'Basın Özgürlüğü Günü'nde gazetecilerden tepki: 'Hangi Basın Özgürlüğü'
İGC 3 Mayıs 'Dünya Basın Özgürlüğü Günü'yle ilgili açıklamasında medyanın durumuna değindi.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı.
Türk Basını’nın 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü’ne 180 ülke içerisinde 149. sırada ve yoğun ihlallerle girdiğini vurgulayan İGC Başkanı Dikmen, “Gerek Türkiye’deki basın meslek örgütleri gerekse yurtdışındaki bağımsız kuruluşlar tarafından ülkemizdeki basının ‘özgür olmadığı’ özellikle son 10 yıldır ısrarla vurgulanıyor. Bu durumda tüm dünyada Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanan bu önemli gün ülkemiz sınırları içerisinde ne yazıkki hiçbir anlam ifade etmiyor”dedi
Türk basınının yurtdışı merkezli bağımsız gazetecilik kuruluşları tarafından geçen yıl olduğu gibi bu yıl da “Basını Özgür Olmayan Ülkeler” arasında gösterildiğini hatırlatan Dikmen, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“MÜCADELE GÜNÜ”
“Washington merkezli düşünce kuruluşu Freedom House, ülkemizi geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 'basının özgür olmadığı ülkeler' arasında gösterdi. Yine bu rapora göre Türkiye basın özgülüğünde, Tayland ve Ekvador'un ardından en hızlı gerileyen üçüncü ülke oldu. Freedom House'un raporunda Türkiye için ‘hükümetin saldırgan yeni yasal önlemler ve gözdağıyla muhaliflerin alanını daraltma yoluna girmesiyle medya ortamı giderek kötüleşti’ denildi. Bu birkaç cümle bile Türk basınının durumunu net olarak ortaya koyuyor. Dolayısıyla Türk basınının demokrasinin gereği olarak özgür olmadığı bir ortamda, ulusal ve uluslararası kuruluşlar tarafından basını özgür olmayan ülkeler liginde kalmaya devam ettiği bir tabloda bizlerin bu günü kutlaması diye bir şey söz konusu olamaz. Tıpkı 10 Ocak’lar, 24 Temmuz’lar gibi 3 Mayıs da bizler için, kaybettiğimiz özgürlüklerimiz için bir mücadele günüdür.”
“ÖZGÜR ÜLKELERİN GÜNÜ KUTLU OLSUN”
Yaptığı açıklamada BiA Ocak-Şubat-Mart 2015 Medya Gözlem Raporu’na da değinen Misket Dikmen, “Bianet’te yayımlanan rapora göre; Ocak Mart 2015 döneminde 6 gazeteci Terörle Mücadele Kanunu uyarınca 143 yıl hapis istemiyle yargılandı; iki yayın yasağı çıktı; akreditasyon her gün “istenmeyen” medyayı vurdu. 3 gazeteci ve 2 karikatürist Recep Tayyip Erdoğan'a hakaretten ertelemeli 16 ay 20 gün hapis ve 21 bin TL para cezasına mahkum edildi. 49 haber, 312 Twitter mesajı, Facebook, 3 haber sitesi, 2 gazeteci, 2 film, 1 kitap, 2 köşe yazısı, 1 resim sansüre uğradı. AİHM, Türkiye’yi 2’si gazeteci 18 kişiye toplam 22 bin 983 avro (yaklaşık 64 bin 452 TL) tazminat ödemeye mahkum etti. RTÜK, Radyo ve TV’lere toplam 5.480.245 TL idari para cezası verdi. Bu kara tabloyu daha da uzatmak mümkün. Özetle; ‘Basını özgür olmayan ülke’ olarak tüm özgür ülkelerin Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutlar, kamuoyuna saygıyla duyururuz” diye konuştu.
Türk Basını’nın 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü’ne 180 ülke içerisinde 149. sırada ve yoğun ihlallerle girdiğini vurgulayan İGC Başkanı Dikmen, “Gerek Türkiye’deki basın meslek örgütleri gerekse yurtdışındaki bağımsız kuruluşlar tarafından ülkemizdeki basının ‘özgür olmadığı’ özellikle son 10 yıldır ısrarla vurgulanıyor. Bu durumda tüm dünyada Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanan bu önemli gün ülkemiz sınırları içerisinde ne yazıkki hiçbir anlam ifade etmiyor”dedi
Türk basınının yurtdışı merkezli bağımsız gazetecilik kuruluşları tarafından geçen yıl olduğu gibi bu yıl da “Basını Özgür Olmayan Ülkeler” arasında gösterildiğini hatırlatan Dikmen, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“MÜCADELE GÜNÜ”
“Washington merkezli düşünce kuruluşu Freedom House, ülkemizi geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 'basının özgür olmadığı ülkeler' arasında gösterdi. Yine bu rapora göre Türkiye basın özgülüğünde, Tayland ve Ekvador'un ardından en hızlı gerileyen üçüncü ülke oldu. Freedom House'un raporunda Türkiye için ‘hükümetin saldırgan yeni yasal önlemler ve gözdağıyla muhaliflerin alanını daraltma yoluna girmesiyle medya ortamı giderek kötüleşti’ denildi. Bu birkaç cümle bile Türk basınının durumunu net olarak ortaya koyuyor. Dolayısıyla Türk basınının demokrasinin gereği olarak özgür olmadığı bir ortamda, ulusal ve uluslararası kuruluşlar tarafından basını özgür olmayan ülkeler liginde kalmaya devam ettiği bir tabloda bizlerin bu günü kutlaması diye bir şey söz konusu olamaz. Tıpkı 10 Ocak’lar, 24 Temmuz’lar gibi 3 Mayıs da bizler için, kaybettiğimiz özgürlüklerimiz için bir mücadele günüdür.”
“ÖZGÜR ÜLKELERİN GÜNÜ KUTLU OLSUN”
Yaptığı açıklamada BiA Ocak-Şubat-Mart 2015 Medya Gözlem Raporu’na da değinen Misket Dikmen, “Bianet’te yayımlanan rapora göre; Ocak Mart 2015 döneminde 6 gazeteci Terörle Mücadele Kanunu uyarınca 143 yıl hapis istemiyle yargılandı; iki yayın yasağı çıktı; akreditasyon her gün “istenmeyen” medyayı vurdu. 3 gazeteci ve 2 karikatürist Recep Tayyip Erdoğan'a hakaretten ertelemeli 16 ay 20 gün hapis ve 21 bin TL para cezasına mahkum edildi. 49 haber, 312 Twitter mesajı, Facebook, 3 haber sitesi, 2 gazeteci, 2 film, 1 kitap, 2 köşe yazısı, 1 resim sansüre uğradı. AİHM, Türkiye’yi 2’si gazeteci 18 kişiye toplam 22 bin 983 avro (yaklaşık 64 bin 452 TL) tazminat ödemeye mahkum etti. RTÜK, Radyo ve TV’lere toplam 5.480.245 TL idari para cezası verdi. Bu kara tabloyu daha da uzatmak mümkün. Özetle; ‘Basını özgür olmayan ülke’ olarak tüm özgür ülkelerin Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutlar, kamuoyuna saygıyla duyururuz” diye konuştu.