bazan'ın da aralarında bulunduğu 15 kişi hakkında hazırladığı iddianamede magazin haberciliğini eleştiri yağmuruna tuttu.İşte zehir zemberek iddianame!..
İstanbul İl Jandarma Komutanlığınca düzenlenen uyuşturucu operasyonu kapsamında gözaltına alınan oyuncular Seda Akman ile Durul Bazan'ın da aralarında bulunduğu 15 kişi hakkında 4 ile 39 yıl arasında değişen hapis cezaları istemiyle iddianame hazırlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İstanbul ve çevresinde özellikle son yıllarda artan uyuşturucu trafiği ve kullanımının önüne geçmek amacıyla "torbacı" olarak tabir edilen kişilere yönelik çalışmaların yoğunlaştırıldığı kaydedildi.
Bu çalışmalar sırasında şüphelilerin telefonlarının dinlenildiği belirtilen iddianamede, dinlemeler sonucunda 4 şüphelinin kokain pazarladığı, diğerlerinin de bu kişilerden uyuşturucu madde alarak toplu halde kullandıklarının belirlendiği anlatıldı. İddianamede, şöyle denildi:
"Özellikle son yıllarda Türk toplumu içerisinde yaygınlaşan uyuşturucu kullanımı ile ilgili olarak kolay yolla para kazanan bir grubun türediği ve bu grubun kazandığı parayı da uyuşturucu ve kumar alemlerinde harcayarak magazin basınına konu olduğu, bunun da toplumu özendirdiği belirlenmiş ve operasyonlar bu konuda yoğunlaştırılmıştır."
Toplumdaki şiddet olayları ve uyuşturucu kullanımının adeta kangrene dönüştüğü, bunların engellenmesi için daha köklü ve kapsamlı projelerin hayata geçirilmesinin zamanının geçmekte olduğu vurgulanan iddianamede, "Sokaklara, okullara kamera yerleştirmek, polisiye tedbirler almak, yasaları ve yönetmelikleri değiştirmek, kangren hale gelmiş bir yarayı aspirin ve yara bandı ile tedavi etmeye çalışmak demektir. Polisiye önlemler yalnızca, yaşanan şiddetin ve satılan uyuşturucunun yer ve nitelik değiştirmesine hizmet eder" denildi.
MAGAZİN HABERCİLİĞİNE ELEŞTİRİ
Şiddet olaylarının sebepleri olarak pek çok unsurun sayıldığı, ancak bu unsurlar içindeki en önemlisinin medya olduğuna dikkat çekilen iddianamede, magazin haberciliği eleştirildi.
"Gerçek habercilik anlayışının, magazin haberciliğine kurban edildiği" savunulan iddianamede, "Ülke insanları yanlış yönlendirilmekte, adeta suça teşvik ve özendirilmekte, insanların adalete olan inançları yıkılmaya çalışmakta ve suça teşvik edilmektedir" denildi.
Şüphelilerin ve soruşturulan olayın da magazin haberciliğine konu olduğu belirtilen iddianamede, şu görüşlere yer verildi:
"Fiili durumun aksaklıklarını, tutarsızlıklarını ve gerçeklerle olan çelişkilerini ifadeden kaçınır ve korkarsak, aradığımız gerçek demokrasiyi asla ve asla kuramayız. Bir ülkede demokratik düzen ve kanun devleti sadece yasalarla ve kurumsal düzenlemeler yapmakla gerçekleşmez. Bu sürece yurttaşların katkısı, duyarlılığı da gerekir. Kısacası bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa, orada güneş batıyor demektir.
Ahlakı, fazileti, bir milleti millet yapan değerleri dışlayıp, sadece ve sadece paranın üstündeki yazı ve rakamları hedef seçerek milleti yanıltanlar ve bu sayede menfaat temin edenler dürüstlükten ve faziletten bahsedemezler.
İddianamemize konu olan şüphelilerin bir kısmının sanat camiasından, bir kısmının eğitim camiasından, bir kısmının da finans camiasından olması nedeniyle bu konudaki tutumu dile getirmenin yanlış olmadığı düşüncesindeyiz."
CEZA İSTEMLERİ
Sanıklardan Özkan Ok'un "suç işlemek için örgüt kurmak" ve "uyuşturucu ticareti yapmak" suçlarından 13 ile 39 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, Coşkun Kaly
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İstanbul ve çevresinde özellikle son yıllarda artan uyuşturucu trafiği ve kullanımının önüne geçmek amacıyla "torbacı" olarak tabir edilen kişilere yönelik çalışmaların yoğunlaştırıldığı kaydedildi.
Bu çalışmalar sırasında şüphelilerin telefonlarının dinlenildiği belirtilen iddianamede, dinlemeler sonucunda 4 şüphelinin kokain pazarladığı, diğerlerinin de bu kişilerden uyuşturucu madde alarak toplu halde kullandıklarının belirlendiği anlatıldı. İddianamede, şöyle denildi:
"Özellikle son yıllarda Türk toplumu içerisinde yaygınlaşan uyuşturucu kullanımı ile ilgili olarak kolay yolla para kazanan bir grubun türediği ve bu grubun kazandığı parayı da uyuşturucu ve kumar alemlerinde harcayarak magazin basınına konu olduğu, bunun da toplumu özendirdiği belirlenmiş ve operasyonlar bu konuda yoğunlaştırılmıştır."
Toplumdaki şiddet olayları ve uyuşturucu kullanımının adeta kangrene dönüştüğü, bunların engellenmesi için daha köklü ve kapsamlı projelerin hayata geçirilmesinin zamanının geçmekte olduğu vurgulanan iddianamede, "Sokaklara, okullara kamera yerleştirmek, polisiye tedbirler almak, yasaları ve yönetmelikleri değiştirmek, kangren hale gelmiş bir yarayı aspirin ve yara bandı ile tedavi etmeye çalışmak demektir. Polisiye önlemler yalnızca, yaşanan şiddetin ve satılan uyuşturucunun yer ve nitelik değiştirmesine hizmet eder" denildi.
MAGAZİN HABERCİLİĞİNE ELEŞTİRİ
Şiddet olaylarının sebepleri olarak pek çok unsurun sayıldığı, ancak bu unsurlar içindeki en önemlisinin medya olduğuna dikkat çekilen iddianamede, magazin haberciliği eleştirildi.
"Gerçek habercilik anlayışının, magazin haberciliğine kurban edildiği" savunulan iddianamede, "Ülke insanları yanlış yönlendirilmekte, adeta suça teşvik ve özendirilmekte, insanların adalete olan inançları yıkılmaya çalışmakta ve suça teşvik edilmektedir" denildi.
Şüphelilerin ve soruşturulan olayın da magazin haberciliğine konu olduğu belirtilen iddianamede, şu görüşlere yer verildi:
"Fiili durumun aksaklıklarını, tutarsızlıklarını ve gerçeklerle olan çelişkilerini ifadeden kaçınır ve korkarsak, aradığımız gerçek demokrasiyi asla ve asla kuramayız. Bir ülkede demokratik düzen ve kanun devleti sadece yasalarla ve kurumsal düzenlemeler yapmakla gerçekleşmez. Bu sürece yurttaşların katkısı, duyarlılığı da gerekir. Kısacası bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa, orada güneş batıyor demektir.
Ahlakı, fazileti, bir milleti millet yapan değerleri dışlayıp, sadece ve sadece paranın üstündeki yazı ve rakamları hedef seçerek milleti yanıltanlar ve bu sayede menfaat temin edenler dürüstlükten ve faziletten bahsedemezler.
İddianamemize konu olan şüphelilerin bir kısmının sanat camiasından, bir kısmının eğitim camiasından, bir kısmının da finans camiasından olması nedeniyle bu konudaki tutumu dile getirmenin yanlış olmadığı düşüncesindeyiz."
CEZA İSTEMLERİ
Sanıklardan Özkan Ok'un "suç işlemek için örgüt kurmak" ve "uyuşturucu ticareti yapmak" suçlarından 13 ile 39 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, Coşkun Kaly