BASIN KONSEYİ'NDEN SİLİVRİ'YE 'HÜCRE' BASKINI!

Turgut Kazan ve Ersü Oktay Huduti Balbay ve Özkan'ın tutukluluk koşulları ile ilgili bilgi aldı.

Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi Av. Turgut Kazan ile Genel Sekreteri Av. Ersü Oktay Huduti Silivri Cezaevinde Gazeteci Mustafa Balbay ve Gazeteci Tuncay Özkan’la görüştü

Görüşmenin ardından Basın Konseyi adına bir açıklama yapan Genel Sekreter Av. Ersü Oktay Huduti şunları söyledi;

“Basın Konseyi Yüksek Kurulu Üyesi Sn Av. Turgut Kazan ile birlikte Silivri Cezaevi’ne giderek Gazeteci Mustafa Balbay ve Gazeteci Tuncay Özkan ile görüştük ve cezaevinde tutuldukları koşullarla ilgili bilgi aldık.

Gazeteci Mustafa Balbay ve Gazeteci Tuncay Özkan şu anda tutuklu olarak, hükümlülerin disiplin cezası aldıkları durumda barındırılacağı şartlarda tutulmaktadır. Cezaevindeki ayrı birer bölümde, yanlarında hiç kimse bulunmadan sıkı bir rejim altında tutulan gazetecilerin bu şartlarda tutulmasını gerektirecek durumu açıklayan bir belge veya delil de bulunmamaktadır. Meslektaşlarımızın tutulduğu cezaevinin yeni yapılmış olması dolayısıyla yaşanan sorunlar da göz önüne alındığında, insan onuruna yakışır şartlarda barındırıldıklarını söylemek mümkün değildir.

Önemle vurgulamak isterim ki Ceza ve Güvenlik tedbirlerinin İnfazı hakkında Kanun’un 115. maddesi, bu tip kısıtlayıcı önlemlerin kovuşturma evresinde ancak hakim veya mahkemece uygulanabileceğini belirtmiştir. Kamuoyuna olağan bir uygulama gibi yansıtılan, hukuki temelden yoksun olduğu anlaşılan ve bir mahkeme kararına dayanmayan bu kısıtlayıcı tedbirlerin bir hukuk devletinde kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz. Meslektaşlarımızın cezalandırmaya dönüşen tutukluluk hallerinin ağırlaştırılmış şartlarla sürdürülmesi ve ülkemizde hemen her hafta gazetecilerin gözaltına alınması birlikte değerlendirildiğinde, yaşanan sürecin gazeteciler için ne derece korkutucu bir hale geldiği daha açık biçimde görünmektedir. Bu korku iklimi iletişim (ifade, basın) özgürlüğünü ciddi biçimde tehdit etmekte ve toplumun haber alma hakkını kısıtlamaktadır.

Başta yasama yetkisini elinde bulunduran meclis olmak üzere tüm yetkili kurum ve kuruluşları ifade özgürlüğünü tehdit eden bu gelişmeler karşısında tedbir almaya ve hukuk devletinin temel amaçlarından biri olan bireysel hak ve özgürlükleri korumaya çağırıyoruz.”